M.Ö. 2000 yılında Hititlere ait duvar yazısından alınmış bir dilek : ‘’… Ve hepsinden önemlisi Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için AKIL ve beni aşkın körlüğünden ve yakınlarımdan koruyacak DOSTLAR ver…’’

4021 yıl evvel devlet başkanının, kime sığındığını ve ihtiyacı olan Cesaret, Akıl ve Dost’u öne çıkarıyor. Bu gün yöneticilerimizin çoğununda bunlardan bihaber olduğu da bir gerçektir. Toplumda yönetici olarak bulunanların kime sığındığını ve kimlerden korunması gerektiğini anladığını sanmıyorum. % 95 yönetici, kibirden kurtulup cesur, akıllı olup dost, aramıyor ve dostlarını seçemiyor.

Sümerler, CESARET, AKIL ve DOST üzerinde duruyor. Türkiye Cumhuriyetini kuranlar da Cesaret, Akıl, Dostluk, Güven ve Vatan sevgisi mükemmel olduğu için değiştirebilecekleri şeyler için Cesur oldular ve değiştirdiler, değiştiremeyeceklerini kabul ederek akıllı oldular. Aşkları ve dostlarının zararından, dostları sayesinde korunmayı başardılar. Devlet ve millet için gereksiz icraattan ve zararlı dosttan uzak durdular.

Bugün ülkeyi idare edenler, değiştirebilecekleri şeyler olan, Hak-Hukuk ve Adaleti değiştirmek için CESUR, olamıyorlar. Cumhuriyetin nitelikleri gibi değiştiremeyeceklerini, değiştirmeye uğraşarak AKILLI olamıyorlar. Hırsın ve kinin körlüğünden ve yakınlarının verdiği zarardan koruyacak dostları da yok.

Ülkemizde idareciler neden gerçekleri söyleyen dost istemiyorlar, akıl ve bilim sahibi insanlara da değer vermiyorlar, anlaşılır gibi değil. İnsanın yönettiği halka, faydalı olması için, bilime ve akla önem vermesi gerekmez mi? Heyhat, halk ben bilirim saplantısında olanların yönetiminden bir türlü kurtulamadı.

Başta valiler, milletvekilleri, belediye başkanları, kamu kuruluşu niteliğinde olan Sivil Toplum Örgüt başkanları ve bütün parti il başkanları, 4021 yıl evvel taşlara kazınmış Hitit krallarının dileklerinden daha geride dersek haklarını yemiş mi oluruz? Yoksa eskinin hakkını teslim etmiş mi oluruz?

Ülkemizde, başta yöneticilerimiz olmak üzere bütün insanlarımız neden, gereksiz ve boş şeylerle uğraşıyoruz ve uğraştırılıyoruz. Dolaysıyla gerçekleri görerek, aslımıza dönüp çağı ve medeniyeti yakalayamıyoruz. Bir türlü gerektiği kadar birbirimizi sevip sayamıyoruz. Kendi mutluluğumuzu ve huzurumuzu neden kendimiz bozuyoruz. Gerekçe hazır, Batı ve karşımızdakiler. Hadi canım sende.

Aceba dünyada kendi silahıyla bacağına ve kalbine kurşun sıkan, olmazlar için kendini helak eden, olur içinde gayet duyarsız olan bizden başka kaç millet vardır? Millet olma vasfını kazanmış hiçbir milletin olduğuna inanmıyorum.

Sayısız devlet ve imparatorluk kur, çağ değiştir, dünyaya belli bir dönem adalet getir, Dünya’da düzen kur, İmparatorluğu kaybet, kurduğun cumhuriyeti bile yaşatmada zorlan. Burada akıl, cesaret ve bilim nerede? 2021 yılında adaleti ve düzeni başkalarından almaya uğraş, lafa geldi mi mangalda kül bırakma.

Büyüklerimiz, ‘’Obaya karşı…’’ Allah akıllar versin…’’ veya ‘’ Ele güne karşı…’’ ‘’Allahtan utanmıyorsan, kuldan utan bari…’’derdi. Ne kadar isabetli bir öneri ve uyarı imiş şimdi gayet iyi anlıyorum. Bu uyarı ve tavsiyeye toplumda idareci olanlar aceba ne zaman uyacaklar?

Cemil Meriç (1916-1087): ‘’…Oysa aydın, içinde yaşadığı toplumun sorunlarının farkında, onların çözümünde sorumluluk alan kişidir…’’ ve ‘’… Fikir adamının tek vasfı, kafasıyla düşünmek ve bir yerin esiri’’ ve ‘’ Bir zümrenin emir kulu’’ olmamaktır diyor. Aceba Türkiye’de böyle mi?

Memleketimizde çok kısa dönemler hariç, ülke yöneticilerimiz hiçbir zaman gerektiği kadar, yönettiği halkı anlayamamış, anlamaya da çalışmamıştır. Dolaysıyla huzursuzluk, karışıklık ve mutsuzluk hiçbir zaman sağlanamamıştır. Bir gün sağlanır umuduyla.

Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola


24.04.2021 10:23:00

Rasim Gül

TANRIM: YÖNETİCİLERİMİZE, CESARET, AKIL ve DOSTLAR VER

TANRIM: YÖNETİCİLERİMİZE, CESARET, AKIL ve DOSTLAR VER