Değerli okurlarım,

Yaşanan deprem felaketi ardından çok şeyler konuşuldu halen konuşuluyor. Birlik ve beraberliğimizden ödün vermeden, yaşanan durumdan ders çıkarıp ne yapılmalı, nasıl olmalı, bir daha böyle bir durumla karşılaşılmadan önce nasıl tedbirler alınmalı konuları bizi düşündürmelidir.

Bizler normale dönünce yaşananı çabukça unutan bir milletiz. İnsan tabiatla ilişkisinde Allah’ın koyduğu kanunlara uygun hareket etmek ve gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Yerleşim yerlerinin inşa ve imarında doğal afet riskini hesaba katmak, zemin, malzeme ve inşa teknikleri başta olmak üzere gerekli tüm iş ve işlemleri söz konusu kurallara göre planlamak bu sorumluluğun kaçınılmaz bir gereğidir. Zira tabiatın işleyişini dikkate almayan yapılanmalar afet risklerini beraberinde getirmektedir. İnsanoğlu dünyada ebedi hayatına hazırlanacağı bir imtihan sürecindedir. İnsanın bilme ve irade etme özgürlüğü gibi kabiliyetlerine binaen muhatap olduğu bu süreç, aynı zamanda, ona anlamlı bir hayat sürdürme imkânı sunmaktadır. İnsan yaşadıklarını doğru değerlendirerek başına gelen hadiselerden ibret almalıdır. Doğal afetlere maruz kaldığında da dersler çıkarmalı, sorumluluklarını hatırlamalı, maddi ve manevi alanda yapması gerekenlere yönelmelidir.

Muhakkak ki işini doğru yapan müteahhitler vardır onları tenzih ediyorum, ama on binlerce insanımızı ve millî servetimizi kaybetmeye sebep olan hırsız müteahhitlere, küçük menfaate tav olan sağlam olmadığı halde sağlam raporu veren denetimcilere ve senin benim adamım diye verilmemesi gereken müsaadeyi verenlere soruyorum mutlu musunuz?

İlimizde acilen binaların depreme dayanıklı olup olmadığının durum tespitinin yapılarak gerekli önlemlerin alınması gerekir. Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın.


19.02.2023 13:05:00

İshak Pekgöz

MUTLU MUSUNUZ?

MUTLU MUSUNUZ?