Türkiye ve özellikle Aksaray’da kolay yaşamanın şifresini çözenler belli süre yaşamanın aklınca tadını çıkarıyor ama daha sonra bedelini manen ödemek zorunda kalıyor. Patronu adına yaptığı haksızlıkları ve kırdığı kalpleri tamir etmek istese de bunun imkânsız olduğunu görüyor. İrfan, vicdan ve ahlak sahibi pek çok kişi hatasını anlıyor ama ne yazikki iş işten geçmiş oluyor.

Ülke ve Aksaray’da başkalarının haklarının üzerine oturarak emek vermeden kolay yaşamanın Şifresi; partiye, tarikata, cemata, vakfa, üye ve mürit olmaktan geçiyor. Sivil Toplum Örgütlerinin bir kısmıda bu kategoriye giriyor. Özellikle iktidarda olan partinin çığırtkan üyesi olur birde milletvekillerinden veya başkanlardan birine yakın olmayı becerirsen sırtın kolay kolay yere gelmiyor.

Lakin bunun da şartları var, partideki ağan ve şeyhin ne derse onaylamak ve alkışlamak, yanlışlarına, yalanlarına da doğrudur diye şahitlik etmek zorundasın. Aksi halde pabucun dama atılır, yerini daha iyi rol yapanlar alır. Yapılana itiraz edersen yine pabucun dama atılır ve senin yolların kapanır. Hiçbir şeye itiraz etmeyeceksin, bağlı olduğun kimsenin gözüne bakarak hareket edeceksin.

Ait olduğu partinin, tarikatın, cemeatın, vakfın ve ait olduğun yerlerin savunduklarını, savunursan, kınadıklarını kınarsan sövdüklerine söversen, övdüklerini översen, zaman dağlar gibi arkan olur. İnsanlıktan, inançtan, edepten, ahlaktan, medeniyetten epey uzaklaşırsınız. Uzaklaştığınızı anladığınızda da çoktan iş işten geçmiş olduğundan telafi etme şansınızda yoktur. Toplumda düşük insan olarak yaşamaya devam edersiniz.

Ülkede ve Aksaray’da, gerçekten devletin varlığını, milletin bütünlüğünü, inancı, hukukun üstünlüğünü ve adaleti savunuyorsanız yalnız adamsınız, uyumsuz ve geçimsiz adamsınız. Ne arkanız olur nede başınıza bir şey geldiğinde yani haksızlığa uğradığınızda yanınızda kimse olur. Hatta ukalanın biriydi, geçimsizdi diye epeyde kınanırsınız.

Bugün toplumda, gerçek Türk Kültüründen ve İslam İnancından bahsedecek samimi yer ve ekip bulamazsınız. Gerçek fikir ve inançların gündemde olmadığı bir zaman dilimini yaşıyoruz. Kravatlısı, şapkalısı, şıhı, şeyhi, mürşidi, şehirlisi, köylüsü, akıllısı, delisi, işçisi, çiftçisi, iş adamı ayakta kalıp mevcudunu korumaya çalışıyor. İnsanlar artık rol yapıyor gerçekleri konuşmaktan kaçıyor.

Toplumu bu kadar ayrıştırmak ve siyasallaştırmak iktidara, muhalefete, iş adamına, işçiye, çiftçiye, şeyhe, şiha, köylüye, şehirliye faydası olmadığı gibi külliyen zararı vardır. Günümüzde insanlar bunu derinden yaşıyor. Düşülen durumdan çıkmak için kimse kimseye saldırmamalıdır. Fikir ve inanç birliği ile en kısa zamanda bu durumdan çıkılır. Herkes medeni çizgi ve birlik içinde işini en iyi yaptığında her şey yoluna girer. Bugün mesele Az Üretme, Çok Tüketmeden ibarettir.

Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetinde yaklaşık 300-400 yıldır başımıza ne geldiyse, siyasetin yani particiliğin, devlet yönetimine, kültüre, inanca müdahale etmesinden gelmiştir. Ülkede siyaset ve particilikle uğraşanların büyük bölümü Zihin Körlüğüne yakalanıyor dolaysıyla sapı-samanı karıştırıyor.

Türkiye’nin özgür insana ihtiyacı vardır. Bilim adamına ihtiyacı vardır. Özgür ve bilim adamı olabilmenin ön şartı İktisaden Hür ve güven içinde olmaktır. İkisi yoksa diğer şartları saymaya gerek yoktur. Henüz vatandaş bile olamamış maraba durumundasınız. Hamaset, nutuk sizi özgür ve bilim insanı yapamaz. Siyasette, bürokraside, iş âleminde ve özellikle Sivil Toplum Örgütü konularında ülkede özgürlüğü görmek, yüzyıllardır mümkün olmamıştır.

ELBET BİR GÜN, sadece üretim için hakkıyla çalışan ve onlara, gerçekten destek veren bürokrat, siyasetçi ve Sivil Toplum Örgüt başkanları ve sade işine odaklanan halkla, OLACAKTIR.

 HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.

                                      


29.06.2022 04:11:00

Rasim Gül

TÜRKİYE ve AKSARAY’DA, KOLAY YAŞAMANIN ŞİFRESİ

TÜRKİYE ve AKSARAY’DA, KOLAY YAŞAMANIN ŞİFRESİ