Halk arasında söylenen ve gerçekten de uygulanan, ‘’Elnen Gelen, Düğün Bayram’’; ‘’Ele Gelen Neyse Bize de Gelsin, Razıyız.’’ Teslimiyeti ve hakkını aramamayı ifade eden bu sözler asla tasvip edilmemelidir. Vatandaş ve Millet olarak başımıza ne gelmişse, hakkımızı aramamaktan, boyun eğmekten, teslim olmaktan, korkaklıktan ve biat etmekten gelmiş ve gelmeye devam etmektedir.

Başlıktaki sözlerde; hür vatandaşlık, kendini ve halkını koruma gözetme, geleceğini ve gelecek nesilleri düşünme, koruma, sorumluluğu, vicdan, sevgi, bilim, düşünme ve teknoloji üretme gaygısı yok. Sadece kendini kurtarma hesabı var, kurtarabilirse.

Bu pısırıklık, sadece kendini düşünme, haklarını aramama yöneticinin aradığı ve tepe kullandığı bir durumdur. Türk halkı bu durumdan kurtulmadıkça, seçim sandığı konacak durumlar hariç pek ciddiye alınmaz. Dolaysıyla halktan çekinmeyen, hesap vermeyen, makamını ve çıkarını düşünen yönetici sınıfını mutlu eder.

Kaderde, kıvançta bir olmaya, Millet, Milletin teşkilatlanmış şeklinede Devlet deniliyorsa, Devlette vatandaşın haklarını korumakla mükellefse ki öyledir. Bu durum gerçekse, halkta ‘’Bana Değmeyen Yılan Bin Yaşasın’’ inancı ve ‘’Ele Değen Un Çuvalına Değer’’, görüşü; Millet ve Devlet olmayla uyuşmuyor. Çünkü hak-hukuk-adalet ve gelir dağılımı ferdi ve halkı tatmin etmediği için vatandaş başının çaresine bakıyor.

Kaderde, tasada, kıvançta bir olmayı Osmanlı denedi, kuvvetli olduğu yüzyıllarda İmparatorluk sınırları içinde ve dışında yaşayanların tamamı uydu. Ekonomi ve teknolojide önce yerinde sayıp daha sonrada gerilemeye başlayınca, kadere, kıvanca kimse uymadı. İçtekilerin bir kısmı gafilce, bir kısmıda haince Osmanlıya vurdu ve Osmanlı paramparça oldu.

Şayet bu topraklarda, Kaderde, kıvançta bir olup insanca, huzur içinde ve kardeşçe yaşayacak ve hürriyetimiz kuruyacaksak, ne Batı, ne doğu, ne Amerika, Rusya, Çin demeyi bırakıp birbirimizi severek, birbirimizi düşmanlaştırma eylem ve söylemini bırakarak, ‘’Milli Birlik’’e, birbirimizin hak ve hukukuna en üst seviyede dikkat edeceğiz. Dikkat etmeyenleri ve bozmak isteyenleride içimizde barındırmayacağız. Dünya’da buna örnek tek ülke Japonya’dır.

Osmanlının paramparça olmasından sonra, akılla, kahramanlıkla kurulan ve 100. cü yılını dolduran Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 100 yılda ciddi şekilde gelişip kalkınarak, Dünya’da saygı değer yerini aldı. Bunda 1919 dan 2022’ye kadar geçen sürede milletin ve bütün yöneticilerin emek ve hizmetleri var. Elbette birinin daha çok birinin daha az hizmeti olabilir. Hiç biri diğerini gafil, cahil hele hele hainlikle suçlamamalıdır.

Geçen yüz yılda birinci sırada iktidar yetkilileri ile muhalefeti temsil edenlerin geçimsizliğidir. Bütün ihtilaller, iç ve dış kavgalardan, ehliyete, liyakata, bilime, inanca, kültüre, töreye dikkat etmemekten, taraftarlarını haksız korumaktan, hukuk devleti olamamaktan ortaya çıkmış, huzuru ve ekonomiyi ve halkın birliğini bozmuştur.

Ayrıca, iktidar kapısı geçim ve makam elde etme, itibarsızlara, itibar sağlama kapısı olmaktan hiçbir iktidar döneminde kurtulamadı. İktidar mensupları her zaman üç beş oy için birçok şeyi feda etmekten vaz geçemedi.

Siyaset sahnesi, düşüncesizliğin, bayağılığın, insanların namus ve şerefine hakaret yeri olmadığı gibi, gücü ele geçirenlerin hak ve hukuku çiğnemesinin alanı olmamalıdır. Siyaset; Milletin Birliğini koruma, refahını sağlama, kin, zulüm ve intikam alma yeri olmamalıdır. Siyaset yapanlar, bir gün vicdanlarıyla baş başa kaldıklarında icraatlarının hesabını verebiliyorsa, gerçekten iyi bir insan olmanın mutluluğu içinde yaşama hakkına sahiptir.

 HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.


68
23.05.2022 08:40:56
1919-2022 YILLARI ARASINDA MENDERES, ÖZAL VE ERDOĞAN DÖNEMLERİ HARİÇ ÜLKEDE İSLAM DÜŞMANLIĞINDAN BAŞKA HİÇBİR İCRAAT YAPILMAMIŞ. CHP DÖNEMLERİNDE YOKLUK, YOKSULLUK, YOLSUZLUK, BASKI VE İSLAMI YOK ETME UĞRAŞISI DIŞINDA HİÇBİR İCRAAT YOK...

23.05.2022 08:17:00

Rasim Gül

‘’ELNEN GELEN, DÜĞÜN BAYRAM’’; ‘’ELE GELEN NEYSE BİZE DE GELSİN RAZIYIZ’’

‘’ELNEN GELEN, DÜĞÜN BAYRAM’’; ‘’ELE GELEN NEYSE BİZE DE GELSİN RAZIYIZ’’