Bazı insanlar vardır; yaşadıkları şehri sadece bir yer değil, bir sevda bilir. Her taşına, her toprağına anlam yükler. Kalemini, gönlünü, ömrünü bu sevdaya adar. İşte Emel Demiryürek de Aksaray’ın sesi, sözü, türküsü olmuş böyle bir yürektir.
Kültür bir milletin ruhudur. O ruhu yaşatmak ise yürekli insanların işidir. Emel Demiryürek, yıllardır sessizce ama ısrarla bu şehrin kültürüne nefes verdi. Yazdığı şiirlerle, türkü sözleriyle Aksaray’ın sevdasını dilden dile taşıdı. Ömrü boyunca büyük acılarla yoğruldu, hak etmediği iftiralarla sınandı. Lakin ne gönlündeki sevdadan, ne de kalemindeki isyandan vazgeçti.
“Devletin imkânı herkese kolay iken bana Hasandağı’nın başı yapılmıştı,” diyor sosyal medya paylaşımında. Bu söz, bir isyan değil sadece. Aynı zamanda bir haykırıştır; değeri sağlığında bilinmeyenlerin sessiz çığlığıdır. Çünkü ülkemizde çoğu zaman kıymet, bir mezar taşıyla hatırlanır, bir törenle geciktirilmiş vefa gösterilir.
Ama bu kez öyle olmadı. Bu kez, hak yerini geç de olsa buluyor. Aksaray Posta Gazetesi sahibi Bilal Bölükbaşı’nın öncülüğünde, gazeteci Ayşe Alp’in desteğiyle Emel Demiryürek’in yıllardır bekleyen kitabı nihayet gün yüzüne çıkıyor. Bu yalnızca bir kitap değil; bir ömrün, bir mücadelenin ve bir sevdanın belgesidir.
Kıymet, zamanında bilinendir. Vefa, ölmeden gösterilendir. Emel ablamız bu şehir için bir kazanç, bir hafızadır. Onun kaleminden dökülen her kelime, Hasandağı’nın eteklerinden yükselen bir türkü gibidir. Ve bizler, bu türküyü unutmamalı, unutturmamalıyız.
Bugün bir kitap basılıyor belki ama aslında tarihe bir not düşülüyor. Çünkü kültür, yazılmadıkça kaybolur. Ve biz, Emel Demiryürek gibi gönül insanlarının kaleminden dökülenleri kaydederek yarınlara ışık tutabiliriz.
Son olarak şunu söylemek isterim:
“Gönlü Aksaray olanın kalemi susmaz, kalemi susanların ise adı çabuk unutulur.”
Teşekkürler Emel Demiryürek…
Şehrine, sözüne ve sevdanıza sadık kaldığınız için…