Başlık, aklını kullanmayanları kızdırabilir. Biz akılsızlara değil akıl ve vicdan sahiplerine hitap etmek istiyoruz. Akılsızlara kim ne derse desin, ne anlatırsa anlatsın biatlarından asla vaz geçmezler. Tanrı akıllar versin.

İnanç ve düşüncelerimizi belirtirken kimseyle hesabımız ve meselemiz yoktur. Türkiye’yi yönetenler, gün geldi hatalarını kabul ettiler. Hatalarını kabul eden liderlerden İsmet İnönü, Celal Bayar, Süleyman Demirel ve Turgut Özal’ı sayabiliriz. Bugünkü liderlerden de mutlaka çıkacaktır.

 Hatalar kabul edildi lakin ölen öldü, ocaklar söndü, sayısız insan sakat, aç ve açık kaldı. Gençliğin hayalleri, umutları yok oldu. Korkak ve pısırık nesil oluştu. Halen gençlik gerçekten Türkiye’nin yarınları için fikir beyan edemiyor. Partili olmuş gençliği, saymıyoruz.

Bölünmeyi ve kavgaları gören ve yaşayan birisi olarak, toplumun fanatikleştirilmesinden, kinleştirilmesinden korkarız. Türk tarihinde ve Cumhuriyet döneminde, Devletin ve milletin başına ne gelmişse İKTİDAR kavgalarından gelmiştir.  Kavgacıları, tarih hiçbir zaman affetmemiştir.

 Daha dün Birinci ve İkinci Dünya harbiyle milyonların ölümüne neden olan, Almanlar-İngilizler-Fransızlar ve İtalyanlar, yaşamak ve yaşatmak için birlik olmuşlar da bizim liderler, milli konularda dahi bir olamıyorlar. Heyhat.

 Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı olarak veya ittifaklara katılmadan iktidara yürümek her partinin demokratik hakkıdır. Ancak bu hak kullanılırken İttifakların birbirini gayrimeşru sayması yakışıksız, yanlış ve akıl dışıdır.

 İnönü-Bayar kavgasından başbakanın asıldığını, Demirel, Türkeş, Ecevit kavgalarında 4500 gencin ölümünü, bu ülkede bilmeyen yoktur.  Öyleyse neden ders almayarak bu millete çile çektiriliyor? 

Kavga eden liderler, kavgayı bırakıp el sıkıştığında,( Ecevit, Bahçeli) ve (Erdoğan-Bahçeli) de olduğu gibi, yarında Devlet Bahçeli, Meral Akşener ve Erdoğan-Akşener el sıkışırlarsa tabandaki kavgacılar ve taraf olan bürokratlar neyleyecek

Ülkede bir gün liderler, sandığa yani millete inanırlarsa işte o zaman KAVGASIZ TÜRKİYE ve ardından GÜÇLÜ TÜRKİYE inşa edilir, Türk Milleti de barış içinde kardeşçe mutluluk içerisinde yaşamaya devam eder.

Vatan, millet, bayrağı kullanarak kendilerinin dışında kim varsa yaftalamak doğru değildir. Sert mi sert, keskin mi keskin bir dil kullanmak asla halkımıza iyilik getirmez. Kimse, kimsenin, vatan, millet ve bayrak aşkını ölçme yetkisine sahip değildir.

Siyasette kimin millet için daha faydalı olduğunu sandık konduğun da millet tayin eder. Bunun dışında kimsenin hakkının olmadığı aceba ülkemizde ne zaman anlaşılacak?

Ülkemizin İdarecileri kendilerine itaat edenlere ihtiyaç duyuyorlar. Ehliyet ve liyakat sahiplerine değil. Şahsının en az kıymette bir malını emanet etmedikleri insanları Devletin kilit noktalarına getiriyorlar. İşte kara talih böyle oluşuyor.

        Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.