Değerli okurlarım,
Son yıllarda sosyal medyanın hayatımızdaki yeri apaçık ortada. Sosyal medyada paylaşmak adına yapılan çok paylaşımlar insanı düşünmeye sevk ediyor. Kimlik inşası, öz kimliğin yönetimi ve sosyal ilişkilerin yönetilmesi konusunda yeni fırsatlar sunan sosyal medya ortamlarında bireyler artık izleyici ya da topluluk karşısında imajlarını daha kolay vurgulayabilmekte ve özellikle fotoğraf üzerinden benlik sunumlarını güçlendirebilmektedirler. Sosyal medya güzel ve ölçülü kullanılırsa faydaları tartışılmaz. Özellikle dünyanın neresinde olursa olsun insanların haberleşmeleri ve anlık olarak birbirlerini takip etmeleri açısından önemli bir imkân. Bu sayede küresel bir köye dönüşen dünyada uzak ve yakın anlayışlarımız değişti, uzaklar yakın oldu. Dünyanın bir ucunda meydana gelen bir olaydan anında haberdar olabiliyoruz. İstediğimiz kişi ve kişilerle iletişime geçebiliyor ve onlara sesimizi duyurabiliyoruz. Görüş ve önerilerimizi iletebiliyoruz. Kişilere ve olaylara tepkilerimizi ve eleştirilerimizi paylaşabiliyoruz. Dünyanın her tarafından insanlarla tanışma, konuşma ve fikir alışverişinde bulunma açısından sosyal medya faydalı bir zemin sunar. Son zamanlarda yerel ve ulusal TV kanallarındaki ilimizin tanıtılmasına yönelik sosyal kültürel paylaşımlar bizi ziyadesiyle memnun ediyor.
Şükürler olsun bu yıl yediğimiz yemekleri, içtiğimiz suyu, yaptığımız toplantıları, muhabbetleri, sıktığımız ellerin, bindiğimiz aracı, oturduğumuz evi, koldaki bilezik, parmaktaki yüzükleri, düğünü bayramı, geleni gideni…vs. reklamını yapar gibi paylaşımlarda fazla bulunmadık. Bir kara fotoğraf paylaşmak uğruna siyasetçi, bürokrat peşinde koşanlara şahit olmuştuk. Paylaşımlarımız bazen öyle rayından çıkmıştı özel diye bir şey kalmayacaktı sanki. İnsanlar genelde çevresindeki kişilerin kendisine yönelik izlenimlerini denetlemek ve kontrol etmek isterler. Kendilerini başkalarına kanıtlamak, yaptıkları işin mükemmelliğini anlatma cabasında olurlar. Nedense şu ata sözünü unuturlar‘‘Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz’’. Bir kişi hakkında bizim en önemli kaynağımız da yaptıkları iş olmalıdır. ‘‘ Sen kendini övme el seni övsün ’’sözü ne kadar yerinde bir sözdür.Toplumsal açıdan baktığımızda ise aynı imkânlara sahip olmayan kişilere nispet yapar gibi hayatını gözler önüne sermek gösterişten başka bir şey değildir. Bizim kültürümüzde sahip olduklarıyla övünmek ve bunlarla gösteriş yapmak hoş karşılanmadığı gibi hem göz hem de kul hakkı kapsamında değerlendirilmiştir. 
 Sosyal medya, kullanım açısından fayda sağladığı gibi değerlerimizi yozlaştırmakta ve ahlaki krizlere sebep olduğu bilinmektedir. Toplumun temel yapı taşı olan aile de bundan nasibini almıştır. Sosyal medya aracılığıyla ihlal edilen mahremiyet, aile hayatında ciddi sorunlar ortaya çıkarmıştır. Sosyal medyada var olmanın ve kıymet görmenin ölçüsü daha çok görünür olmak ve bunun için de sürekli paylaşımda bulunmaktır. Sosyal medyada nasıl biri olduğundan ziyade nasıl göründüğün önemli olduğundan insanlar beğeni kazanmak için olduklarından farklı gösterecek paylaşımlarda bulunabiliyor. İnsanların ilgi ve beğenisini kazanmak için hep daha ilginç ve özel şeyler paylaşıma açılıyor. Bol keseden dağıtılan övgüler insanın kendisini dev aynasında görmesiyle sonuçlanıyor. Bu günlerde ramazan ayı münasebetiyle yapılan yardımlarımız fotoğraf karelerine ve paylaşımlara fazlaca yansıdığını düşünüyor, amacının dışına çıkmasından ve fakirin rencide edilmesinden endişe duyuyorum. 

 


3.05.2021 11:58:00

İshak Pekgöz

Sosyal Medya

Sosyal Medya