Dindar insan kapitalist sisteme uyum sağlayabilir mi? Bu asla olmamalıdır. Yıllardır halkımızın inancına ve özüne uygun sistemle idare edilememesinden dolayı ne yazikki büyük oranda gerçekleşmiştir. Yüz yıllardır halkımız bu karışık sistemden kurtulamadığı içinde mevcut karışık sistemle yaşamaya çalışmaktadır. Maalesef, yozlaşarak yaşamaya devam etmektedir.

İtikatı, Dindarı, Ameli ve Kapitalisti kısaca tarif ederek yazımıza devam edelim. İTİKAT: Allah, Dünya ve Kul konusundaki mevcut olan olaylara bakış açısını büyük ölçüde etkileyen bütün düşünceleri ifade ediyor.

DİNDAR: Dininin emirlerini, kurallarını eksiksiz olarak yerine getiren, dinine çok bağlı, kutsal kitapta yazılı emir ve yasaklara harfiyyen uyan, ibadetlerini aksatmadan yerine getiren aynı zamanda güvenen, güvenilen ve zararından emin olunan ve yaşantısında, sevgi, merhamet ve akıl gibi kişisel güçlerini geliştirerek erdemli olan insan demektir.

AMEL: Bir amacı gerçekleştirmek üzere yapılan icraat anlamına geliyor. Allah’ın rızasını kazanmak için yapılan her ibadet AMEL olarak ediliyor.

KAPİTALİST: Piyasada rakiplerine yaşama şansı bırakmayacak yolu uygulayan ve tekelleşmek için her yolu doğru kabul eden, kar için sınır tanımayan sisteme Kapitalist sistem, bu sisteme uygun hareket eden ve yaşayanlara da kapitalist deniyor.

Kapitalist sistemin temelinde sömürme olduğundan, bütün düzenlemelerin yani, rejimin ve kanunların sömürüye uygun yapılmasını ön görür. Başka bir tarifle, güçlünün zayıfı yok ettiği ve yaşama hakkı tanımadığı bu sistem, devam ettiği sürece Türkiye’de hiçbir konuda Hak-Hukuk ve yürekten Milli Birlik sağlanamaz ve Beka sorunu yok edilemez.

Ahlaksız Dindarlık, İtikatta Dindar, Amelde Kapitalist olma yolunu kapatmak ve normal bir Türkiye kurmak için Milli Birliği hiç vakit geçirmeden kurmalıyız. Bunun içinde seçim kavgaları bir tarafa bırakılmalıdır. Beğenmediğimiz, suçladığımız batı ülkelerinde de seçim oluyor. Mektup yoluyla adamlar oy kullanıyor biz hale seçim sandığının güvenliği üzerinde tartışmalarla, seçim kurullarına güvenip güvenmem konusunda bile hemfikir olamıyoruz.

Biz İmparatorluklar kuran, Dünya’ya medeniyet getiren, hak ve hakikat yolundan ayrılmayan bir millet bir ümmettik. Ne oldu bizede koltuk ve para için birbirimizi gözünün yaşına bakmadan harcıyoruz, hızla itikatta dindar, amelde kapitalist oluyoruz?

Nasıl bir dindarızda, sözde dindar amelde kapitalist olduk? Yıllardır İngiliz’in ve Amerikalının SÖMÜRMEK için icat ettiği ve bütün Dünya’ya pazarladığı kapitalizmin vaz geçmez müşterisi olduk da ahlakımız, dindarlığımız, itikatı mız zayıfladı ve amelde kapitalizmin peşinde sürüklenip gidiyoruz? Merak ediyorum ve anlayamıyorum, dev bütçesiyle Diyanet İşleri Başkanlığımız bu konunun çözümü için ne yapıyor?

İnancımızı, kültürümüzü, geleneklerimizi, yaşatmaktan vaz geçip, çaresizleri, kimsesizleri, haksızlığa uğrayanları, geçinemeyenleri, adalet arayanları görmezden gelen, insanlar bir makam ve üç kuruş peşinde koşa koşa gidiyor, haklıya haksız, haksıza haklı deme, kula kulluk etmede birbirini çiğniyor veya sessiz kalıyor?

İnanca, orduya, eğitime, adalete siyaset karıştırmaktan, birbirimizi aşağılamaktan, hakaret etmekten, dedikodudan aceba ne zaman vazgeçeceğiz? Okumayı, okuyanı sevmeyi, Türkiye Cumhuriyetinin saygın vatandaşı olmayı ve vatandaşlığı şerefle taşımanın ne kadar önemli olduğunu yürekten kabulleneceğiz?

Gençlerimizi umutsuzluğa sürüklemekten, alnının teri ve namusuyla çalışanlarımızı küçümsemekten ne zaman vazgeçeceğiz? Her türlü inanç ve ahlak anlayışımızı bir yana bırakarak paranın ve makamın peşinden hakkımız olmadığı halde koşmaktan, haklının hakkını almaktan ve vermemekten ne zaman vazgeçeceğiz?

 Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.

 

 


18.06.2022 07:55:00

Rasim Gül

İTİKATTA DİNDAR, AMELDE KAPİTALİST OLMA

İTİKATTA DİNDAR, AMELDE KAPİTALİST OLMA