MİLLETİMİZİN 150-200 senedir, başına gelmedik kalmadı ve sayısız ıstıraplar çekti, hak ve hakikat yolunda, tarih şuuru ve inancı gereği yoluna devam etti. Milletimizin, milli birliğini sağlayarak, yolunda ki engelleri kaldırma ve kendine gelme zamanı aceba daha gelmedi mi?

  Atalarımız imparatorluklar kurdu, en son Osmanlı İmparatorluğumuzun sınırları 25 milyon kilometre kareye ulaşmıştı. Sınırları içerisinden çıkan 19 ülkeye hak-hukuk ve adalet götürüp, hukuk ve adaletle idare ettiler. 

Osmanlı, hangi ruh, hangi inanç ve hangi bilimle, milli birlik ve bütünlüğümüzü koruyarak Dünya tarihini değiştirip yeniden yazdı?  Cumhuriyet sayesinde bilimimiz, irfanımız ve dünya görüşümüz fevkalade geliştiği halde, gerektiği gibi, milli birliğimizi kuramıyoruz. Basit parti, ekonomi ve makam konularında kavga ederek milli birliğimizi zedeliyoruz? 

 Korona virüsünün hakkından gelebilmek için birbirimize ne kadar muhtaç olduğumuzu hep beraber görüyor ve yaşıyoruz.’’ Komşu komşunun külüne bile muhtaç’’ atasözümüzün ne kadar doğru olduğu net ortaya çıktı. Ölümüne mücadele eden sağlık personelimizi, emirle hangi güç çalıştırabilir?

 Dünya çapında başımıza gelen korona virüsü felaketini defetmeye çalışırken, hangi görevliye bizden- sizden veya neyin nesi diye kim soruyor?  Virüs; şahı da, padişahı da ayırmıyor bulaşıyor ve öldürüyor. Felaketin milli birliğimizi nasıl sağladığını da gördük.

Demek ki iktidarlar; biz ne dersek o olacak, sadece bizim dediklerimiz doğrudur fikrinin saplantıdan ibaret olduğu ortaya çıktı. Özellikle iktidar 82 milyonun da bu milletin mensupları olduğu gerçeğini görüp ve kabul ettiği için milli birlik halinde mücadele etmeyi başarabiliyoruz.

Birlikte verilen mücadeleyi anlamayanlar, bozmak isteyenler elbette vardır, bunların var olması hiç önemli değil. Yeter ki halkımız birlik olmakta ısrar etsin bozguncuları tükrüğü ile boğar. Şimdi parti başkanlarına önemli bir iş düşüyor, hemen müşterek bir toplantı yaparak halkın huzuruna çıkmalarıdır.

Parti başkanlarını toplamak elbette cumhurbaşkanı sıfatıyla Erdoğan’a düşüyor. Cumhurbaşkanı bunu yapar mı yapmaz mı, milli birlik sağlanacaksa yapmaya mecbur, milli birliğe gerek yoksa onu da kendi bilir ancak virüs ve tarih affetmez.

Sözde kavgalarla, geçmişte sen ne yaptın çığlıkları ve sokak ağzı hakaretlerle, zaman öldürülecek durumda değiliz. Milletin imkânlarını, Milletin geleceğini sağlamak için seferber etmelerini birlikte parti başkanlarımızdan istemek bizim hakkımızdır.

Ülkemiz de devlet her şeydir; En büyük eğitimci, en büyük işveren, en büyük tüccar, en büyük banker, en büyük çiftçi, en büyük fabrikatör, en büyük sigortacı dır. Önemli olan, devlet otoritesini elde tutanların diğer kurumlarla birlikte millet lehine kullanabilmeleridir.

Devlet imkânlarının millet lehine kullanıldığının ispatı da alınan kararların, partiler ve önde gelen STK’larla beraber alınmasıdır. Böyle bir uygulama, Cumhurbaşkanını daha da büyütür ve milli birliği tam manasıyla tesis eder. Korona virüsü belasının hallinden sonra, esas mücadele milli birlik içerisinde ekonomide verilmek zorunda.
Parlamentoyu laf sokuşturma ve kavga alanı olmaktan, particiliği düşmanlıktan çıkması, muhalefetin muhterislikten, iktidarın benlikten kurtulmas lazım.
                     Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.  


30.03.2020 06:50:00

Rasim Gül

Virüs, Milli Birliği Sağlasa Bari