Reklamın iyisi kötüsü olmaz diye bir söz var, bu söze uygun olarak başta AKP, CHP, MHP başkanları olmak üzere kendilerine bağlı televizyonlar, gazeteler, radyolar, internet gazeteleri ve daha ne kadar iletişim araçları varsa 24 saat Fetö nün yok ayağı, yok bacağından bahsederek reklamını yapıyorlar.

Yargıya intikal etmiş bir konunun, siyaset arenasında, basın karmaşasında tartışılması, hem hukuka tecavüz, hemde olayı sulandırarak neredeyse bütün iktidarları ve muhalefetleri suçlu gibi gösterme çabaları cahillik, gaflet ve bölücülük değilde nedir?

 En kibar deyimle, kurtlar ve kuşlar da biliyor ki Fetö örgütü, ABD’nin İstihbarat örgütü CIA’nın ve İsrail İstihbarat Örgütü MOSSAD’ın kontrolünde kurulmuş faaliyet göstermiş vede halen göstermeye devam etmektedir. Çünkü bir devlet yok olmuyorsa gizli örgütünün çalışmaları devam eder.

ABD, Fetö, PKK ve PYD yi koruyup yardım ediyor, Rusya’da PKK ve PYD yı koruyor ama bunlar stratejik ortak olduğu için susuyoruz öyle mi? Biz 150 senedir dostumuzu ve düşmanımızı bir türlü seçemedik, daha da kötüsü bir türlü kimliğimizi tespit edemedik yazıklar olsun.

 Fetö kavgalarından en çok mutlu olan ülkeler; Amerika, İsrail, İngiltere, Almanya, Yunanistan’dır. Rusya, İran, İtalya ve Mısır’ı da ekleyebiliriz. Adı geçen ülkeleri memnun ve mutlu etmenin Allah aşkına akıl neresinde, mantık neresinde, tarih neresinde?

Parti genel başkanları üzerine düşen bütün işleri becerdiler de Fetö mahkemesi kurmaları mı kaldı? Siyasi partiler ve onlara bağlı televizyonlar, gazeteler, bilumum yayım organları, mahkeme görevi yapacaksa o zaman mahkemelere, hâkim ve savcılıklara ne lüzum var. 

 Milletimiz, tek bir gün huzur, refah ve güven içerisinde yaşayamayacak mı? Siyaset 150 senedir iftira, dedikodu, o kötü, ben çok iyiyim laf kalabalığına ve iftiralara büründüğü zaman, başımızdan felaketler hiç eksik olmadı. Bunun şahidi ve belgesi yakın tarihle Osmanlının yıkılışıdır. Türkiye Cumhuriyetinin zayıflaması, muhtaç duruma düşmesinin kapısıda bu yollarla açılmaktadır. 

Sevgiyi- Şefkati- barışı- Merhameti- İlmi ve iyi insan olmayı anlatan siyasetçilere, parti başkanlarına hasret kaldık.  İstisnalar hariç, öğretmenlere ve din adamlarına da hasret kaldık. Aslında 150 senedir başımıza gelenleri bilmeyenlere partilerde, milli eğitimde ve diyanette görev verilmemelidir.

 Lise ve fakülte yıllarımda Yahudileri ve masonları anlatan eserleri okuyordum, öyle bir gün geldi ki rüyamda, Yahudileri, masonları görmeye, kaldırılan her taşın altında Yahudilerin ve masonların olduğu inancına varmak üzere iken titredim ve aslıma döndüm. Bilindiği gibi Cevat Rıfat Atılhan; Yahudilik, Masonluk, Siyonizm ve İslam gibi konularda sayısız kitap, makale ve gazete yayımlamıştır. 

Yahudiliğin ve masonluğun haşa iki tanrısı; PARA ve PROPAGANDA diyen yazarın da dediği gibi şu an ülkemizde de geçerli olan para ve kara propaganda değil mi? Neredeyse çocukların ve gençlerin Fetö propagandası rüyalarına girecek, ne güçlü adammış diyecekler. Bu Çocuklar ve gençler bizim değil mi?

Adı geçen ve geçmeyen parti başkanları halkı ciddiye alıyorlarsa buyursunlar memleketin devasa sorunları varken gece gündüz hain diye adlandırdıkları Fetö ’den bahsetmelerini halkın onaylayıp onaylamadığını, sorsunlar çıkan sonuca göre konuşsunlar.

Yahu el insaf çocukların ve gençlerin zihinlerine Fetö ismini nakşettiniz. Bu milletin, çocuklarına ve gençlerine hiç mi acımıyorsunuz? Bu büyük devletin Milli İstihbaratı, emniyeti, jandarması, savcısı, hâkimi yok mu da siz parti başkanları bunların görevlerini yapmaya uğraşarak vakit harcıyorsunuz?

Şayet adı geçen kurumlar, ülkedeki hainlerin hakkından gelemiyorsa, sizler bu kurumların içinden elinizi, ayağınız çekin kurumlarda hukukun üstünlüğüne ve yargının bağımsızlığına uygun olarak görevlerini yapsınlar, sizlerde görevlerini yapmayanlarla uğraşın.

 Türkiye’de kimler oy, makam ve ekonomik menfaatleri için kavgadan, fitneden, fesattan yana davranarak milli birliği bozmakla meşgulse inanın sonu hüsran oluyor, buna tarih şahittir. Bu millet ve devlet, on binlerce yıl var olmasını bildiği gibi sağduyusu ile bu düğümleri de sandıkla çözecektir.
            Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola.