Genel olarak virüs nedeni ile zorunlu olmadıkça pek dışarıya çıkmamaya çalışıyorum. Hemde elimde yazmaya çalıştığım aile ile ilgili kitabımla ilgili çalışma yaparak araştırmalar yapıyorum. Bu araştırmalarımda gördüğüm ve hatta günümüzde yaşadığımız İnternet bağımlılığıdır. Bakıyorum nerede ise bütün aileler uyuşturucu bağımlılığı gibi bu bağımlılıktan şikayet ediyor. Hatta yapılan bir araştırmada ise eşlerin genel olarak ayrılıklarının nedeni sosyal medya olduğu ve bunun yarı yarıya indiği görüşü ortaya çıkıyor.
Akşam olduğunda evinize geliyorsunuz, çocuklarınız bir yere çekilmiş telefon veya bilgisayarla oynuyor. Nerede ise siz onu görmek istemezseniz görme imkanınız olmuyor. Kendinizde eve gelip bir yere oturduğunuzda hemen telefonu elinize alıp sosyal medyayı takip ediyorsunuz. Tabi hanımınız bir köşede sosyal medya ile meşguller.

Evlerde aile birliği nere ise kopmuş durumdadır. Sohbetmiş, eviniz ve düzeniniz ile ilgili sohbet ve fikir alışverişiniz artık ayak üstü konuşmaya dönüşmüştür. Dolayısı evlerde bir kopukluk ve dağınıklık oluşmaktadır. Bundan uzak durmak istiyorsanız mutlaka engel olabildiğiniz kadar engel olmalısınız. Yoksa ailede çok defa bu konuda yuvalar yıkılmaktadır.
Daha emekleyen çocuklar bile İnternet hastası olmuş, o yaşında oyun oynuyor. Birde buna okul çağı ve okul çağına gelmiş çocukları düşünün, onlar tamamen sosyal medya bağımlısı olmuş vaziyettedir.

Hele bu çağda akıl baliğ olmuş kız çocukları, sosyal medya üzerinden bulduğu bir erkekle kaçıyor ve hatta bulduğu kişiyi görmeden istemeye davet ediyor. Gelen dünürcülere hiç itirazınız olmamaktadır. Kızınız ne diyorsa onun sözü geçiyor size de sadece onay kalıyor.
Geçtiğimiz günlerde ülkede boşanmaların nedenlerini inceledim. Eskiden genel olarak aile için nedenler baş sırayı alırken, bu gün İnternet üzerinden aldatmalar ile diğer nedenler yarı yarıya inmiş. Yani İnternet'in kötü kullanılması ailelerin yuvalarını yıkımda 100 %50 olmuş.
Efendim İnternet ile yapılan konuşmalar yuva yıkar mı? bu bir aldatma sayılır mı herkes herkesle konuşuyor lafı boş laflardır. Aldatmak illede bedensel olmaz, aldatma beyinle alakalıdır. Beyniniz karşı tarafa kaymış ise bu bir aldatmadır.

Kadın olsun erkek olsun, yakınınız da olsa size nikahı helal olan birisi ile zorunlu bir görüşmenin dışında ne görüşebilirsiniz? Uzun uzun ne yazışırsınız ne konuşursunuz bunu kimseye izah edemezsiniz. Bu yakınlaşma duygusallığa dönüşür ve bu bir aldatmadır.
Ben hatta şuna bile karşıyım herhangi bir yerde çalışan karşı cinslerin bir arada çalışmalarına ve hatta başka bir odada çalışan bir erkeğin bir bayanın odasına laf olsun diye çay içmeye gelmelerine karşıyım. Herkes kendi cinsleri ile arkadaş ve dost olmalı. Sonucunda bir yakınlaşma merhaba ile başlamaktadır, sonra yuvalar yıkılmaktadır.

Aldatmak illede aynı yatağa girmek değil, sosyal medyada sohbette duygusal aldatmaktır.
Eğer bir erkek ve kadın bir başka cinsine duygusal konuşuyorsa (sanal alemde bile olsa) “Seni seviyorum, seninle olmak istiyorum” gibi, belki de o an için aklından geçen şeyler söylerse, bu da bir tür ihanettir. Çünkü bunları anlık da olsa hissetmektedir.

Aldatmanın masumu olur mu? İnsan eşini sanal ortamda hiç görmediği biriyle görüşerek aldatmamış sayılır mı? Yoksa aldatmanın gerçekten ağız dolusu bir “aldatma” olması için işin içine illa ki yatak mı girmeli?

Dolayısı ile evlerde İnternet bağımlılığına dikkat edelim, çocuklar ailelerini, aileler birbirlerini tanımaz hale gelmiştir. Eşler birbirini sanal alem üzerinden aldatır olmuştur. Bu aleti yararlı kullanırsanız fevkalade güzel bir alet. Ama maalesef bu gün amacı dışında kullanılmaktadır. Bu bağımlılık bir uyuşturucu bağımlılığına dönüşmüştür.


27.12.2020 00:12:00

Erdogan Kaya

İnternet bağımlılığı aileleri yok ediyor

İnternet bağımlılığı aileleri yok ediyor