Rasim Gül

Tarih: 06.12.2023 07:13

    DİN, TABİYET ve TÜRKLÜK

Facebook Twitter Linked-in

Tabiyet: Uyruk anlamında kullanılan bir kelimedir. Uyruk ise: Bir devlette vatandaşlık bağı ile bağlı olma durumudur. Uyruğunuz genellikle doğduğunuz yer ile belirlenir ve hangi ülkenin vatandaşı olarak doğduysanız uyruğunuz da odur.

Jön Türkler ise: Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde ortaya çıkan meşrutiyetçi ve 2. Abdülhamit döneminde, Sultan’a muhalif olan ‘’genç ve aydın’’ olarak tanımlanan kuşağa verilen isimdir.

Bu tariflerden sonra esas hikâyemize gelelim. Bir grup jön Türk, Fransa’da bir kütüphanede sık sık buluşmaya başlamışlar. Kütüphanenin Fransız amiri iyice meraklanmış kimdir bu grup diye. Yanlarına yaklaşıp sormuş. ‘’Siz nesiniz’’? Jön Türkler şaşırmış ‘’ Müslümanız’’ demişler.

Fransız amir demiş ki ‘’ O sizin dininiz. Milliyetiniz nedir?’’ Bu sefer jön Türkler, ‘’ Biz Osmanlıyız’’ diye cevap vermişler. Adam yavaş yavaş sinirlenmiş: ‘’ Bu da sizin tabiyetiniz, Milliyetiniz nedir.’’ Mesela şurada oturan adama sordum Ermeni’yim dedi. Yanında ki ise Rum’muş. Sizde Rum veya Ermeni olamazsınız ya?’’ dedikten sonra, anısını paylaşan jön Türk:

 ‘’ İşte o gün Türk olduğum aklıma geldi.’’ Der. Çağdaş veya laik olup, olmama, soyu reddetmez, her yaratılanın bir soyu vardır. Bu durum başta insanlar olmak üzere bütün canlılar için geçerlidir. Soy: Biyolojik özellikleri kuşaktan kuşağa aynı kalan kandaş birey. Veya aynı atadan gelen kimselerin oluşturduğu topluluktur. Hiçbir canlı soysuz olamaz.

Millet: Bir dil, kültür ve coğrafya üzerinde şekillenen bir topluluktur. Irk: Genetiktir, alınamaz, satılamaz, devredilemez, inkârı söz konusu olamaz. Irkını inkâr eden soysuz sayılır, hiçbir yerde sevgi ve saygı duyulmaz.

Tam Bağımsız Büyük Türkiye, Çağdaş Bir Türk Toplumu Olabilmek ve Ulusal Bir Devlet İnşa Etmek, Dünya’ya kapalı İnsanlarla Mümkün Olamaz. Ülkemizin gereksiz ve kısır çekişmelerden bir an evvel kurtulması için bu konularda ikinci İstiklal Savaşını kazanmakla olacaktır.

Ülkemizde, Türk’üm demeyi ırkçılığa bağlayarak, Türk kelimesinin telaffuzuna dahi katlanamayan grupların haylı yol aldığı gerçeği ortadadır. Bizim, Türk’e düşman olanlara bir diyeceğimiz olmaz, ancak hesabımız, projemiz ve tedbirimiz olur. Birinci sırada, Türk Devletinin bekasını onların eline bırakmamaktır. Bu konuda Osmanlı İmparatorluğu’nun, yıkılışı bize en büyük ders olmalıdır.

Osmanlı İmparatorluğunun son 200-300 yılında, devletin stratejik noktalarına, sanat, ticaret, sanayi ve özellikle para konuları Türk ve Müslüman olmayanlara bırakılmıştır. Bu fırsatı değerlendiren, gayrı Türkler, Müslüman geçinenler, Türk’ün satılmış ve asimile olmuşları ile birlikte, devletin altını oymuşlar, yıkılmaya mahkûm etmişler ve yıkmışlar dır. İkinci önemli neden ise taht kavgaları dır. Türk tarihinde baştan aşağı taht kavgaları ile kan kaybetmiş ve kaybetmeye devam etmektedir.

HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —