Türklerle  700 üncü yıllarda, 8’inci yüzyılda karşılaşmışlardır. Müslüman Araplar Doğuya, Türklerde Batıya doğru ilerlerken karşılaşıyorlar. Bu karşılaşma her iki millet içinde bir başlangıç ve bir dönüm noktası oluyor.

Örf-adet ve geleneklerine büyük oranda uyan İslam Dinini, Araplar Türklere anlatmışlar, Türklerde İslam Dinini gruplar halinde kabul etmişler. Aynı zamanda güçlü ordularını bu dinin emrine vermişler.
Binlerce yıllık MEDENİYETE sahip olan Türkler, İslam Dinini kabulden sonra en güçlü savunucusu olmuştur. Başta Bizans İmparatorluğu olmak üzere bütün Avrupa Devletlerinin defalarca hazırladıkları ordularını yenerek Anadolu’yu yurt yapıp İslam bayrağının dalgalanmasını sağlamışlar. 
1453 yılında Doğu Roma İmparatorluğuna  (Bizans) son vererek, Türk-İslam Bayrağını Avrupa’nın göbeğine dikmişler ve medeniyetlerini bütün Avrupa’ya kabul ettirmişlerdir. Kurdukları Türk-İslam Medeniyetini zamanımıza kadar taşımayı başarmışlar.

İslamiyet’in yayılmasında ve muhafazasında büyük yararlıklar göstererek şehit ve gazi olmaktan hiç geri durmamışlardır. Halen de aynı duygu ve inancı taşımaktan asla vaz geçmeden devam etmektedir.
İslam Medeniyetini, Türk-İslam Medeniyetine dönüştürmüşler, Türkler İslamiyet’i Milli Din haline getirerek bu dine sahip çıkmışlardır. İşte bundan dolayı, başı beladan hiç kurtulmamış, kıyamete kadar da kurtulmayacaktır.
Anadolu’yu vatan yaparak önce Hırıstıyana Âlemini açıkça kızdırmış ve karşısına almış, Arap Alemide kendilerinin istediği toprakların, Türklerin olmasını asla kabullenememiştir. Dahası ve en önemlisi, Arapların fethedemediği İstanbul’u fethederek yine batıyı perişan etmiş ve Arapların da ciddi şekilde hasetlerine muhatap olmuştur.

Alp Arslan’ın ‘’ Ya Rabbi Sana tevekkül ettim. Hz. Peygamberimiz aşkına bize yardım et! Fikrimizle, fiilimiz bir değilse bizi helak et’’ diye dua edip savaşa başlıyor. Malazgirt’te kendisinden kat kat üstün Bizans ordusunu hezimete uğratıyor. Zamanımızda neden aynı başarı gösterilemiyor? Şehit ve Gazılık yarışı halkta devam ediyor amma yöneticiler işe siyaset karıştırıyor da obdan.

Camiye, Orduya, Adalete, mektebe bir damla siyaset karıştırıldığında, her şey samimiyet ve doğallıktan çıkarak yapmacık olduğundan temiz inanç kirleniyor. İşte bu nedenlerden dolayı, Batıda, Güneyde, Kuzeyde Türk asla kendine dost, kardeş ve dindaş bulamaz. Gider adam Yunanla, Yahudi ile bir olur, senin gözünü oymak için.
Özümüz, sözümüz asla ırkçılık yapmak değildir. Tarihi ve şu anki gerçekleri halkımızın görmesini sağlamaya çalışmak, kendini, küçük görmekten ve başka milletlerin kültürü etkisinden ve din adına sömürüsünden kurtararak kendine dönmesin sağlamaya çalışmaktır.

Müslümanların ilk kıblesi, Mescid-i Aksa ve Kudüs için Türkiye kendini paralayıp ve her türlü riske gireceğini bas bas bağırırken ÜMMETTEN bir ses geldi mi? Biz duymadık. Yurdumda, Türk, Türke vururken neyleyim Arabı, Ümmeti.
  HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.

 


31.05.2021 05:05:00

Rasim Gül

TÜRKLERİN İSLAMI KORUMASI ve DÜŞMANLARI

TÜRKLERİN İSLAMI KORUMASI ve DÜŞMANLARI