Nato’ya girmemizle Türk Milli Siyaseti, Amerika ve Rusya liderlerinin hareketleriyle başkentlerinde söylenenleri dikkatle takibe başladı. Aradan geçen 74 yılda ülke olarak Amerika ve Rusya’ya arkasından Çin’e kabul ettirmeye uğraştık, çabaladık, vermememiz gereken tavizleri verdik. Ne yazikki kendimizi de kabul ettiremedik.

2021 yılının Mayıs ayı itibariyle Türkiye’nin durumu, 1947’de Nato’ya girişimizden daha geriye gitti. İtibarımız o günden bu güne artmadı eksildi. Kendi içimizde Amerika’ya bağırdık, Rusya’ya bağırdık çağırdık. Heyhat bu sesler tamamen iç politikaya kurban edildi. Ne Amerika nede Rusya, Türkiye’ye karşı politikalarını değiştirmedi.

Son 25-30 yıl içinde, Avrupa ve Afrika ülkeleride Amerika ve Rusya’nın güdümünde hareket ederek, Türkiye için ne düşündüklerini ortaya koydular. Tabi olarak bu süre içerisinde Çin ’ide hesaba katmak gerekiyor. Üç süper güç, üç sömürücü gücün adlarına ne dersek diyelim hiç önemi yok etrafımızı kuşatmış durumdalar.

Aslında 74 yıl başlangıç değildir, Amerika’yla 1914 Birinci Cihan Savaşı, Rusya’yla ciddi anlamda, 1711 Purut Savaşı’yla, Çin’le ise Türk Milleti var olduğundan bu başımızın belası olmuşlardır. Türkler, Amerika-Rusya ve Çin mücadelesinde devamlı küçülürken bu üç devamlı büyümüştür.

Türk Milletine karşı inat ve ısrarla oynanan oyunlarda, Amerika, Rusya, Çin ve Batı direk veya dolaylı iş birliği yapmışlar ve yapmaya devam etmektedirler. Bunun en açık örneği Suriye, Irak, Libya ve Mısır’dır.

Devletimize ve Milletimize asırlardır oynanana oyunlardan bir türlü ders almayan yöneticilerimiz, 2021 yılında uçurum kenarına getirmek istedikleri halde halen içerde parti ve seçim kavgası yapmaktadırlar. İç kavgaların neden yapıldığını ve ne bedeller ödendiğini, Tarih elbette tarafsız şekilde yazacaktır. 

Bu gün Birinci Cihan Savaşına Osmanlıyı sokanları, 1960, 1980 ve 2016 ihtilallerini yapanları ve arkalarında kimlerin olduğunu nasıl tarih yazıyorsa, 2021 yılında da ülkenin geldiği zor durumun nedenlerini yazacaktır. Aslında SOSYAL medya var olduğu ve ilerlediğinde tarihin yazmasına da belki lüzum kalmadan olayın arkasında kimlerin olduğu ortaya dökülecektir.

İşin aslı ve özü biz kim olduğumuzu ve nereye nasıl gideceğimiz yani MİLLİ POLİTİKALARIMIZI tespit edip, iktidarı, muhalifinin buna uymasın sağlamaktan başka yolun olmadığını halkımıza açıkça ve dürüstçe anlatmaktan ibarettir. Vatan, ben, sen değil BİZ OLARAK KAVGAYA girdiğimizde kurtulur. Bunu örneğide İSTİKLAL SAVAŞIDIR. Seçim kavgasıyla asla kurtulmaz.

Gençlerimize, adalet, bağımsızlık ve yurt severlik şuurunun verilmesiyle bu millet özüne dönecek, Amerika, Rusya, Çin ve Batı ülkelerine güvenmenin istiklal ve istikbalini kaybetme anlamına geldiğini anlayıp bunların oyununa gelmeyecektir.
Beyni milletine, yurduna yabancılaştırılarak, batı, doğu, ümmet peşinde koşturmanın, ENTERNASYONALİZM’e hizmet ettirilme hemen yok edilmeli ve milletin evlatlarının arasına düşmanlık sokulmadan vaz geçilmelidir.

Bu ülkede, hıyaneti, haini mazur ve masum görmeye millet olarak son vermeliyiz. Zamanında hainler korunmasaydı, Kırım, Kuzey Kafkasya, Kerkük, Musul ve benzeri yerlerimiz bizden gider miydi? Şu an Cumhuriyetimiz dolaylı saldırı ve örtülü istila metoduyla yıkılmak ve Sevr Antlaşması hayata geçirilmek isteniyor. Örtülü İstila yöntemiyle 1980 den evvel 10 binlerce gencimiz ölmedi mi? 1980 sonrası 100 binler işkenceden geçmedi mi?
Devlet yöneticilerimiz, devlet hizmeti emanet edilmeyeceklere görev vermemelidirler. Milletimizin aleyhine olanları, görmelerine, bilmelerine, anlamalarına rağmen kasten ses çıkarmamaları HAİNLİK değilde nedir?
Tarihte, bu güne kadar dıştan saldırılarla bir ülkenin yıkıldığı görülmemiştir. Ülkeler önce içten çökertilmiş, sonrada dıştan saldırı düzenlenmiştir. Türk tarihinde dış saldırılarla çökertilen Türk 
Devleti yoktur.

Siyaset ve Türkiye’nin yönetimi Türkiye Büyük Millet Meclisinden yapılarak, hiçbir ülkeye kambur kalınmamaıdır. 
 HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.


21.05.2021 14:42:00

Rasim Gül

TÜRKİYENİN, AMERİKA VE RUSYA’YA DAYALI SİYASETİ SON BULMALI

TÜRKİYENİN, AMERİKA VE RUSYA’YA DAYALI SİYASETİ SON BULMALI