Aksaray’da ‘’doğrusuna doğru, eğrisine eğri’’ deme kültürünü geliştirme hiç de zor değil. Yeter ki dürüstler birleşsin; doğru ve eğriler iyi tepit edilsin. Yerinde, zamanında ve şahsiyete hakaret etmeden söylensin. Doğrular acı da olsa her zaman geçer akçedir, asla kaybolmaz.

Aksaray’da söz sahibi, Sivil Toplum Örgütleri, sendikalar, vakıflar, basın ve platformlar mevcuttur. Hepsinin görevi, üyelerinin ve halkın hak ve hukukunu koruma, refahını artırma, güvenin ve adaletin sağlanması için çalışmadır. Bu çalışmalara, siyasette ve bürokraside görev yapanlar, bilim adamları, yazarlar, toplumda sözü geçen saygın isimler ilave edilmeli ki Aksaray’da, doğrular ve eğriler cesurca dile getirilsin.

Özel toplantılarda doğru ve eğri konusunda, itilaf değil ittifak çıkıyor. Ancak basında, yazı ve sözlü ifade de sayı azalıyor. Hatta bazıları alınan kararlara evet demelerine rağmen, kıvırma becerisini gösterip öyle karar almamıştık diyerek, ittifakla alınan kararın içinden sıyrılmaya çalışıyor. Bu davranışının kendine, kurumuna ve iline ne büyük zarar verdiğini hesap etse, asla yapmaz.

Aksaray’da mevcut olan sivil toplum örgüt yöneticileri, ağırlıklarını idrak ederek doğruya doğru, eğriye eğri dese 12 ayda her şey düzelir. Aksaray, Konya ve Kayseri modelini uygulamaya başlar. Dolaysıyla başta halk, siyasetçiler ve bürokratlar rahatlar. Halkın güveni, huzuru ve refahı kat kat artar. Birlik sağlanır, sevgi ve saygı artar dahası söz sahipleri birbirini gerçekten tanır. Emeği geçenlerde tarihte saygın yerini alır.

Kurumlarında çok başarılı olduğu için takdir toplayan, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Koçaş, Ziraat Odası Başkanı Emin Koçak, Ticaret Borsası Başkanı Hamit Özkök, Odalar Birliği Başkanı Doğan Ceylan, Veteriner Hekimler Oda Bşk. Önder Yıldız, Süt Birlik Bşk. Esat Zengin, Damızlık Koyun-Keçi Yet. Birlik Bşk. Mahmut Aktürk, Damızlık Sığır Yet. Birlik Bşk. Bekir Kayan, Eczacılar Odası Bşk. Fatih Özçiftçi, Esnaf ve Kefalet Kredi Kooperatifleri Bşk. Yaşar Altın, Mimarlar Oda Bşk. Ayhan Şahin, İnşaat Müh. Oda Bşk. Hacı İbrahim Aktürk, Hekimler Oda Bşk. Mustafa Çağrı Coşkuner ve diğerleri doğruya doğru, eğriye eğri dediklerinde Aksaray’da eğri giden hiçbir şey kalmaz.

Bir şehri başarıya ulaştıran, kurumlarının inandırıcılığıdır. Bunu da kurumu temsi edenler sağlar. İnandırıcılığın temeli ‘’ Doğruyu’’ söylemektir. Devlet, parti, Sivil Toplum Örgütü temsilcileri halkın sorunlarına öncelik veren, onları dışlamayan bir yol izlemelidirler. Bu yol tutarlı ve gerçekse halk takdir eder. Kötü ve basiretsiz yöneticiler halkta karşılık bulamazlar.

Aksaray’da mutlaka yeni bir hareketin başlatılması lazım. Yeni hareketin içinde olması gerekenlerin tamamı olmalıdır. Aksaray Niğde, Nevşehir, Kırşehir ve Kırıkkale, Çankırı, Çorum, Yozgat’ı değil, Konya ve Kayseri’yi örnek almalı ve bu iki ille yarışmalıdır. Bu da yeni hareketi başlatmaktan geçer. Bugün Aksaray’ın önünde tarihsel bir fırsat duruyor. Kullanılmazsa vebal altında kalınır.

Şehr-i Süleha: Selçuklu Sulatanı Kılıçarslan, Aksaray’ı o kadar çok sevmektedir ki, kötü niyetli kişilerin bu kente girmeyeceğine dair bir ferman çıkartır. Suç işleyenin hemen başı vurulacaktır. Evliya Çelebi’nin anlattığına göre bu amaçla sarayın giriş kapısının iki yanına tunçtan iki aslan heykeli yaptırır. Bunlar şehre gözcülük eder. Kötü niyetli kişiler kente girdiklerinde aslanlar ağızlarından çıkardıkları alevlerle onları yakar, kül ederler. Bu yüzden iyilerin, doğruların Salihlerin yaşadığı Aksaray’a ‘’İyiler yurdu’’, ‘’Salihlerin yurdu’’ anlamına gelen ‘’ Şehr-i Süleha ‘’ adı verilmiştir.

Eğriye eğri, doğruya doğru diyebilen bir birlik oluşturulduğunda, Sultan Kılıçarslan’ın yaptığı görev yapılacağı için, hem Sultan’ın ruhu şad olur, hemde Aksaray, Şehr-i Süleha ’ya uygun bir şehir olur. Umarım, hikâyeyi gerçekleştirende bugünkü yöneticiler ve nesiller olur.                                                                                                                                                                 HAYROLA, MUVAFFAK OAL, MUZAFFER OLA.