Son yıllarda, kamu görevlilerinin ve yöneticilerin yaptıkları işler halkın gözünden genellikle aynı şekilde değerlendirilmiyor. Birçok kez, başarılı bir yöneticinin ya da kamu görevlisinin yaptığı olumlu gelişmeler takdir edilmek yerine, “çıkar peşinde” olmakla suçlanıyor. Bu yazıda, övgü ve takdirin sadece çıkar arayışından ibaret olmadığını, toplum olarak başarıları takdir etmenin de önemli olduğunu anlatmak istiyorum.
Örneğin, Aksaray'da görev yapan Vali Mehmet Ali Kumbuzoğlu veya Belediye Başkanı Dr. Evren Dinçer gibi isimler, şehir için büyük adımlar atıyor. Turizmden sağlığa, eğitimden altyapıya kadar pek çok alanda önemli projelere imza atıyorlar. Bu tür hizmetler, bir şehrin kalkınmasına katkı sağlamak adına büyük önem taşıyor. Has bel kader veya gördüğün hizmetleri takdir babından hizmete vesile olan şahıslara teşekkür yazısı yazsanız, “Seni kim finanse ediyor?” veya “Mutlaka bir beklentin vardır!” gibi tepkiler alıyorsun. Peki, bu tepkiler haklı mı?
Övgü ve Eleştirinin Dengesi İyi Ayarlanmalı
Çoğu zaman, kamu görevlilerinin ya da yöneticilerin olumlu işler yapması, yanlış anlaşılabiliyor. Ne yazık ki, bu tür çalışmaları övmek, bazı çevrelerce bir çıkar beklentisi olarak yorumlanabiliyor. Oysa ki bu tür eleştirilerin gerçekçi olmadığını unutmamalıyız. İnsanlar, kamu görevlilerini doğru ve faydalı işler yaptıklarında takdir etmelidir.
Eleştiri yapmak kolaydır, çünkü toplumda genellikle yöneticilerin hatalarını görmek ve onları eleştirmek daha yaygın ve kabul gören bir davranıştır. Ancak bir yöneticiye, yaptığı iyi bir iş nedeniyle övgüde bulunmak, çoğu zaman sorgulanır. Hatta bir kamu görevlisinin başarılı bir projesini takdir etmek, menfaat ilişkisi olarak algılanır. Bu ise, toplum olarak objektif bir değerlendirme yapma kapasitemizin eksik olduğunu gösterir.
Objektif Yaklaşım ve Denge Sağlamak
İyi bir Gazeteci ve yazar anlayışı, tarafsız bir bakış açısına sahip olmalıdır. Bir kamu görevlisinin yaptığı işlerin hem olumlu hem de olumsuz yönlerini adil bir şekilde ele almak, doğru haberciliğin temeli olmalıdır.
Yapılan işler objektif olarak değerlendirilmelidir. Eğer bir kamu görevlisi, şehre değer katıyorsa, bunun fark edilip takdir edilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde, kötü bir iş yapılıyorsa da eleştiri yapılmalıdır.
Ancak toplum olarak, ne yazık ki eleştiriyi daha rahat kabul ederken, övgüyü hemen bir çıkar beklentisiyle ilişkilendiriyoruz. Hâlbuki takdir etmek, bir beklenti içinde olmak anlamına gelmez. Övgü de tıpkı eleştiri gibi özgürce ifade edilebilmelidir
Takdir Etmek Çıkar Beklemek Değildir
Günümüzde, bir bürokratın veya yöneticinin yaptığı olumlu bir işi takdir eden biri “yalakalık” ile suçlanabiliyor. Bu da, toplum olarak övgüye adil bir yaklaşım sergileyemediğimizi gösteriyor. Övgü, tıpkı eleştiri gibi doğal bir davranış olmalıdır. Birine teşekkür etmek, onu takdir etmek veya yaptığı iyi işleri dile getirmek, kesinlikle bir çıkar arayışı anlamına gemlememelidir.
Önemli olan, toplum olarak her durumda adil ve objektif bir bakış açısıyla hareket edebilmemizdir.
Eğer sadece eleştiri teşvik edilir, takdir göz ardı edilirse, bu durumda başarıların değeri bilinmez ve toplumda kimse başarılı bir çalışmayı dile getirmeyi tercih etmez. Oysa ki, hakkını teslim etmek, takdir etmek de en az eleştiri kadar gereklidir.
Sonuç: Aksaray İçin Çalışanlara Teşekkür
Aksaray’da hizmet eden ve emek veren her idareciye, her bürokrata teşekkür etmek gerek. Milletvekillerimiz, Valimiz Belediye Başkanımız , bürokratlarımız halk için önemli projelere imza atarak şehrimize değer katıyorlar.
Ayrıca, Özel İdare Genel Sekreteri, İl Genel Meclis Üyeleri, İşkur İl Müdürü ve Sağlık İl Müdürü gibi isimleri çoğaltabiliriz. Bu tür kişilerin yaptıkları işler, sadece eleştirilecek yönleriyle değil, aynı zamanda takdir edilmesi gereken olumlu yönleriyle de gündeme gelmeli. Benim sevdam olan bu şehre güzel Aksaray’ıma katkı sağlayan bu değerli isimlerin çalışmalarını takdir etmek istiyorum. Başarılarına, emeklerine ve gayretlerine teşekkür ediyorum.