Dört kişiden üçü düşünmeden başkasının düşüncesine katılıyor. Dolaysıyla nüfusun dörtte üçü düşünmüyor, aklıyla hareket etmiyor anlamına gelir ki böyle bir toplum bilim toplumu olamaz. Tabi olarak yeni icatta yapamadığı gibi milli birliğini de kurmada zorlanır.

Önemli olan İnsanlarımızın, kendi kendini yönetebiliyor olmasıdır. Kendini yönetmekten aciz olacağı için düşünerek karar vermesi mümkün olamaz.  Kendi çıkarını korumayı, düşünemeyen bir toplum devlet ve millet çıkarını da düşünemez. Bu durumda devletin ve milletin elbette beka sorunu olur. 

Ne yazikki halkımız, Cumhuriyetle geçen 100 yılda tebaa olmaktan, çıkıp vatandaş olamadı. Dolaysıyla haklarını öğrenmeyi ve korumayı akıl etmiyor. Buda tembellik, kurnazlık ve kolaycılık ve aylakcılığa itiyor. Belirli bir zihniyet mensuplarıda, insanlarımızın düşünmelerine gerek olmadığını, önderlerin, liderlerin onlar adına düşündüklerini anlatıyorlar. Bu Ortaçağ zihniyetidir.

İnsanımız, sürü kararına uymadan, kararını kendi verseydi, yöneticiler, hesap vermekten kaçabilirler miydi? Canlarının istediği gibi davranabilirler miydi? Elbette kaçamaz ve davranamazlardı. Üçkâğıtçılar, hırsızlar bu kadar pervasız ve utanmaz olabilirler miydi? Elbette olamazlardı.

Son 250 senede, sayısız ihtilaller ve ardından, asmalar, sürgünler, haksızlıklar ve adaletsizlikler olabilir miydi? Bilim, ehliyet, liyakat ve adalet yerlerde sürünür müydü? Elbette hayır. İşte asıl mesele, sürü psikolojisine yanı SÜRÜ kararına uymaktan kaynaklanıyor.

Ruslar, İngilizler, İmparatorluklarını kaybetmedi de neden OSMANLI kaybetti? Buna verilen cevaplar hiçbir zaman yeterli yani doğru olmadı. Yöneticiler, algı operasyonu yani hayal ve doğru olmayan bilgilerle toplumu yönlendirip etkilediler. Bu bilgi kirliliği ile sürü oluşturdular, fertte doğruyu bulamayarak sürüye uydu. Hepsi bundan ibaret. 

Şayet hastalık teşhis edilseydi, 2015 yılının Temmuz ayında Meclis bombalanır mıydı? 250 insanımız öldürülür müydü ve ordumuzun bu kadar kurmay subayı ve üst düzey bürokratımız bu yanlışa alet olur muydu? Bakın hele sürü psikolojisinin marifetine, şanlı ordunun paşası, cemaat disiplini diye astsubayının, müsteşar memurunun, bakan delegenin emrine giriyor.

Bilgi çarpıtması nedeniyle, insanımız kendi kendini yönetme bilincine ulaşamıyor. Binlerce yıllık tarihimizde çok az yöneticimiz halkına doğru bilgi verdi. Bu devirde de çok başarılı olundu. Şu an ülkemizde düşünmeye ve doğruyu görmeye hiç önem verilmiyor.

Cumhuriyet dönemine her ne kadar halkın yönetimi denmiş ve halen de deniyorsa da bu sözler sadece seçimlerde söylenen ve sonra unutulan sözlerdir. Çünkü yasalarla halkın yönetiminin nasıl olacağı teminat altına alınmamıştır. Teminat altına alınanlarda uygulanmamıştır.

Dolaysıyla, halkımız kendi kendini yönetmeyi öğrenememiştir. Yönetmek bir tarafa seçtiğini kontrol etmeyi bile öğrenememiştir. Seçtiğinin yanlışlarını, biat ettiklerinin söylemlerine uygun şekilde başkalarına yüklemeyi öğrendiği için ölümüne diyerek savunmaktadır.

Bir ülkede oyunu kullanan insan, oyunun nerelerde, doğruda mı, eğride mi kullanıldığını takip edemiyorsa, bu halkı, seçtikleri de yönetir başkaları da.

Hülasa, millet, ulus, halk, kendi kendini yönetemiyorsa elbette başkaları yönetir. Türkiye’de kendi kendini yönetemediği durumlarda süper güçler yönetmek istemişler ve yer yerde yönetmişlerdir. Bir kesimin çok akıllı ve BELA olarak anlattığı, İsrail’i Amerika, Ermenistan’ı Rusya yönetiyor. Dünya’nın kanunudur, kendi kendini yönetmeye istek ve ihtiyacı olmayanları tabi olarak birileri yönetecek.
Yahudiler ve Ermeniler bir millet ve devlet olmayı inşa edemedikleri için, Amerika ve Rusya’nın eyaleti durumundadırlar. Bizim halkımız binlerce sene evvel, millet ve devletini inşa etmiş ve bunuda yer yer Dünya’ya verdiği nizamla ispat etmiştir. Ne yazikki 2021 yılında millet ve devlet olmamız tartışmaya açılmıştır. Sonumuz hayrola.

Ülkemizde kendi kendini yönetmeyi düşünmeyip yönetme hakkını devredenler, yönetenden pay kapmaya razı olmuş yığınlardır. 2021 yılında tüm Dünya’da sürü psikolojisi başarıyla uygulanmaktadır. Tabi ki ülkemizde de aynıyla vakidir. Bireysel ve akıl ve bilim kullanılmadığı için sürünün içinde yer alarak kendinin ve ülkesinin geleceğini düşünmeyenler kahir çoğunluktadır.

Ülkemizde, devlet milleti ve millette gerçek devleti inşa edip, devlet kurumlarına kurumsallık kazandıramamıştır. Keyfi ve biat yöntemiyle de bu kadar olabilmektedir. Ülkede lider olgusu çok tartışılıyor var mı, yok mu diye. Bizce yaşımızın içinde lider görmedik bol bol genel başkan var

Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola


31.03.2021 06:42:00

Rasim Gül

TÜRKİYE’DE, DÖRT KİŞİDEN ÜÇÜ, SÜRÜ KARARINA KATILIYOR

TÜRKİYE’DE, DÖRT KİŞİDEN ÜÇÜ, SÜRÜ KARARINA KATILIYOR