Bırakın bu yalanın ve söyleyenlerin batması!
  Aslında bu yalanı uyduranların yerle yeksan edilmelerinin destanı yazılarak gelecekte bu ve benzeri haksızlıkların oluşmasına engel olunması ülkemizin mutlu istikbalinin ilk ve olmazsa olmaz şartıdır.!!!
Bu yalan masaldaki kesinlikle aşağıdaki kuzuyu yemeyi aklına koyan Kurt’un” Benim suyumu bulandırıyorsun” akla ziyan mantığından hiç mi hiç bir farkı yok.!!!
  Nedenine gelince gelin önce bu akla ziyan sebebi görelim;
MENDERES VE HÜKÜMETİN MİLLETE HİZMETİ SUÇMUKİ İPLERİ EMPERYALİS ELİNDE OLANLAR DARBE YAPTILAR?
  Türkiye’ye iktidarının 10 yılında har yıl ortalama %10 büyüten vatandaşın ayağının çarıktan kurtarılması, Türkiye genelinin kara yolları ağlarıyla ördürülmesi, sanayileşmemizin temellerinin atılması, Ezan  ve Kur’an  la  hac yasağının kaldırılması ,milli eğitim yatırımlarının onlarca misli arttırılması ile  ülke geneline okulların yapılması ile yol ve su götürülmesi  gibi nice nice  hizmetlerin götürülmesi.
  Türk ekonomisinin dolayısıyla tarım ve sanayisinin gelişmesiyle ihracatın arttırılması ile birlikte 1950’de 5.5 milyar olan ülkemiz gayri safi milli hasılasının  10 misli arttırılarak 55 milyara çıkartılması İÇİN Menderes ve arkadaşları ödüllendirilmeleri  gerekmez miydi?
   Millet tarafından her seçimde Menderes  verilen desteğin arttırılmasıyla ödüllendirilirken Allah(c.c.) ın verdiği can ve hava dışında her şeyleri millet tarafından karşılanan ipleri emperyalistlerin elinde olanlar emir komuta  kuralını bile hiç sayan nankörler yaptıkları darbeyle merhum Menderes ile arkadaşlarını önce iktidardan indirip ardından ise emir verdikleri hakimlerin kararıyla asarak ülkemizin her yönüyle en az yarım asır gerilemesine sebep oldular.
KALKINMA VE GELİŞMESİYLE BÖLGENİN YILDIZI AKSARAYI” GELŞEMESİ MÜMKÜN DEĞİL” YALANI İLE İLÇE YAPTILAR
  1933 yılında çıkartılan bir kanunla kaza olarak Niğde'ye bağlanan Aksaray, bunu bir türlü kabullenememiştir. Çünkü nüfus bakımından, toprak bakımından, gelişmişlik bakımından bağlandığı Niğde Vilayetinden kadim tarihten günümüzde olduğu gibi daha ön sıralardadır.
   Üstelik coğrafi konumu daha elverişli olmasına  rağmen bu 91 yıl önce bugün resmi gazetede yayınlanan Aksaray’ın ilçe yapılması ile ilgili öne sürülen  Aksaray’ın tekrar Niğde’ye bağlanmasından sonra coğrafyası itibarıyla bile önemli gelişeler sağlanması gerekirdi.
 Bunun tam aksine en ufak bir gelişme gösterememiş olması, merkez ile kazaları arasında iktisadi ve ticari bir münasebet olmamasından dolayı vilayet teşkilatından istifade edilemediği için 1933 te bugün 91. Yıl dönüm olan resmi gazetede yayınlanan  kanunla 13 yıl sonra yeniden ilçe haline getirilip Niğde iline bağlandığı yönündeki iddianın hiç bin mantıki dayanağı yoktur.!!!
KIZILIRMAK, MELENDİZ’LE HASANDAĞI ARASIYLA TÜM TUZ GÖLÜNE SAHİP AKSARAY GELİŞEMEZMİ?!
   Kim ne derse desin hangi iddiayı ortaya atsa da gerçekler  bir üst ara başlıkta da belirttiğim gibi ortada.!!!
   1920-33 arasındaki 13 yıllık vilayetlik döneminde  Türk  Silahlı Kuvvetlerinin ve  Kızılay ile birlikte bölgenin de un ihtiyacının yanında günümüzdeki Aksaray hayvancılığının bir çok yerden ileride olmasını sağlayan  kepek ihtiyacın ıda karşılayan ülkemizin elektrikle çalışan ilk  un fabrikasını kuran ve aynı zamanda bu temiz enerjiyi ev ve iş yerlerinde de kullanan.
 Konya, Nevşehir ve Koçhisar arasına döneminin yüksek standartlı yolları olan Şose yolları yapan, devlet ve millet iş birliğiyle eğitimde ivme kazanan, sıtma hastalığında önemli bir mesafe kat edilmesinin sağlanması ile birlikte daha nice muazzam mimari eserlerle de tescillenen başarılar gelişme değil mi?!!!
LÜTFEN ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN
Şimdi gelelim birde o zamanki Aksaray’ın coğrafyasına!!!


Rabbim sağlıklı imanlı uzun ömürler versin ciğer parem oğlum Yunus Şammas’ın internetten bulup bana attığı ve Mevla’mızın rızasıyla işkembeden atanların iddialarını çürütecek olan en önemli kanıt 1930 tarihli Türkiye haritası ve bu harita içindeki Aksaray il haritasını lütfen iyice inceleyin,
  Kızılırmak ve Hasan dağının ve Melendiz dağına dayanan, hatta Hasandağının ardına doğru şu anki Konya il sınırları içinde olan topraklarla da uzanan.
  Ayrıca günümüz Ankara ilinin Şereflikoçhisar, Evren, Konya ilinin Cihanbeyli ve Kulu ilçeleri ile birlikte Tuz gölünün tamamını ve Obruk Hanı da dahil  şimdilerde Konya il sınırları içindeki yerleri bünyesinde barındıran bir ilin sahip olduğu  imkanlarla gelişmemesinin mümkün olup olmadığını bu bilgiler ışığında  vicdanınıza havale ediyorum.
   Rabbim yar ve yardımcımız olsun.


27.05.2024 16:10:00

Ali Genç

YALANINIZ BATSIN!!!

YALANINIZ BATSIN!!!