Doç.Dr.İbrahim Baykan

Tarih: 07.11.2025 12:34

KREŞTEN ÜNİVERSİTEYE TAVSİYELERİM

Facebook Twitter Linked-in


“Akademisyen olarak geçirdiğim hayatımın bana kazandırdığı gözlem ve deneyimlerimi bu köşemde paylaşmak istedim.”

ANAOKULU VE KREŞLER:  

*İlk Okul öncesi Ana Okulu ve Kreşler; çocuklara İlkokula başlamadan önce paylaşma kültürü, el becerileri, sanatsal faaliyetler, kültürel geziler gibi kazanımlar verir. İlkokula daha donanımlı bir şekilde adım atmış olurlar.

*Her ne kadar bu eğitim zorunlu olmasa da ekonomik durumu uygun ailelerin bu eğitimden yararlanmalarını tavsiye ederim. Bazı yerel yönetimlerin halka bu hizmeti vermiş olması takdire şayandır. İlkokul Birinci sınıfta bu eğitimi almayan çocuklar alanlara göre daha geri kaldıkları ve başarı düzeylerinin düşük olduğu görülmüştür.

İLKOKULLAR:

*Özel okullardan ziyade devlet okulları tercih edilmeli. Varlıklı ailelerin çocukları birbirleriyle marka yarışına girerken; orta halli ailelerin çocukları eziklik duymaktadırlar,

*Küçük il ve ilçelerdeki okullarda sınıf oluştururken maalesef devlet okulları okul yönetimi yörenin seçkinlerinin çocuklarını aynı sınıfta toplar. Bu durumu tespit edebilirseniz çocuğunuzu O sınıfta olmasını sağlamaya çalışınız. Öğretmenlerin en başarılısı, ders aletlerinin en gelişmişi bu sınıfta olur ve bu sınıfın öğrencileri silme teşekkür ve takdir alır. Tüm bu imtiyazlara rağmen bu sınıftan mezun olanlardan bazılarının Ortaokulda çok zorlandıkları da görülmüştür.

*Erkek öğretmenlerimiz alınmasınlar; bayan öğretmenlerimiz erkeklere rağmen ilkokul Birinci sınıfta bir anne şefkati ile yaklaştıklarından dolayı çocuklar daha kolay intibak ediyorlar,

*Veliler sakın ola kardeşi kardeşle veya kendi çocukları ile komşu çocukları arasında başarı kıyaslaması yapmasın. Kapıcınızın çocuğu sizin çocuğunuzdan daha başarılı olabilir,

*Ev ödevlerinin bazı aileler tarafından yapılması çok yanlış bir davranıştır. Çocuk bunu alışkanlık haline getirir ve sizden her zaman bu hizmeti ister,

* Arkadaş seçimlerindeki tercihleri yakından takip edilmeli. Kötü alışkanlıkları olan arkadaşlarından uzak durmaları sağlanmalıdır.

*Çocuklarınızı yaz tatillerinde bir enstrüman kursuna yönlendiriniz. Bu ona toplum içerisinde bir sevgi ve saygınlık kazandıracaktır.

*Çocuklarınızı şehir dışı okul gezilerine yollamayınız. Ucuza getirilen seyahat otobüsleri bakımsız ve mevsim şartlarına uygunsuz olabilmektedir. Ölümcül sonuçlanan çok okul gezileri yaşanmıştır.

* Çocuklarınızı ağır iklim şartlarında o gün okula yollamayın. Maalesef yerel yönetimler kar tatilini çocuklar ikinci derste iken verme gafletinde bulunabiliyorlar.

ORTAOKULLAR VE LİSELER:

*Burada da özel okullardan ziyade devlet okulları tercih edilmelidir,  

*Çocukluk çağından gençlik açığına adım atıldığı bu yaşlarda aileler gençlere davranışlarında çok dikkatli olmalıdır. Buluğ çağına giren bu gençlerin davranışları da değişir bunlara bilinçli bir şekilde yaklaşılmalıdır.

*Yaşlarının ve eğitim düzeylerinin artması nedeniyle bazı sorumluluklar yüklenmelidir.

*Başkaları ile başarı kıyaslaması yapmayın. Sınıf birincisi olursan sana istediğin telefonu alacağız diye sözler vermeyin. O size teklif ederse bile; her başarı ödülünü alır diye geçiştirin ve başarılı olursa ihtiyaç duyduğu bir hediye ile ödüllendirin.

*Rekabete dayalı sosyal faaliyetlerden uzak durmasını sağlayın. Yenilgi halinde hayal kırıkları yaşamasına ve psikolojisinin bozulmasına neden olabilir

*Çocuklarınızın kısa yoldan bir meslek edinmeye eğilimi varsa ilgi duyduğu ve sevdiği bir mesleğin Meslek Lisesine gitmesine karşı çıkmayın hatta teşvik edin,

* *Lise bitiminde üniversite seçiminde yörenizde bulunan üniversitelerin istediğiniz bölümleri varsa onu tercih edin. Bunun en yararlı tarafı ailelere getireceği maddi yük daha az olacaktır. Maalesef gençlerin sözde özgürlük adına yöre dışı üniversite tercihleri daha ağır basmaktadır. Bu durumda olan yine dar gelirli ailelere olmaktadır.  

Ayrıca bazı velilerin kendi geçmişte edinemedikleri meslekleri çocuklarında görme arzuları, başkalarına özenti gibi takıntılar nedeniyle çocuklarına yanlış tercihler yaptırabilmektedir. Senin çocuğunda mimar, mühendis, avukat olacak kapasite ve yetenek yoksa yazık değil mi çocuğunun geleceği ile oynuyorsun.  

Bu tip gençler her yıl çıkan aflara rağmen Dört yıllık bölümünü Sekiz yılda bitirip diploma alsa da mesleğinde hiç başarılı olamıyor. Bu diplomanın onlar için tek yararı; erkekler için yedek subay askerlik bayanlar için de uygun koca bulmak.

YÜKSEKOKULLAR VE ÜNİVERSİTELER.

Yüksekokulları hiç ciddiye almıyorum neden mi?

*İki yılda meslek öğretilemiyor,

*Mezun olduklarında tanımlanmış unvanları bile yok,

*Gerek aileler gerekse gençler okuldan bile saymıyor,

*Mezunlarında yetenek olmadığından dolayı özel sektör iş vermiyor. İşverenleri de asgari ücretle basit görevlerde çalıştırıyor. İyi bir eğitim verilmiş olsa endüstrinin korkunç sayıda teknik ara elemana ihtiyacı var. Araştırdım iş yerleri ehliyetli elektrikçi bulamıyor ve sanayideki ustalardan medet umuyor.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen bu okullara harcanan kaynağa acırım. Yetkim olsa hepsini kapatırım veya ıslah ederim.

Yüksekokullarla ilgili bir de zeka düzeyi düşük gençler için “Kaynaştırma” adlı bir yerleştirme var bunu da bir başka yazımda köşemde paylaşacağım.

Sevgi ve Saygılarımla
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —