Rasim Gül

Tarih: 13.01.2024 07:30

ŞEYTAN VE KATIR

Facebook Twitter Linked-in

  ‘’Şeytan uyukaldı bir gün. Rüzgâr sert esti. Üç tüy düştü şeytandan. Birisi paraya yapıştı, diğeri mevkiye, ötekide ihtirasa. O günden sonra şeytan hiçbir iş yapmadı.’’ Dostoyevski (1821- 1881) Rus, roman yazarıdır. Mesleği, askeri mühendis. Mahkûmiyetten sonra rütbesi ere indiriliyor.
Dostoyevski; özellikle eşitsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, bencillik ve işkenceye karşı baş kaldıran bir yazar olarak tanınır. 12 Romanı, 221 makale ve 16 hikâye yazmıştır. Rus ve dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biridir.
1849 da idam edilmek için sıraya dizildikleri sırada, Çar’ın emriyle idamdan kurtulup, Sibirya’da 4 yıl kürek, 5 yılda sürgün cezasına çarptırılan Dostoyevski’nin mahkûmiyet hayatında, İncil’den başka hiçbir kitap yer almaz.
Şimdi nereden çıktı, Dostoyevski ve şeytan denilebilinir. Türkiye’deki genel ahvale baktığımızda gördüğümüz uygulamalardan çıktı. Parayı görünce bozulmayan insan sayısı sanıyorum çok.
Bir mevkiye gelme ve bir yere seçilme söz konusu olunca, inanç ve insanlık anında ortadan kalkıyor. Haksız hiçbir mevki ve seçilecek bir yer istemem diyenlerin sayısı ise yüzde beşin altına düştüğü kanaatindeyim.
İhtirasa konan şeytanın üçüncü tüyü ise Türk insanını adeta esir aldı. Esir olmayanları yüzde olarak ifade etme hayli zor. Çünkü ihtiras, bütün insanları esir aldı. Kontrol edilmediği takdirde insanı yerden yere vurabiliyor. Onurunu, şahsiyetini hatta inancını alıp götürüyor. Bazen makamı kapsa, girdiği seçimi kazansa vezir yapsa bile genellikle rezil yapabiliyor.
Sonuç olarak, para, mevki ve ihtiras Türk Halkını adeta esir almış durumda. Kurtuluş nerededir acaba? Siyasilerde midir? Hayır, siyasilerde değildir. Kurtuluş halkın bizatihi kendisindedir. İnsanımız para, mevki ve ihtiras tan kurtulup özüne döndüğünde, para, mevki ve ihtirasın esaretinden kurtulacaktır.
Dostoyevski’nin savunduğu değerler olan; eşitsizlik, yoksulluk, yolsuzluk ve işkenceyi yazan çizen, ülkemizde pek kimsenin kalmadığı, gerçeği de insanımızın geleceğinin pek aydınlık olamayacağını açık seçik ortaya koydu.
Çok meşhur atasözlerinden biri; ‘’Katıra baban kim? Diye sormuşlar, eşek demeye utanmış. At dayım olur demiş.’’ Bu sözün manası; aşağılık duygusu içinde bulunan kişi, kendisini olduğu gibi göstermeye utanır da kötü yönünü gizler, sadece iyi yönüyle övünür. Şeklinde yorumlanmaktadır.
Babasından, atalarından yani soyundan sopundan, kültüründen kopmuş ne idüğü belirsiz hale gelmiş olanların, kendini tanıtmak, birazda övünmek amacıyla başvurdukları aymazlık olarak anlatılabilinir.
İlber Ortaylı ve Ebulfez Elçibey’in birer sözleri ile bitirelim. ‘’ Türküm diyemeyenlerin yeni jargonu; ‘’ Osmanlı torunuyum’’. Osmanlı bir ailedir. Türk ise bir ırktır. Irkını inkâr eden soysuzdur.’’ İlber Ortaylı, Türk tarihçi, akademisyen ve yazar. Doğum 1947.
‘’ Türk değilim diyene sakın ısrar etmeyin. Tanrı’nın bahşettiği şerefi istemeyen şerefsize; biz zorla şeref verecek değiliz.’’ Ebulfez Elçibey, (D.1938- Ö.2000) Azerbaycan Cumhurbaşkanı.
   HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA                    


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —