Gittiği her yere dini, adaleti, güzel ahlakı ve dürüstlüğü taşıyan bir ecdadın torunlarıyız. İl il, memleket memleket, kıta kıta bu yüce değerleri elden ele, dilden dile ve gönülden gönüle nakşetmiş bir milletin evlatlarıyız. Özellikle Osmanlı Devleti'nin doğuş sürecinde Şeyh Edibali Hazretleri’nin Osman Gazi’ye verdiği nasihatler, sadece bir devlet adamına değil, bugün her birimize yol gösterici öğütler niteliğindedir.
Şeyh Edibali'den Osman Gazi’ye Hikmet Dolu Öğütler
“Oğul! Kuvvetlisin, akıllısın ve kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen, sabah rüzgârlarında savrulur gidersin...”
Bu sözlerle başlayan nasihat, devlet yönetiminin sadece güçle değil, adalet ve bilgiyle olması gerektiğini vurgular. Şeyh Edibali Hazretleri'nin şu uyarısı ise, çağlar üstü bir hikmeti barındırır:
“En büyük zafer, nefsini tanımaktır.”
Kur’an-ı Kerim’de de bu gerçeğe şöyle dikkat çekilir:
“Nefsini arındıran gerçekten kurtuluşa ermiştir. Onu kirleten ise ziyana uğramıştır.”
(Şems Suresi, 9-10. Ayetler)
Aksaray: Tarihin Sessiz Tanığı, Medeniyetin Yoğrulduğu Toprak
Bugün geçmişten ders almak ve geleceği inşa etmek istiyorsak, yaşadığımız toprakların da değerini bilmek zorundayız. Bu bağlamda Anadolu’nun kalbinde yer alan Aksaray, hem tarihî hem de kültürel açıdan büyük bir mirasa sahiptir. Aksaray, Selçuklular döneminde önemli bir ilim ve ticaret merkezi olmuş, Osmanlı döneminde ise stratejik önemiyle dikkat çekmiştir.
Şehrin sembollerinden biri olan Sultanhanı,Eğri Minare, Ulu Cami,Zinciriye Medresesi Ağzı Karahan, Alayhanı Kervansarayı, sadece mimari bir yapı değil, aynı zamanda bir medeniyet anlayışının da timsalidir. Anadolu’da ticaretin güvenliğini sağlayan bu yapılar, adaletin, misafirperverliğin ve kardeşliğin taşlara işlendiği mekanlardır.
İlim ve İrfan Şehri Aksaray
Aksaray aynı zamanda birçok âlimin ve evliyanın yetiştiği bir yerdir. Somuncu Baba (Şeyh Hamid-i Veli) Hazretleri, Yunus Emre, Toptuk Emre, Cemalettin-i Aksaray-i gibi yüzlercesi burada halkla iç içe yaşayan, tevazusuyla ilim dağıtan büyük bir mutasavvıflardır. Sadece Somuncu Babadan örnek verilirse; O, ekmeğiyle değil, irfanıyla bu topraklara bereket katmıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in şu hadis-i şerifi, onun hayatında vücut bulmuştur:
“İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.”
(Buhârî, Edeb 35)
Medeniyetin Temeli: Sevgi ve Adalet
Şeyh Edibali'nin de dediği gibi, sevgi bir davanın esası olmalıdır. Ancak bu sevgi gösterişle değil, samimiyetle olur. Bağırarak değil, sessizce; görünerek değil, içtenlikle… Bugün toplumsal huzurun temini için önce iç dünyamızı onarmamız gerekir.
Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez. Osman Gazi’ye verilen öğütlerde belirtildiği gibi, toplum ancak irfanıyla ayakta kalır. Devlet malı ortak mirastır, keyfi bölünemez. Tıpkı geçmişte bazı ataların yaptığı gibi, şahsi menfaat için kardeşlik bozulduğunda, sadece bir hanedan değil, bir millet kaybeder.
Bugün bizlere düşen görev; Aksaray gibi tarih ve maneviyatla yoğrulmuş şehirlerimizin değerini bilmek, geçmişin izinden giderek bugünün sorumluluğunu taşıyıp yarının temellerini atmaktır. Artık bundan sonra boş laflarla, boş vaatlerle önümüzdeki zamanı boşa harcamayalım. İlin yöneticilerine, Milletvekillerine STK temsilcilerine çok iş düşüyor çoook. Gelecekte bu Aksaray’ın evlatları sizi hayırla yad etsin
“Hayvan ölür semeri kalır, insan ölür eseri kalır.”
O hâlde; bırakanın ardından ağlamakla kalmamalı, bıraktığı yerden dosdoğru bir adımla yürümeye devam etmeliyiz.