Rasim Gül

Tarih: 20.06.2025 09:30

TÜRK OCAKLARI BİLDİRİSİ

Facebook Twitter Linked-in

      Türk Ocakları Şube Başkanları ve Temsilcileri istişare Toplantısı sonuç bildirisi. Türk Ocakları Genel Merkezi Yönetimi, Şube Başkanları ve Temsilcileri olarak aşağıdaki hususları Türk Milleti’nin dikkatine sunuyoruz.

       1.Türk Ocakları, 113 yıl önce Türk Milleti o dönemde içinde bulunduğu durumdan kaygı duyan Tıbbiyeli gençlerin önde gelen Türk aydınlarına yazdığı mektupta temeli atılmış, Türk milletinin binlerce yıllık kimliğinin, kültürünün ve tarihinin üzerine yüklediği sorumluluk bilinciyle hareket etmiş bir sivil toplum kuruluşudur. Türklük, Türkçülük, Türk milliyetçiliği, Turan fikrinin öncüsü olan Türk Ocakları, Cumhuriyet’in ve demokrasinin kazanımlarından tavi vermeden parti siyasetinin dışında bir bakış açısıyla faaliyet göstermeye devam etmektedir.

       2.Ülkemizin, bölgemizin ve dünyanın son yılarda karşı karşıya olduğu küresel egemenlik savaşı, sığınmacı ve göçmen meselesi, vekalet savaşları, devletler arası savaşlar, Suriye’de ve Gazze’de yaşananlar ve son olarak da İsrail’in İran’a saldırısı gibi gelişmeler karşısında milli birlik ve beraberliğe har zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemeçte olduğumuzun bilincindeyiz.

       3.’’ Terörsüz Türkiye’’ adıyla tanımlanan süreçte PKK Terör Örgütü; 5-7 Mayıs 2025 tarihinde, iki ayrı yerde toplanan Olağanüstü 12 . Kongresiyle PKK adıyla yaptığı faaliyetleri sonlandırdığını, 12 Mayıs 2025’te ilan etmiştir. Türk Ocakları olarakbu ‘’süreç’ ’in başından itibaren Teröristbaşı’nın muhatap alınması, PKK’nınSuriye yapılanmasının süreç içindeki konumu, devlet yetkililerinin pazarlık olmadığı açıklamalarına karşılık PKK ve DEM Parti çevrelerinin birtakım beyanları gibi sebeplerle konu hakkındaki itiraz ve çekincelerimizi Türk milleti ile paylaştık. Nitekim yapılan araştırmalar da Türk milletinin ezici çoğunluğunun PKK ve uzantıları ile birlikte varılacak bir menzil olmadığı kanaatini taşıdığını ortaya koymaktadır.

      4. Terörsüz bir Türkiye, elbette Türk milletinin bütün fertlerinin dileğidir. Ancak bu toprakları şehit kanlarıyla vatanlaştıran Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin üniter devlet yapısına halel getirecek ve Anayasa’daki Türk vatandaşlığı tanımını değiştirecek hiçbir ‘’çözüm’’ü kabul etmez, etmeyecektir. Türk Devleti’ni Kürtlere karşı soykırım yapmakla suçlayan, ‘’ Ulusların kendi kaderini tayin’’ ilkesi çerçevesinde ‘’ haklı bir silahlı Mücadele’den dem vuran, Lozan antlaşmasını hedef tahtasına koyarak Sevr’e dönüşü talep eden bir fesih açıklamasını yapan, terör eylemlerinde en küçük pişmanlık duymayan teröristlerin bölücü ve yıkıcı faaliyetlerine son vermelerine inanmamız beklenmemelidir.

      5. Bölükbaşı’nın, Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’nı değilde öncesini temel alarak ‘’Ortak Vatan ve Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğr Demokratik Türkiye’’ bakış açısı çözüm çerçevesi olarak benimsediği ifade edilen sözde fesih açıklaması, PKK ve uzantılarının Sevr Projesi’ni hortlatmanın ve kendi ifadeleriyle ‘’ Dört Parça Kürdistan’’ hayalinin peşinde olduklarını açıkça göstermektedir. Türkiye açısından halledilmesi en kritik konu, Suriye’nin kuzeydoğusunda ABD ve İsrail’in desteğiyle PKK tarafından oluşturulan yapının fiili bağımsızlığının ne olacağıdır. Bu yapının hakimiyetine son verilmediği takdirde gerçek anlamda bir fesih söz konusu olmayacaktır. Son dönemdeki gelişmeler ve yapılan açıklamalar, Suriye PKK’sının kendisini feshetmek bir yana destekçilerinin yardımlarıyla konumunu daha da pekiştirmeye çalıştığını göstermektedir.

       6. Bölücü Terör Örgütü ve uzantıları ile müzakere edilen bir dönemde yeni anayasa tartışmasının canlandırılması da anlamlı ve gaygı vericidir. Her ne kadar, bazı çevreler bunun esas amacının Cumhurbaşkanının yeniden seçilmesine yönelik olduğunun iddia etse de üçte ikisi değişmiş, yönetim sistemi itibarıyla bambaşka bir şekle bürünmüş bir Anayasa’nın hangi yönlerinin değiştirileceği somut olarak ortaya konulmamaktadır.

        7. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokratik, laik sosyal bir hukuk devleti olma vasfı ile yasama, yürütme ve yargı erklerinin bağımsızlığı ilkelerinden taviz verilmemelidir. Türk Ocakları olarak; Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek ilk dört maddesi ile eğitim dili ve vatandaşlık tanımıyla ilgili maddeler olmak üzere Cumhuriyeti’mizin temel kuruluş ilkeleri ve niteliklerine, üniter- milli devlet yapısına aykırı bir değişikliğe kesinlikle karşı olduğumuzu bir kez daha tekrarlıyoruz.

       8. ABD- İsrail ittifakının, İslam coğrafyasındaki etnik ve mezhebi farkları istismar etmek suretiyle milli birlik ve bütünlüğümüze karşı kurduğu tuzğı bozmak için Türkiye’nin tek yumruk olmasını istiyorsak gerçekten de ‘’ İç cepheyi tahkim etmeliyiz. Bunu da ancak hukuka riayet ederek, adaleti sağlayarak ve iç siyasi çekişmeleri asgariye indirerek yapabiliriz.

        9- Türk Ocakları olarak, sınırları şehit kanlarıyla çizilen bu vatanda bin yıldır kesintisiz olarak süren Türk siyasi egemenliğinin tartışmaya açılmasını, etnik ve mezhebi aidiyetlerine bakılmaksızın bütün yurttaşların eşitliğini teminat altına alan hukuki, siyasi ve kültürel açılardan kapsayıcı ‘’ Türk milleti’’ kavramı yerine etnisitelerin öne çıkarılacağı özerklik, federasyon gibi modellerin getirilmesini kesinlikle reddediyoruz.

         10- Yıllardır süren ekonomik sıkıntılar, aile kurumunun karşı karşıya olduğu sorunlar, sığınmacı ve göçmenlerin milli dokuda yol açtığı bozulmalardan dijital çağın etkilerine kadar bir diz etkenin yol açtığı demografik krizin çok açıl tedbirler alınmasını gerektirdiği ortadadır. Bu kapsamda sadece içind bulunduğumuz yılda değil, önümüzdeki 10-15 yılda aile ve gençlik odaklı olarak devlet ve toplu olarak yağmamız gerekenlerin hayata geçirilmesi milli beka meselesidir.

        11- Terörle mücadelede, Suriye’nin kuzeyindeki ‘’ Teröristan Projesi’ne karşı yapılan harekatlarda şehit olan bütün güvenlik güçlerimizi ve yurttaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyoruz. Devlet yetkililerinin ve TBMM’ni, şehitlerimizin ruhlarını incitecek ve gazilerimiz ve şehit aileleri başta olmak üzere Türk milletinin mahşeri vicdanının kabul etmeyeceği hiçbir tasarrufa imza atmamasını talep ediyoruz.

        TÜRK MİLLETİNE DUYURURUZ.

HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.

 

 

 

 

 

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —