Evrensel değer, İnsanoğlunun doğuştan sahip olduğu hak ve özgürlüklerin belli kriterlere bağlı olarak yaşamasını garanti altına almayı hedefleyen fikri, ahlaki ve sosyal değer yargıları olarak açıklanıyor. Başka bir tarif ise, sadece bir topluma ait olmayan, bütün toplumlarda hemen hemen ortak anlama gelen ve önem verilen, bütün insanlığı ilgilendiren, insanları ortak noktada buluşturan değerlerdir. Bu değerlere sahip olan vede dikkat eden toplumlar medeni dünyanın itibarlı doğal üyesi oluyor.

Unesco’nun 12 evrensel değeri: 1- İşbirliği, 2- Özgürlük, 3- Mutluluk, 4- Dürüstlük, 5- Sevgi, 6- Alçak Gönüllülük, 7- Barış, 8- Sevgi, 9- Sorumluluk, 10- Sadelik, 11, Hoşgörü, 12- Birlik.

 EVRENSEL 5 TEMEL DEĞER: 1- Özgürlük, 2- Eşitlik, 3- Adalet, 4- Bilim, 5- Sanat. Okuyucularımız, önce 5 değere, sonra 12 değere baksın kaçına uyduğuna karar verip kendine itiraf etsin. Aynı zaman Ülkemizin temel değerler konusunda ne durumda olduğunu lütfen düşünsün ve bir karar versin.

Ülkelerde elbette yönetim şekli önemli ama esas olan hukuk devleti olma ve evrensel değerlere uyma ve katkıda bulunma olmazsa olmazlardandır. Hukuka ve evrensel kriterlere uyduğu ittifakla kabul edilen bir tane Türk ve İslam devletinin olmaması ne kadar açı. Türk ve İslam devletleri umarım Yeni Çağda bunu yakalar. İnsanlık Yeni Çağı kapatmadan; ‘’Bilgi Çağı’’, ‘’İnternet Çağı’’ , ‘’Uzay Çağı’’ ve ‘’yapay Zekâ Çağı’na çoktan adım attı bile. Türkiye’miz bu yeniçağların eşiğinde dolaşıp duruyor.

3-4 Yüzyıllık bizim körlüğümüz, Amerika ve Batılı devletlerin aç gözlülüğünü, sömürü felsefesini ve dönekliğini, Doğuda Rusya ve Çin’in, güneyde Arabistan kadar uzanan bölgede yaşayan Arap ve Farslar’ın Türk’ün başına bela teşkil ettiğini, görmeye engel olmuştur. Bu gerçekleri göremeyen, Türkiye’yi ve İslam ülkelerini idare edenler, akıllanmadıkça, topyekûn Batıya, Doğuya, Güneye ve sömürüye, geri kalmışlığa karşı koymadıkça fazla değişen bir şey olmayacaktır.

İslam ve Türk âleminin yüzyıllardır yüzünün gülmediğini beşikteki çocuklar dahi bilmektedir ama çocukların alacağı tedbir ve uygulayacağı strateji yok. Yaklaşık iki milyara yakın İslam halklarını idare edenler, iktidara gelmek ve iktidarda kalmak için Batıya, Doğuya ve Güneye kendilerini borçlu saymadıkları an kurtuluş başlar.  Türk, Türk’e, Müslüman, Müslümana güvenmiyor. Yarabbi bu nasıl bir körlük ve budalalık?

Türk- İslam devletleri, birbirine güvenmedikçe ve birbirleriyle gerek ülkeleri içinde, gerekse ülkeleri arasında inatlaşmayı, nefreti, kavgayı bitirmedikçe, idare şekillerini de Evrensel Değerlere uydurmadıkça asla onun bunun kuyruğu olmaktan ve sömürülmekten kurtulamazlar. Siyasetçileri halkını yönettiğini söyler, bu doğrudur ama siyasetçilerini de Amerika, Avrupa, Rusya ve Çin’in yönettiği de doğrudur.

Türk-İslam devletleri, kendi içlerindeki tutucuları, hainleri, gafilleri ve paralı ajanları temizlemedikçe, yalanı, iftirayı, hırsızlığı, halkı ve devleti soymayı önlemedikçe, evrenselliği yakalayamaz, dolaysıyla dünyaya kendini kabul ettiremez. Müslüman ülkelerde, insanlara ve insanlığa karşı işlenen suçları, kınayıp ortadan kaldırılmadıkça iki yakası bir araya gelmez. Dünyada güven ve saygınlık da kazanamaz.

Türk- İslam devletleri ve yöneticileri gerek kendi ülkelerinde gerekse tüm ülkelerde bir hukuk üst organizasyonu yapamıyorlar. Beğenmediğimiz, birbirini fazlada sevmeyen Avrupa ülkeleri birleşerek ‘’Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni kurdular, iyide çalışıyor. Sıkışan İslam ülkeleri ve vatandaşlarıda bu mahkemede haklarını arıyorlar. Kendi üst mahkemelerini kuramayan bu kadar İslam ülkesi adaletten bahsediyor da inanmak çok zor.

Müslümanlar, evrensel değerleri ne yazikki kabullenemediler.

Kur’an’ı hak kitap olarak kabul ettiklerini söylemelerine rağmen, Kur’an’daki evrensel değerleri bile görmezden geliyorlar. Unesco’nun kabul ettiği 12 genel ve 5 özel toplam 17 evrensel değeri yüce kitap yaklaşık 1.400 yıl evvel zaten söylemiş Müslümanlar için, Haçlı Seferlerinde birliklerini sağlamak için Batının kullandığı ve daraldıkça da kullanmaya devam ettiği ‘’Barbar’ ’lık algısını yıkmalarının tek yolu, Yüce Kitapta da yer alan,

Evrensel değerleri kabul etmektir. Batının, Müslümanları kullanarak birliklerini korumaya da mani olunur.

Türkiye hiç vakit geçirmeden, başta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları olmak üzere diğer Evrensel Değerleri kabul ettiğini açıklamalıdır. Hatta diğer Türk ve İslam ülkelerini de yanına almalıdır. Gerçek demokratik ve laik idareye geçmeyi becermelidir. Bunu becerdiği an Ulusal çapta, Türk ve İslam âlemi saygınlık kazanacaktır.

Avrupa ülkeleri, Amerika, Rusya ve Çin, Türk ve İslam devletlerinin diktatörlük veya yarı diktatörlükle yönetilmesinden daima memnun olmuşlardır. Çünkü diktatörleri idare ederek, ülkelerini sömürmeleri çok kolaydı. Gerçek demokrasi de söz sahibi halk olacağından, halkı satın almaları imkânsızdı.

Şer güçleri getirdikleri diktatörleri, süresi dolunca onlarca yalan uydurarak Dünya Kamuoyunu da etkileyip, kendi halklarına astırdılar. Günümüzde buna onlarca örnek verilebilinir. Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu, Türkiye Cumhuriyetini karalayan kiralıklar, şaşkınlar ve cahiller 200 yıllık tarihe baksalar Müslümanların, çektikleri acıları, işkenceleri görecekler.

Türk Demokrasisini periyodik aralıklarla baltalayan başta Amerika ve Avrupa devletleri, Demokrasiyi salladılar ama bir türlü yıkamadılar. Türk Halkını, Ortadoğu halklarından ayıran hür yaşama inancı olduğu sürece de kimse yıkamayacak ama şer güçlerde durmayacaktır.

    HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.     


8.08.2022 04:39:00

Rasim Gül

EVRENSEL DEĞERLERİ, TANIMA ve UYMA

EVRENSEL DEĞERLERİ, TANIMA ve UYMA