Cumhuriyet döneminde geçen 80-90 yıl içinde 60 yılı, çok iyi biliyorum, çünkü içinde yaşadım. 60 yılda gördüğüm, yaşadığım ve şu an inandığım tek şey, Halkın yüzde doksanı devleti, Devlette yüzde onu gözetiyor, yani koruyor, kolluyor. Bu kötü talih 60 yılda hiç değişmedi.
Çeşitli zamanlarda, çeşitli iktidarlar ve liderler geldi-geçti, mevcutta da iktidar var, gelecek zamanlar içinde de iktidarlar olacak. İktidarları hangi sistemle çalıştıkları ve hangi rejime inandıkları hiç önemli değil.
Çünkü idare eden, yöneten kafa hemen hemen hiç değişmemiştir. Ne yazikki yönetilen ve İDARE EDİLENİN kafasıda hiç değişmemiştir. İdare eden ve yöneten yüksek seviyede alevera ve dalavereye alışmış, idare edilen de eline geçene kader demiş, başkası bu kadar da almıyor, diyerek KERHEN ’de olsa zoraki gülümse ve sırıtmayla memnunluğunu belirtmeye devam etmiştir.
Milli Gelirin yüzde doksanını, yüzde on paylaşmış kalan yüzde onuda, yüzde doksan paylaşmış, toplum gül gibi barış ve kardeşlik içinde yaşıyor denmiştir. Hâlbuki gerçekler hiçbir zaman bu görüşü doğrulamamıştır.
Herhangi bir benzin istasyon sahibi kaçak mazot satmış (elbette yanlış) mali polis hemen haklı olarak yakalamış ve basmış cezayı. Elbette çok doğru. Lakin holdinkçi FUKARA, bir gemi 25-30 BİN TON kaçak mazotu Ülkeye sokmuş gören bilen yok.
Adam devlet adına çalışıyor, yaptığı hiçbir iş yok her ay tıkır, tıkır bankamatikten maaşını alıyor. Hatta mesai saatinde vakti bol olduğu için ikinci işi yapıyor gören bilen yok.
Milletten toplanan bütün paraları, Ülkemizde iki kişi harcar. Atanan VALİ, diğeri de halkın seçtiği belediye başkanıdır. Her ikisini de SÖZDE denetleyen kuruluş elbette var lakin biz bu güne kadar yolsuzluktan, yanlış yatırım yapmaktan, savurganlıktan ve kaybolanlardan sorumlu olduğundan ceza alan vali ve belediye başkanı duymadık, görmedik.
Biz yılların uygulama ve sorumluluktan bahsetmek ve yöneten ve yönetilenleri daha dikkatli olmalarını dilemek istiyoruz. Özellikle ilimizin vali ve belediye başkanını hedef almak ve göstermek değil.
Devletin BEKASI milletin BİRLİK ve MUTLULUĞUNUN yanlış yönetmekten kaynaklandığının altını çizmek istiyoruz. Mehmet Akif zaten yıllar önce yöneticinin nasıl sorumlu olduğunu şöyle izah ediyor
‘’ Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu,
Gelir de adl-ı İlahi sorar Ömer’den onu,’’ Pek çok kişi bunun Mehmet Akif’in şiiri değil, bizzat Hz. Ömer’in sözleri olduğunu sanıyor. İki mısrada işaret edildiği gibi idareci ve yöneticilerin böyle sorumluluk duymasını istiyoruz.
Millete herhangi bir zarar vuku bulduğunda, illerdeki birinci sorumlunun hesap vermesini ve cezasını çekmesini istiyoruz. Mevcutta uygulandığı gibi bir gari ve arkası olmayanı bularak ona yüklenmesini değil.
Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.