“Su savurganlığımız böyle giderse; cenazelerimiz yıkanmadan gömülecek”
İnsanoğlunun ortak mirası olan su; maalesef tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hoyratça kullanılmaktadır. Açlığa aylarca dayanabiliriz de susuzluğa Beş gün dayanamayız.
Dünyada geçmişte yapılan savaşların birçoğunun su yüzünden çıktığı bilinmektedir. Bu gidişle tekrar su yüzünden yeni savaşların çıkmayacağını kim garanti edebilir ki.
Su savurganlığı; maalesef telafisi hayli zor ve maliyetli kayıplarımızdandır.
Halen günümüzde seksen ülke su sıkıntısı çekmektedir. Ülkemizde kişi başına düşen su miktarının yıllık 500 metreküp olduğunu ve su sıkıntısı çeken ülkeler kategorisine girdiğimizi unutmayalım.
Her dış göç aldığımızda bu miktar daha da aşağı çekilecektir. Vatandaş olarak bize düşen görev bilinçli tüketici olmamızı gerektirir. Bunun için de yapmamız gereken çok basit yöntemler var.
Nasıl mı?
Devlete Düşen Görevler:
* Sayıları 170 Bini aşan hobi bahçeleri su kuyuları acilen mühürlenmeli ve yeni kuyu açmaları yasaklanmalıdır.
* Sulu tarımdan kuru tarıma geçilmelidir,
* Ahır hayvancılığından mera hayvancılığına geçilmelidir,
* Yerel yönetimler; belirli bir kotanın üzerinde suya aşırı bir zam yaparak vatandaşı daha tasarruflu kullanıma yönlendirmeli. Herkes çıkardığı keyfin parasını ödesin,
* Yerel yönetimler su kesintisi ilanı yapmasın. Bunu duyan vatandaş evde çukur ne bulursa dolduruyor. Ayrıca panikleyip evde kirli, temiz demeden ne varsa yıkamaya kalkışıyor.
* Hele bir de toplumda temizlik hastaları var ki; milli bir felaket. Abartmıyorum; bahçesindeki ağaçların tozlarından rahatsız olup bunları hortumla yıkayan komşularımızı gördük. Çatısındaki kiremitlerin kirliliğinden rahatsız olan ve hortum tutup yıkayanları duyduk.
Sonuç Olarak:
Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak istiyorsak rahmetli anamın tabiriyle;”AMAN YAVRUM SUYU İDARELİ KULLANALIM.”
Sevgi ve Saygılarımla