Özgürlük nedir?
Özgürlük:Kelime mânası olarak herhangi bir koşulla sınırlanmama, zorlamaya, kısıtlanmaya bağlı olmaksızın düşünme ve bağlanma durumu. İkinci bir anlamı ise insanın, her türlü dış etkiden bağımsız olarak kendi istencine, kendi düşüncesine göre karar vermesi durumudur. Özgürlüğü en güzel tanımlayan sözlerden biri de, Jean Jean Rousseau'nun şu sözüdür :"insanın özgürlüğü;istediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır…"Ancak insan her zaman istediği gibi yaşamını tayin edemiyor, illaki hayatta yapmak istemeyeceği şeyleri yapma mecburiyeti doğabiliyor, zorunluluklar insana yapmak istemeyeceği eylemlerin kararlarını aldırabiliyor. Kişi devlet, toplum, aile tarafından dayatmalara tâbi tutulabiliyor. Huzurlu ve güvenlik için özgürlük kısıtlanması bir yere kadar tolere edilebilir. Bu kısıtlamalar, dayatmalar devletin ve toplumun güvenliği, refahı ve huzuru için gerekli olabilir. Toplumun ise bir yerden sonra kısıtlanmaması ve özgür olması gerekmektedir. Bir insanın mutlu olabilmesi için, mutlu olacağı şeyleri yapması gerekir. Bunun içinde hem siyasi hem de ekonomik olarak özgür olması gerekmektedir. Toplumların özgür olabilmesi içinde demokrasi gereklidir.Fakat demokrasinin varlığında da özgürlük her zaman garanti altında değildir. Neden mi? Bir demokrasi özellikle özgürlükçü liberal demokrasiler çok kırılgandırlar.Çünkü demokrasi, kendini yok edecek unsurların var olmasına hatta kazanmasına izin veren tek sistemdir. Demokrasiler doğru tercihler yapabildiğimiz sürece demokrasidir ve doğru tercihler halkın eğitimine, bilgisine ve ne kadar iyi bilgilendirildiğine bağlıdır. Halkın demokrasi adına doğru kararları verebilmesi için yüksek kalitede basın ve yayın organları gerekmektedir. Bu basın ve yayın organları doğru ve tarafsız haber yapmalıdırlar. Medya, gazete vb yayın kuruluşları satın alınıp, tekelleşip taraflı haber ve propaganda yapılması veya satın alınan kişi tarafından rakiplerinin karalaması gibi kendi çıkarları için kullanılmasının önüne geçilmesi şarttır çünkü ülkede gelişen olayların aydınlatılmasını basın ve yayın organları sağlıyacaktır.Basın ve medyanın etkisini şöyle bir örnekle anlatayım:Sanayi devriminden önce Orta Doğu'daki insanlar susam yağı yapmak için develeri kullanırlardı. Ahşap veya taş değirmene bir iple deveyi bağlar, bu değirmenin etrafında deveyi döndürürlerdi. Deveyi değirmene bağlayıp döndürmeden önce devenin gözlerini bağlarlardı. Deve nerede yürüdüğünü görmemesi ve gözleri bağlı halde yürüyünce arkasında başka develerle birlikte uzun bir yolculuğa çıktığını zannederdi. Halbuki deve aynı yerde saatlerce dönüyor, onun gücü ve emeği sayesinde insanlar susamdan yağ elde ediyorlardı. Biz insanlarda demokrasimiz ve özgürlüğümüz elimizden alınmış bir halde, demokratik ve özgürce yaşadığımızı zannedebilir bu şekilde kandırılabiliriz. Bizim gözümüzdeki bağı çözüp gerçekleri gösterecek olan basın ve yayın mecralarıdır.
