Bu yazımın ana başlığına bakıp geçmeden içeriğini okursanız sevinirim. Adımız Müslüman ana icratımıza gelince yanından geçmiyoruz. Neden derseniz dünya menfatleri her şeyin önüne geçmiş, kardeşi kardeşe düşman haline getirmiştir. Baba malını bölüşürken kardeşler arasında kırgınlık olurken, helalleşerek ayrılan çok nadirdir. Baba malını dahi bölüşülemeyen bir Müslümana sormazlar mı bunun asıl sahipleri nerede ve nereye gitti?

Efendim dünya Müslümanlar arasında neden bir araya gelemiyormuşuz. Neden bir araya gelemediğimiz ise dünya malına düşkünlüğümüzdür. Adama sormazlar mı babayın malını bölüşmekte zorlanıyorsunuz ama asıl bunların sahibi olan babanız şimdi nerede?

Geçen hükumet meydanında üç beş kişi bir arada otururken, aramızdaki birisi yer değiştirdi. Meğer küs olduğu kardeşi bizden yana doğru geliyormuş beni görmesin diye görünmez bir tarafa rıca edip oturdu.

Tabi ben duramadım sebebini sordum, arkadaş anlattı; “ on seneye yaklaştı babamızın malını bölüşürken, aramızda ufak tefek tartışmalar oldu. Bundan dolayı o gündür bu gündür konuşmuyoruz” diyerek neden küs olduklarını anlattı.

Müslümanlar arasında dünya malı hırsı ve düşmanlığı kardeş kardeşin bile arasını açmış. Bizdeki bu hırsın gayri müslümler arasında olduğunu zan etmiyorum. Dünya malı için onların Müslümanlar arasındaki bu hırsı yaşamıyorlardır, bizim kadar hırslı değillerdir.

Hele öyle bir durumumuz var ki, gariban iken çok mülayımız, ama cebimize üç beş kuruş girince değişip farklı huylara giriyor, adam bile beğenmeyip herkesle konuşmuyoruz. Yani cebine üç beş kuruş girince konuşacak ve muhatap olacak adam seçiyoruz.

Soruyorum size bu dünyadan ebemiz, dedemiz, hatta anne ve babamız gelip geçtiler giderken düşünün bakalım ne götürdüler? Bizim onların bıraktığı mallar için kavga edip konuşmama hırsı yaşarken onlar bizlere bıraktı gitti, ya siz kime bırakacaksınız?

En kalbi duygularımla söylüyorum, şu Aksaray'ı bana verseniz yemin ederim dönüp bakmam. Sağlığım sıhhatim yerinde olsun, kimseye muhtaç olmayacak kadar bir geçimim olsun bana yeter ve artarda. Götüreceğim 4 metre kefen, Allah bana iman nasip etsin.

Bir kaç sene önce yakinen tanıdığım bir tanıdık iş yerinin içerisindeki aynalı yere oturup geleni gideni izliyormuş. Bende tesadüfen girip içeride ki satılanlara bakıyordum. Bir hanımefendi bana patron seni odasında bekliyor gelirmisin dedi.

Bende gittim baktım tanıdığım kişi çay söyledi başladı anlatmaya, “ hemşehrim şu Aksaray’ın yarısı benim, şu bina bu iş yerleri hepsi benim” dedi. tabi nasıl elde ettiğini sordum bana karıştırma sen orasını şimdi herkes beni tanıyor ayağıma geliyor dedi.

Geçen başka bir tanıdık ile konuşurken, bu tanıdık arkadaş ortadan kayboldu. Nerede olduğunu ne yaptığını sordum. Arkadaş sorma hasta yatıyor altına bez sarıyorlar dedi. gerçekten çok üzüldüm, dünya senin olsa ne faydası var, işte sonuç bu değil mi?

Dolayısı ile dünya Müslümanları ve içimizdeki müslümanlar, dünya hırsını bırakmadığ sürece düzelmemiz ve bir araya gelmemiz çok zor. Kardeşim şıhı da tarigat lideride kara mercedecle gezip etrafını dolduranla dolaşıp dünya malı içerisinde yüzüyor. Hangi Peygamber ve sahabe bu şaşalı yaşamı yaşadı? Yani islam ülkesindeki müslümanlar dünya menfaati için bir araya gelemiyoruz. Kardeş kardeşle baba malı için anlaşamıyor gerisini sizler düşünün. Demek ki dine değil mala düşkünüz, dini yüzeysel yaşıyoruz ve kendimizi kandırıyoruz.


8.07.2024 22:43:00

Erdogan Kaya

Mala mı dine mi düşkünüz?

Mala mı dine mi düşkünüz?