. Tarih, hiçbir halkın mutlu geleceğini başka bir halkın sağladığını yazmıyor. Halkların daha güçlü olabilmesi için birlik olmanın kazançlı olduğunu yazıyor. Türk Halkı birlik olduğunda daima kazançlı çıkmıştır. Son zamanların en olumlu girişimi ‘’Türk Devletler Birliği’’ nin kurulması ve yaşatılmaya büyük özen gösterilmesi her türlü takdirin üzerindedir. Buna önemli örnek, yaşatılan ‘’ Avrupa Birliği’’ dir. Diliyoruz ki Türk Birliği de aynı başarıyı yakalasın.

Asya, Avrupa ve Afrika’da devlet kurmuş, İmparatorluk olarak yüzlerce halkı yönetmiş, onların hak ve hukuklarına tecavüz etmemiş, Türk Milletine kendinden başka hiç kimse ne yardım nede kötülük edemez. Kıtaların en verimli ve en zengin bölgelerini yurt edinmiş Türk halkı bir saniye bile zaman kaybetmeden en azından Türk Devletler Teşkilatını daha aktif hale getirmektir. Bu teşkilatın aktif hale getirilmesini engelleyenler, hain değillerse iyi düşünmelidir

İslam Alemi, Türk Birliği kurulmadan asla birlik kuramaz. Çünkü İslam ülkeleri gerçekten bağımsız değildir. Nedenide bu ülkeleri yönetenlerin tamamı, Amerika’ya, Rusya’ya ve İngiltere’ye göbekten bağlıdırlar. Arkalarında yönettikleri halk yoktur. Dolaysıyla Türk Birliği kurulduktan sonra Türklerin öncülüğünde İslam Birliği kurulabilir. Amerika, 

Avrupa için başka, Afrika, Asya, Türk Dünyası ya da İslam Alemi için başka insan hakları yoktur. Yer yüzünde ki hiçbir halk kölelik, despotluk, zorbalık, cahillik için ya da kadınların köle olması için yaratılmamıştı. 2025 yılında, 10-12 ülkesi hariç dünyada despotluk hakimdir. 

Amerika ve Avrupa ülkeleri kendileri dışında, dünyanın hiçbir ülkesinde demokrasi ve hukuk devletini savunanları asla desteklemiyorlar. Çünkü despot yöneticileri daha kolay yönlendirebiliyorlar. Sözlerini dinlemeyenleride alaşağı etmesini beceriyorlar.

Dünyadaki bütün Türkler, özlerine döndüklerinde, demokrasi, hukukun üstünlüğünü ve eşitliği pek ala tesis edip, dünyaya nizamına katkıda bulunabilirler. Tarihlerine baktıklarında bunları görebilirler. Türk ve İslam ülkelerindeki seçkinler büyük bir kısmı tarihlerine yabancılaştı. Başka bir deyimle asimile olarak, hangi soya ait olduklarını unuttular.

21. Yüzyılın ilk çeyreğinde baş döndürücü ilerleme sağlandı. Teknolojide hayal edilen icatların birçoğu gerçekleştirildi. İnsanların ortalama ömrü enaz on yıl uzadı, daha sağlıklı yaşama yakalandı. Ancak manevi ve ahlaki bakımdan aynı ilerleme sağlanamadı. Düşünce ve davranışlarda yetersiz hale düştü. 

Toplumlar üretim toplumları olmaktan çıkı tüketim toplumuna dönüştü. Dolaysıyla mali ve ekonomik krize, güven krizi, değerler ölçüsünde dengesizlik toplumu sarsmaya başladı. Yöneticilerin, kurumların, şirketlerin inandırıcılıklarını kaybetmesi dengesizliği önleyemedi.                               

HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MJZAFFER OLA.

 


17.04.2025 09:06:00

Rasim Gül

TARİH, HİÇBİR HALKIN GELECEĞİNİ BAŞKA HALKIN SAĞLADIĞINI YAZMIYOR

TARİH, HİÇBİR HALKIN GELECEĞİNİ BAŞKA HALKIN SAĞLADIĞINI YAZMIYOR