Türkiye’de seçkinler, entelektüeller, aksaçlılar ve aksakallılar etkisini kaybetmiştir. Kültürümüzde halk adına, hanlara, hakanlara, sultanlara yol göstererek veya uyararak ciddi hizmetlere bulunmuşlardır. Ne zamanki bunlar, siyasallaşmış, taraf tutmuş vede hanlar, hakanlar, sultanlar bunları dinlememiş halkın rahatı ve huzuru bozulmuş, bütün dengeler alt üst olmuştur.

Son yetmiş yıldır, her kesimin, seçkinleri, entelektüelleri ve ak saçlıları oluşmuş dolaysıyla milli birlik zaafa uğratılmıştır. Seçkinler halkı sürükleyememişlerdir. Ülkede halk hızla siyasallaşmıştır. Siyasallaşan ülkede, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü asla geliştiremezsiniz.

Seçkin: benzerleri arasında üstün vasıflarıyla tanınan, göze çarpan kişidir.

Entelektüel ya da aydın veya münevver kişi, sürekli okuyan, araştıran, analiz yapan, bilimsel gelişmeleri takip eden kişidir. Aksaçlılar veya aksakallılar, Türklerin en eski teşkilatıdır.

Türk seçkinlerinin birçoğu siyasete veya dışarıya bağımlı hale geldiği için evrensel değerleri ve hukukun üstünlüğünü savunma değerini kaybetti. Rusya ve Çin’de demokrasi ve hukuk olmadığı için hiçbir zaman, evrensel değerleri, demokrasi ve hukuku savunmadı, savunanları da desteklemedi.

Amerika ve Avrupa sadece kendi demokrasi ve hukuklarını savundukları için başka ülkelerde kendilerinin işine yaramayan demokrasi ve hukuk savunan SEÇKİNLERİ desteklemedi. Tersine bu değerler için uğraşanlara da baskı uyguladı. Türk hükumetleri de bun uydu.

Örnek Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, Türk kimya mühendisi ve akademisyen. Kimya, moleküler biyofizik, biyokimya ve matematik alanlarında ders vermiştir. Sinanoğlu, dünyanın en genç yaşta profesör olan kişisidir. 1975 yılında özel kanunla Oktay Sinanoğlu’na ilk ve tek Türkiye Cumhuriyeti Profesörü unvanı verilmiştir. Doğum tarihi 25 Şubat, Bari İtalya; ölüm tarihi, 19 Nisan 2015, Miami, Florida, ABD.

Sömürülen ve baskı altında olan ülkeler, demokrasi ve adaleti iç dinamikleriyle, seçkinleriyle, entelektüelleriyle, aksaçlılarıyla istemeli ve başarmak için birlik içinde çalışmalıdır. Geçmişte milliyetçiler, ulusalcılar, devrimciler ve ülkücüler ayrı ayrı istediler ama bir olamadıkları için başaramadılar ve ezildiler. 40 yıl geçti, halen kendilerine gelip toparlanamadılar.

Dünyadaki bütün halklar özüne dönüp, demokrasi ve hukukun üstünlüğünde birleşip kukla olmaktan kurtulup, hür toplum haline gelerek, kendi kendilerini idare edebilirler. Türk ve İslam ülkeleri içinde, eksikleri olsa bile bunu Türkiye başardı. Türkiye’nin başarısının bütün Türk ve İslam ülkelerine örnek olur korkusuyla, yılardır Türkiye’yi çökertmek istiyorlar.

Bu durumu önce Türk seçkinleri, halkı, iktidarı ve muhalefeti görmeli ve gereğini cesurca yapmalıdır.  Seçkinler, iktidar ve muhalefet başta Amerika, Avrupa ve Rusya ne der diye hesap yapmamalı ve bunlardan destek beklememeli. Aksi halde gelecek kösteğe de hazır olmalıdır. Kendi özüne de asla yabancılaşmamalıdır. Gerici, cahil ve hain güçlerle hiçbir zaman işbirliği yapmamalıdır.

Bunun en canlı örneği, Amerika ve Avrupa 2. Dünya savaşından sonra başta Türkiye olmak üzere birçok geri kalmış veya az gelişmiş ülke yöneticileriyle menfaat ortaklıkları kurarak, bilimin, kültürün ve teknolojinin gelişmesinin önünü kapattı, haylıda başardı. Genelde Milli Eğitim, Milli olmaktan haylı uzaklaştırdı. Bu gün Türk çocuğu ve gençliği nereden gelip nereye gittiğini pek bilmiyor.

20. yüzyılda baş döndürücü ilerlemeler yapıldı, özellikle teknolojide hayal edilenlerin birçoğu gerçekleştirildi. En önemlilerinden bir de insanları ömrü en az 10-15 yıl uzadı. Daha sağlıklı yaşam kalitesine ulaşıldı. Ne yazikki manevi ve ahlaki bakımdan aynı başarı gösterilemedi. Düşünce ve davranışlarda da yetersiz kalındı. 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde de aynı durum devam ediyor.

Geri kalmış veya az gelişmiş toplumlarda, üretimden ziyade tüketim fazlalaştı. Dolaysıyla ülke, tüketim toplumu olmaya koşarak gidiyor. Tüketimi azaltıp, üretimi artırmazsa ülke mali ve ekonomik krizden, güven ve değerler krizinden asla kurtulamaz.

   HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.


29.08.2022 04:53:00

Rasim Gül

TÜRKİYE’DE, SEÇKİNLER ve AKSAÇLILAR

TÜRKİYE’DE, SEÇKİNLER ve AKSAÇLILAR