Eşitliğin tarifi; Yasalar karşısında ve siyasal, toplumsal haklar bakımından yurttaşlar arasında hiçbir ayırım bulunmaması. İmtiyazların herkes için aynı olması durumu. Tarih boyunca insanlar, iktisadi, ekonomik ve siyasi haklar açısından eşit olabilmek için var gücü ile çaba göstermişlerdir. Ancak 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde bile başarılı olamdı.

Netice olarak yüzyıllar sonra resmi kölelik kaldırılmış ama tamamen yok edilememiştir. Dünya’da sözde 200’ün üzerinde sözüm ona ülke ve ülkecik olduğu söyleniyor. Eşitliği sağlayan sayı ise zorlamalara rağmen 4-5’i geçmiyor. Eşit olmanın başka basit tarifi; İktisaden hür olmayan yani kendi emeği ile geçimini sağlayamayan hiç kimse, köle değildir ama HÜR ve EŞİT’te değildir. Bir bakıma dolaylı kölelik devam etmektedir.

Bir başka tarif, her insana aynı kaynakların verilmesi ya da fırsatların verilmesi demektir. Eşitlik ilkesi; hukuki olarak kişilerin din, dil, ırk, cinsiyet, siyasi görüş gibi nedenlerle ayırım yapılmadan kanun önünde ve bağımsız yargıç karşısında eşit olmalarında ifade bulan bir ilkedir. Kanunların üstünlüğü ve bağımsız yargıçlar yoksa bu da boştur.

Türkiye’de eşitlik var mıdır, yok mudur? Sorusunun kesin cevabı yoktur. Hiçbir devirde de olmamıştır. Kanun karşısında her insan eşittir, yargıçlar bağımsızdır, sözler tamamen yazı ve sözle ifade edilen slogandan ibarettir. Dolaysıyla karşılığı yoktur.

Eşitlik, toplumlar için ütopyadan (gerçekleşmesi imkânsız) ibaret. Komünizm, faşizm, liberalizm, diktatörlük ve benzeri sistemler, eşitliği yok etti. Cumhuriyet ve demokrasi bir umuttu ancak şu ana kadar dünyada 3-5 ülke hariç ciddi sonuç alamadı.

Eşitlik Türk ve İslam aleminde var mı? Maalesef yok. Ararsak bulabilir miyiz? Ne yazık ki bulamayız. Eşitlik isteği var mı? O da yok. İslam aleminde eşitliğin ve demokrasinin olması hayal bile değil. Türkiye’de ise aydın ve entelektüel kesimde hayal var ama gerçekleşmesi için organize bir çalışma yok. Bireysel çalışmalarda biçiliyor.

Eşitliğin ayak sesleri anlaşılır mı? Tam demokrasinin uygulanması, Milli gelirin orantılı olarak paylaştırılması, suç ve cezanın orantılı olması, Cumhurbaşkanı, bakan, genel müdür ve özellikle vali ile belediye başkanlarının ve bütün yöneticilerin hesap vermesi. Kamunun zararına yol açan yöneticilerin zarara ortak edilmesi. Bu tip uygulamalardan anlaşılabilinir. Türkiye’de böyle bir ses şimdilik yok. Umarım birgün olur.

21. Yüzyılın ilk çeyreğinde, Dünya’da demokrasinin, eşitliğin, hukukun üstünlüğünün, özgür düşüncenin ve inancın, sosyal devletçiliğin en geliştiği birinci sıradaki ülkeler; İrlanda, Kanada, Norveç, İsveç ve Finlandiya. İkinci sırada ise, İsviçre, Belçika, Hollanda, Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve Portekiz gelmektedir.

Bugün Türkiye’de Eşitlik, Hukukun üstünlüğü, Fikir Özgürlüğü, Gelir Dağılımındaki hakkaniyet konusu ile samimi olarak hiçbir parti, sendika, Sivil Toplum Örgütü, tarikat, Cemaat, dernek, Vakıf uğraşmamaktadır. Dahası, Türkiye kurulmuş olan 208 üniversiteden bu konular için tek bir yazı, tek bir eylem yoktur. Rektörler, vali gibi atandığı için bilim bağımsızlığı, kalmadı. Gençliğin ise 44 yıl evvel sesi kesildi halen çıkmıyor. 

  HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.

 


28.06.2024 08:17:00

Rasim Gül

TÜRKİYE’DE, EŞİTLİK?

TÜRKİYE’DE, EŞİTLİK?