ABD- AB,İsraillin istediği ve hayalini kurduğu, Türk- Arap- Kürt Konfederasyonu Arap ve Kürtlere zarar verecek, korkunç bir iş boğuşmaya yol açacak, densiz ve Sevr-i anımsatıyor. Hatta Sevr- dayatıyor. Yüce Türk Milleti Sevr-i nasıl parçalayıp çöpe attıysa, konfederasyon isteğinide günü geldiğinde çöpe değil münasip yerlerine …. Bilir. ABD, AB, İngiltere ve İsrail, yüz yıllardır devamlı Arap ve Türk Alemini karıştırıyor, birleşmesine ve kalkınmasına engel olmaya çalışıyor. Ey Türk DÜŞÜN.
Bu dörtlü; Irak, Suriye, Libya’yı mahvettiler. Ürdün ve Lübnan’ı ciddiye almıyorlar çünkü üfürseler giderler. Sudi Arabistan’a ses çıkarmıyorlar çünkü bütün kaynaklarını sömürüyorlar. Kuveyt, Bahreyn, Katar, Abu Dabhi, zaten emirleri altında bunlarıda istedikleri gibi sömürüyorlar. İran’ı sallamaya devam ediyorlar, yakında sonuç alma ihtimalleri var. Mısır’ı da getirdikleri kukla generallerle idare ediyorlar. Geriye Ortadoğu’da, ABD-AB-İngiltere ve İsrail’in 1960 ihtilalini yaptırdılar.Bugüne kadar geçen 65 yılda sayısız tuzaklarını bozan, sarsılan ama dimdik ayakta duran Türkiye kalıyor. Ey Türk DÜŞÜN.
ABD- AB, İngiltere ve İsrail’in hiçbir ülkeye demokrasi getirmesi ve kalkınmasını istemesi yüz yıllardır olmadı. Yeni Dünya Projesiyle de hiç olmayacaktır.Amaçları; Böl ve Yönet. Azerice de güzel bir tarif daha var, Ayır ve Buyur. Klasik uygulamayla çok yol aldıkları ortada. Kendilerinin dışında demokrasi tezini savunanları da sevmezler. Çünkü feodal yapıyı, ağaları, beyleri ve otoriter yöneticileri tercih ederler. Laf dinlemeyenleri indirirler, otoriter yönetici görüşünde olanları başa getirirler. Ey Türk DÜŞÜN ve ona göre karar ver.
Affınıza sığınarak bir örnek anekdot anlatmak iletiyorum Yıl 1996, Prof. Dr. Necmettin Erbakan Başbakan. Bende Anavatan Partisinin Aksaray İl Başkanıyım. İngiltere’nin Baş Konsolosu üç kurumdan randevu talep etti. Valilik, Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası ve o tarihte Ana Muhalefet olan, Anavatan Patisi. Valiliğin görüşme süresini hatırlamıyorum. Ticaret Sanayi Odasına 35 dakika, Anavatan Partisine 15 dakika ayırmışlar. Konu İngiliz Devleti’nin Orta Anadolu’ya yatırım yapma incelemesiymiş.
Ankara ve İstanbul’daki bu işin uzamamalarından geniş bilgi alarak hazırlandım. İlk söyledikleri Türkçe bilmesine rağmen, mağrurlanarak tercüman kullanır dediler. Bende İmparatorluk bakiyesi Türkiye Cumhuriyeti’nin bir partisinin başkanı olarak kendimi ona göre hazırladım. Baş Konsolos 20 kadar soru sordu. Hiç unutmadığı iki soruyu nakledeceğim. Birincisi Başbakan Erbakan için ne diyorsun?Cevap elbette Sayın Erbakan Ülkemizin Başbakanıdır saygı duyarız oldu. İkici soru Aksaray’da sağ ve solun oranı nedir? CHP’ den Memiş Akın nasıl Başkan oldu? Cevabım, o tarihte sağ-sol oranı 70-30 veya 65-35 dedim. Memiş Akın’ın kazanması meşrudur, sağdan 5 aday olduğundan elbette 30 veya 35 en büyük oran olur dedim.
Bizde görüşme 36 dakika sürdü, Ticaret Sanayi Odasında ki görüşme 12 dakika sürdü. Bana göre Başkonsolosun Yatırım yapma bahanesiyle hangi haltları karıştırmak için dolaştığı, iç meselelerimize ne kadar hâkim olmak istediği açıkça belli oluyor. Bütün kurumlarımızı temsil edenlerin başta ABD, AB, İngiltere ve İsrail’in oyununa gelmemeyi öğrenip kesinlikle uygulamamız şart. Tabi olarak Rusya ve Çini’de hiç ama hiç unutmamalıyız.
Türk Dünyası’nın, Dünya’da sözü dinlenir hale gelmesinin tek şartı, önce bilime sarılıp çok çalışarak, halklarının bilinçlenip demokratik sistemlerini kendilerinin kurması, ekonomik, kültür ve dil birliği sağlamasıdır. Tarih hiçbir halkın mutlu geleceğini başka bir halkın sağladığını yazmıyor. Sadece halkların daha güçlü olabilmesi için birlik olmanın kazançlı olduğunu yazıyor. Avrupa Birliği en önemli örnektir. Daha güçlü Türk Birliği neden olmasın?
HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.