Dayanışmanın, ülkede, ilde, ailede, adaletin, güç birliğinin vede huzurun temelini teşkil ettiğini bilmeyen yoktur. Gel gör ki uygulayan çok azdır. Bu da ülkenin ve ilin halinden belli olur.

Ülkemizde ve özellikle ilimizde, güç birliğinin ve huzurun temelini teşkil eden sosyal dayanışmanın gelişmesine, başta partiler, tarikat ve cemaatler ve kısmen de sivil toplum örgütleri zarar vermektedirler.

Hal böyle olunca önce MİLLİ BİRLİK ruhuna Fatiha okutturan bu kuruluşlarımızın asli görevi tam tersine milli birliği sağlamak iken neden bozucu hareketlerin içinde rol aldıkları kesinlikle önlenmelidir.

Bu kuruluşlarda, görev alanların tamamı konuşurken, birlik, vatan, millet, bayrak ve din konularında çok güzel sözler söylüyorlar ama ülkemiz ve ilimizde arzulanan birlik kurulamıyor? Çünkü bu konularda daha bilgili ve sanıyorum daha samimi olmamız gerekiyor. 

Her insan yaşamak ve geleceği için gayret sarf eder bu doğaldır, ancak başkalarının şahsiyetine, hakkına hukukuna tecavüz ederek, şahsına ve mensubu olduğu kuruma çıkar sağlamak için yaptığı her hareket haksız ve yersiz olduğundan asla tasvip edilemez ve zararlıdır. 

İnsan doğduğundan itibaren belli yaşa,( bizde 18 yaşına) kadar anne-babaya ve korunmaya muhtaçtır. Ancak 18 yaşına kadar da kişiliğini kazanmış ve de başkalarının hukukuna saygı duymayı öğrenmiş olmalıdır ki, topluma zararlı bir fert olmasın.

Dayanışma ve milli birliği, devlet eliyle okullarımızda, partiler, cemaatler, tarikatlar ve sivil toplum örgütleri vasıtasıyla halk arasında bizim ülkemiz ve ilimiz kadar zedeleyen aceba dünyada kaç ülke vardır?

Demek isteriz ki partiler, tarikat ve cemaatler, hukuk, ahlak ve vicdan çerçevesinden, sivil toplum örgütlerimiz hiçbir kuruluşun arka bahçesi olmadan asli görevlerini yapmada yarışsınlar, ülkenin ve ait oldukları illerinin yüksek menfaatleri söz konusu olunca bir ve beraber olsunlar.

Nurettin Topçu ESİR i şöyle tarif ediyor; ‘’… Kendi yararına çalışacak yerde, baskı ile başka birilerinin arzularını tatmine çalışan…’’ kimse ve kuruluşlardır. Her kişi ve her kurum bu tarife göre kendini test ettiğinde gerçek kendiliğinden ortaya çıkar.

Demek ki dayanışma ve akabinde milli birlik ruhunu ülkemize ve ilimize getirme de ve yok etme de elimizde yani kurum ve kuruluşlarımızdadır.
                                                                                  Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola.


26.11.2019 12:13:00

Rasim Gül

Dayanışma