Mustafa Avcı

Tarih: 29.09.2025 22:19

Ah Bu Heybeler

Facebook Twitter Linked-in

Ne acayip bir dünya... Herkesin bir yükü var bu hayatta. Kimi kaderini, kimi kederini taşıyor omuzlarında. Görünmeyen çuvallarımız var sanki, sırtımıza asılmış, her adımda biraz daha ağırlaşan. Kimimiz ses etmeden taşırız, kimimiz diz çökmeden edemeyiz.

Rahmetli Usta Hüseyin dedem derdi ki:
“Oğlum, boynuna bir heybe tak. İyi olanları önüne, kötü olanları ardına at.”
İnsana yaşamı öğretmek için bazen bir cümle yeter, bazen bir ömür bile yetmez.

İyi niyetle dolu ön gözümüz zamanla yıpranırken, arka gözdeki kötü anılar birer birer sızıyor öne. Heybenin düzeni bozuluyor. Ne kadar geriye atsak da kötülüğü, dönüp dolaşıp önümüze düşüyor. Bu dünyada, özellikle de Aksaray gibi iç Anadolu’nun kalbinde, insanlar suskun ama içleri gürültülü. Herkesin bir hikâyesi, bir sırrı, bir yarası var.

Aksaray, dümdüz ova gibi görünür ama yerin altında nice kıyametler kopar.
“Yürek düz değildir evlat, her yama bir acıdan kalır.”
Toprağın çatlağında ne varsa, insanın bakışında da o saklıdır. Bu şehirde insanlar kolay kolay anlatmaz derdini; çünkü bilirler, anlatınca geçmeyecek.
Anlatınca azalmaz yük, bazen daha da ağırlaşır.

Kimi bollukla sınanır, kimi yoklukla.
“Kimisinin duası zengindir, kimisinin sessizliği.”
Hayat, herkese eşit davranmaz ama herkese mutlaka bir sınav gönderir. Kimi sevdiklerini kaybeder, kimi kendini. Kimi geçmişin gölgesinde yaşar, kimi geleceğin belirsizliğinde.
Ama herkes taşır.
İçine atar, susar, katlanır, sabreder. Çünkü bilir ki:
“Yükü taşıyan değil, sabreden yorulur.”

Zamanla öğrenir insan, heybesindekilerle yaşamayı.
İyiyi unutmaz ama kötüyü de sırtlanır.
Çünkü kötülük, bir sınavdır bazen.
“İyi insan olmak kolaydır; zor olan, iyiliğini kaybetmeden yaşamak.”

Dedemin sözü gelir aklıma her kötü günde:
“Evlat, heybeni düzgün taşı. Önüne düşen kötüye değil, ardında kalan iyiliğe bak.”

Ne çok isterdim bu sözü anlayanı çok olsun…
Ama bu Aksaray’da, anlam vermek zor bazı şeylere.
İyiliğin değerini geç anlıyor insanlar, kötülüğün sesine daha çabuk kulak veriyorlar.
Belki de bu yüzden, iyi olanlar erken yoruluyor, kötü olanlar hep önde koşuyor.

Hayat, omuzlarımızda taşıdığımız bir heybe aslında.
Ne kadar ağır, ne kadar hafif olduğu bize bağlı.
Kimi içini kinle doldurur, kimi umutla.
Kimi ne taşıdığını bile bilmez; sadece yürür.

Ama unutma:
“Heybende ne varsa, yolun da odur, sonun da…”
O yüzden, iyilikle doldur heybeni.
Çünkü bir gün, her şeyin hesabı sorulmaz; ama her şeyin izi kalır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —