Babasının Musul valisi olduğu 765 yılında doğmuş ve daha 3 yaşındayken babasını kaybetmiş, dedesi tarafından büyütülen Zübeyde hatuna, dedesi çok güzel olduğu için beyaz köpük anlamında Zübeyde adını vermişti.

    Zübeyde Hatun dini ilimlerde, şiirde, edebiyatta, söz söyleme sanatında zamanın en iyilerindendir. Abbasi ailesi içinde ondan daha iyi eğitim alan biri yoktu. Zekası, terbiyesi ve hanımefendiliği ile  herkesin beğenisini ve hayranlığını kazanmıştı. Sarayda yapılan atamalardaki faaliyetinden dolayı dönemin en güçlü kadını olarak biliniyordu. Halk onu cömertlikte sınır tanımayan birisi olarak bilirdi. Bağdat- Mekke arası hac yolcuları için han, kervansaray ve imar yapımı için tüm harcamaları kendi bütçesinden karşılamıştı.

           İŞTE O RÜYA

    Bir gece karışık düşünceler içinde minderin üstüne kıvrılıp uyumuşken rüyasında şiddetli bir susuzluk çektiğini görür, aniden uyanır ve susuzluktan ağzı kurumuştur. Kalkıp mutfaktaki testiden bir su içer ve tekrar minderine kıvrılıp uyur. Rüyasında tekrar aynı susuzluğu görür, telaşla içecek su ararken peygamber efendimize rastlar.

    Peygamber Efendimiz telaşını görünce ona "Ya Zübeyde susadığında soğuk su içip Bağdat'ın serin havasını teneffüs ediyorsun. Kardeşlerini hatırlasana. Hacılar şu an Mekke'de güneşin altında su sıkıntısı çekiyorlar. Bu kadar hacının susuzluktan dudakları yarılırken senin ve Müslümanların halifesi olan koca Harun Reşid'in soğuk su içmesi size yakışıyor mu? "

     Uyandığında artık ne yapacağını bilmenin verdiği mutlulukla kendini tüy gibi hafif hisseder. Zira Peygamber Efendimiz ona kıyamete kadar açık kalacak hayır kapısının yolunu göstermiştir. Hemen kalkıp abdest alır, iki rekat şükür namazı kılar. Sonra koşarak Harun Reşit'in yanına gider. Harun Reşit toplantıdadır. Zübeyde hatunun gelişinde önemli bir şey olduğunu anladığından toplantıyı hemen bitirir. Herkes çıktıktan sonra birlikte otururlar ve Harun Reşit;

   - Bu sevincin sebebini öğrenebilir miyim Zübeyde Hanım?, der. Zübeyde Hatun gözyaşları içinde rüyasını anlatır ve onu dinlerken halife Harun Reşit da ağlamaya başlar. Bir müddet hiç konuşmadan mutlu huzurlu bir şekilde gözyaşları dökerek beklerler. O gün rüyanın hürmetine fakir fukaraya sadaka dağıtırlar. Akşama kadar rüyanın verdiği huzurdan çıkmamak için kimseyle konuşmaz ve "Ey halife hacılar için Mekke-i Mükerreme'ye su götürmemiz lazım" der. Halife de "Ne gerekiyorsa yapabilirsin, hazine emrindedir" der

Hemen mimar ve mühendislerden bir heyet kurulur ve çalışmalar başlar. Çalışmak üzere toplanan hayır ordusu ile yola çıkılır. Mekke'ye gelince zorlu çalışmalar başlar. Dağların altı kazılıp kanallar yapılır.

Sık sık Zübeyde Sultan'a posta ile çalışmalardan haber verilir. Suyun Arafat'a ulaşması iki yıla yakın zaman alır. Çalışmalar sonucunda sıralı olarak uzanan dağ eteklerinde yıllara meydan okuyacak mühendislik harikası kanallar yapılır.

     Hazine yetersiz geldi

    Bütün çalışmalara rağmen istenildiği kadar yol alınamamıştı. Hala çok iş vardı fakat Abbasi hazinesi yetersiz kalmıştı. İşçilere ödenecek para kalmamıştı. Zübeyde Hatun rüyasını yüzünün akıyla bitirmek istiyordu. Bir müddet çıkmazda bekledi. Nihayet çözüm bulmuştu. Her yiğidin harcı olmayan bir şey yaptı ve şahsi mallarını, altını, mücevherlerini hemen sattı. Yeniden işçilerin parası ödenmeye başlandı.

    Nihayet Mekke'ye su ulaşmıştı. O gün bayramı aratmayacak kutlamalar yapıldı, kurbanlar kesildi, ziyafetler verildi. Gönülleri ve yüzleri neşe içinde olan hacılar Zübeyde Hatun'a kıyamete kadar sürecek dualar etmeye başladılar.

    Bağdat'a dönünce hesap memurları harcanan paranın hesabını vermek için huzura geldiler. Bu su kanalları için toplam 1.000.700 miskal altın harcanmıştır. Zübeyde Hanım bir müddet daldı. Su kanalının bitişi ile huzura ermişti, birden düşüncelerden sıyrıldı ve

     "Bütün hesap defterlerini Dicle'ye atın"dedi. Allah için harcananın hesabı kitabı olmaz der gibiydi. Dicle'nin köpüklü sularına atılan defterlere bakan Zübeyde hatunun gözleri gülüyordu. Proje heyetine kimin benden alacağı kalmışsa ödemeye hazırım dedi. Kimseden ses çıkmadı böyle bir hayra ortak olmak onlara dünya ve ahiret ödeme olarak yeter de artar bile. Zübeyde Hatun su kanalında emeği geçen herkese pahalı ve güzel hediyeler hazırlatıp takdim etti.

    O paraya değil para ona hürmet etmişti

   Yıllar sonra Zübeyde Hatun şöyle yad ediliyordu. Zübeyde Sultan paraya değil para ona hizmet etmiştir. Artık huzur içinde ölebilirim diyen Zübeyde Hatun miladi 831 yılında fani dünyaya veda etmiştir.

    Mihrimah Sultanın katkısı

    Aynı Zübeyde su yolları 1560'lı yıllarda sel ve kum fırtınaları sebebiyle kullanılamaz hale gelmiştir. Osmanlı Devleti tamir için gerekli masrafı hesaplar. Mihrimah Sultan devlet bütçesine yük getirmeden gereken paranın 2 katını hazırlar. 10 yılda tamir işleri halledilir.

    Ayrıca bu sefer sular şehrin her mahalline çeşmeler vasıtası ile ulaştırılır. Bu hizmet sadece bir yenileme değil aynı zamanda Aynı Zübeyde'yi İhya ve geliştirme faaliyeti olmuştur. Osmanlı'nın tamir edip yeniden kullanıma hazır hale getireceği o kanal ve çeşmeler yakın zamana kadar milyonlarca insanın ihtiyacını gideriyordu. Ancak yeni kanalların inşası ile atıl hale geldiler.

KAYNAKLAR

Abbasi Sarayı'nda hayırsever ve entelektüel bir hanım Zübeyde Binti Cafer Yardımcı Doçent Kadir kan Erciyes Üniversitesi


KAAN
9.11.2021 10:38:08
ÇOK GÜZEL

Tarih: 30.10.2021 13:32

Asude Usluer Uğurlu

ZÜBEYDE HATUN

ZÜBEYDE HATUN