Yönetici dediğimiz zaman en başta, valiler, kaymakamlar, çekirdek aile reisleri, Apartman yöneticileri, mahalle- köy muhtar ve azaları , Belediye başkanları, belediye ve İl Genel Meclis Üyeleri, Sivil Toplum Örgüt başkanları, yönetim kurulu üyeleri, Vakıf- dernek başkanları, yönetim kurulu üyeleri, sendika başkanları, yönetim kurulu üyeleri, federasyon başkanları yönetim kurulu üyeleri, çeşitli birlik başkanları, yönetim kurulu üyeleri, platform başkanları ve yönetim kurulu üyeleri ile bütün partilerin başkanları yönetim ve genel idare kurulu üyeleri gelmektedir. Bunların sayısı yüzbinleri bulmaktadır. Halkı anlayanların sayısı üç-beş bini geçerse çok iyi.

       Türkiye’de görev yapan kuruluşların yüz bini geçen yöneticilerinin büyük kısmı Türk Milletinin yöneticileri olduğunun farkında bile değil. Bir kısmı farkında ama işine gelmiyor. Millet adına değil, çıkarı adına bulunuyor. Geriye kalan çok az kısmı ağır yük altında gece gündüz çalışıyor ama Milletin istediği şekilde sonuç alınamıyor. Doğal olan aile reisliği hariç bütün yöneticilere kriter getirilerek Milli Disiplin kurulursa inanıyorum ki ülke çok ama çok rahatlar. Kriterden kasıt ehliyet ve liyakat ile temiz sicildir. 

      Cumhuriyet’in kuruluşu ile ‘’ÖZÜMÜZE DÖNÜŞ BAŞLATILDI’’. Ne yazık ki beklenen hedefe siyasi hesaplar ve verilen tavizlerden dolayı bir türlü gelinemedi, ‘’Milli Birlik’’ kurulamadı. Bir asır yetmedi, ikinci asra girdik, bari bu asırda başarabilsek.Halk yöneticilerden özümüze dönmesini bekliyor. 

       Özümüze dönemeyen yöneticiler halkını inkâra kalkıyor. Özümüze dönüş ruhunun şahlanması her türlü hesaplardan önce gelmelidir ki büyük Türkiye, Bağımsız Türkiye ve TURAN kurulsun. Özümüze dönüş ruhu: kapitalizm, sosyalizm, Batı, Arap ve Fars taklitçiliğiyle asla bağdaşmaz. Hileyle, susmakla, pasiflikle, takla atma ve propaganda ile olamaz. Bilimle, kültürle, yürekle, cesaretle ve çoğalarak olabilir. Özümüze dönmek için çalışanlar genellikle yalnız kalabilirler. Yılmadan, yorulmadan yollarına devam ederek çoğalmalıdır. Bayrağı elinde tutanlar, baskılara rağmen bayrağı daha yükseklere dikmelidir.

      Özümüze dönüş, ezbercileri ve taklitçileri çok olur. Taklitçileri, davadan dönenleri, davayı satanları bu aziz millet mutlaka ortaya çıkarıyor. Yeter ki özümüze dönüşe yürekten inananlar geri adım atmasın, duraklamasın, ileriye daima ileriye bakarak ve birbirini mutlaka tanıyarak, çoğalarak yoluna devam etsin. Bu yolda en büyük rütbe halkın verdiği rütbedir. Bu rütbeyi ne şah nede padişah asla veremez.                                       

 HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.