Meclisler tartışma yani müzakere ve denetim için vardır. Müzakereden amaç doğruyu en isabetliyi bulma ile gerçekten denetim yapmadır. Tartışma veya müzakereden amaç ne kavga çıkarmak nede başkalarının verdiği direktif gereğince hareket ederek, doğruyu bulmayı ve denetimi engellemektir.

Hangi meclis olursa olsun, her meclis üyesi kendi vicdanı ve irfanına göre görev yapacak liyakat ve ehliyette olması, sağlıklı ve adaletli karar verilmesi için o mecliste bulunmaktadır.

Meclislerde amaç bunlar ise, meclis üyeleri nasıl olmalı ki Kasaba, İlçe ve İllerde faydalı işler yapılsın? Dolaysıyla Millete, Devlete ve insanlara azami fayda sağlansın. Meclis üyeleri sahasında ehliyet ve liyakat sahibi olması yeter mi hayır yetmez. İktisaden de hür olmalı ki görev yaparken asla kimseden çekinmemeli ve baskı altında kalmamalıdır.

Şimdi meclislere ve üyeliğe bir göz atalım:

  1. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri; partilerinin grup kararına uymak zorundadır,  grup kararı da genel başkanların emirlerinden başka bir şey değildir. Aslında karar liderlerindir. Lider birkaç yakını ile kararları alır. Diğerlerin tamamı uyar. Ortada ne istişare nede müzakere vardır.

Liderin kararına uymayan üye yani milletvekili ya ihraç edilir veya çeşitli iftira ve baskılara maruz kalır. En kibarıda hain damgasıdır. Hainlik nasıl kibar oluyor sorusu aklınıza gelebilir, son zamanlarda hain, alçak vs. gibi hitap ve suçlamalar o kadar yaygınlaştı ki, neredeyse milletin bir yarısı birilerine göre hain, diğer yarısıda diğerlerine göre hain. Allah birilerine ve diğerine akıllar versin.

 Üye yazımı bütün partilerin elinden alınarak, partilerin üye kaydını savcılığa bağlı bir kurum tarafından yapılmadığı sürece hâkim teminatında ki ön seçimlerde çok önem ifade etmez. Bu şekil üye ve hâkim teminatında çarşaf listeyle önseçim yapılmadığı sürece vekiller atama ile olur. Atanarak gelen vekilde seçmene ve halka değil lidere bağlı olacağından, demokrasi ve meclis kâğıt üzerinde var olmaktan öteye geçemez. Bireylerde asla vatandaş haklarına kavuşamaz, tebaa olarak kalır.

Partiler tarafından listelere konmakla seçilen, İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisleri üyelerinin kasaba, ilçe ve il için neyi ne kadar düşünecekleri, alınan kararlarla harcanan milletin parasının, MURAKABASINI yapıp yapamayacaklarını her okuyucumuz ve üyelik yapanlar adı gibi bilir.

Sivil Toplum Öğütlerinden, özellikle Ticaret Sanayi Odası Meclis üyeleri üçer kişilik listelerle tek dereceli seçimle geldiklerinden Türkiye’nin en DEMOKRATİK meclisleri olup, üyeler isterlerse bütün faaliyetleri ve odanın harcamalarını murakabe edebilirler.

Ziraat Odası ve Ticaret Borsası Meclis üyeleri, seçime giren başkan adaylarının listelerinden seçildiklerinden, bir miktar başkana bağımlı olmakla beraber, Büyük Millet Meclisi üyelerinden yani milletvekillerinden daha bağımsız hareket ederek yönetimde etkili olabilirler.

Türk-İslam âleminin mübarek Ramazan Bayramını en içten dileklerimle kutlar, esenlikler diler, daha hür ve bağımsız ülkeler olmalarını temenni ederim.                                      

 Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.


22.05.2020 09:34:00

Rasim Gül

Türkiye’deki Meclisler Verimlimi?