Salı günü 101. yaşın kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti maalesef o yazının girişinden itibaren belirttiklerim gibi fiiliyatta olmasa da mevcut durumun yasal ve anayasal güvencesini sağlayacak düzenlemelerin yapılmaması nedeniyle resmiyette milletin, yani cumhurun değil atanmışların Cumhuriyeti.
Çünkü 2002’den başlayapı,2010 Anayasa referandumuyla gerçekleştirilen ve daha sonra ise 15 Temmuz alçak kalkışmasından sonra ise kelimenin tam anlamıyla olmasa da milletle devletin barışmasını sağlayan iyileştirmeler, sivilleşme ve normalleşmenin anayasal ve yasal güvencesinin oluşturulmaması yapılanlar pamuk ipliği sağlamlığından öteye geçemiyor.
Bu nedenle de resmiyette halen azınlıklar, dönmeler ve devşirmelerin milletimizin dini değerleri ile hassasiyetleri ile ibadetlerin yanında milli değerlerine karşı çıkmalarını ,dışlanmasını aleni yapmaları Rabbim göstertmesin an meselesi..!!!
TÜRKİYE GERÇEKTEN CUMHURİYET OLSAYDI HALEN VATANDAŞ RESMİ DAİRELERDEN HİZMET ALIRKEN AYAKTA BEKLEMEZDİ/BEKLETİLEMEZDİ/BEKLETİLEBİLİRMİYDİ?!!!
Türkiye gerçekten demokrasi ve buna bağlı insan hakları ile ekonomik seviyeleri yüksek olan ülkelerin bürokratları gibi olsaydı tüm atanmışlarla seçilmişler milleti velinimet olarak görür bu bilinçle hizmet ederlerdi.
Ne gezer halen istisnaya bile giremeyecek oranın dışında kalan atanmışlar milletin cebinden alınan vergilerle maaşlarını almalarının yanında bulundukları makamdaki misafir koltuğundan, makam koltuğuna kadar her şeyin parasını veren vatandaş işi düştüğünde kendi parası ile alınan koltuklara verilen hizmetin tamamlanmasına kadar rahatça oturup hatta ayak ,ayak üstüne atabilirdi.
Bırakın ayak, ayak üstüne atması eğer ki aslında milletin hizmetkarı olan atanmış lütuf gösterirse vatanın sahibi milletin fertleri paralarıyla alınan koltuklara veya sandalyelere oturabilir.!!!
VATANDAŞ HAKLI BİLE OLSA HİZMETKARI OLAN ATANMIŞA KARŞI SERTLEŞSE ALACAĞI İLK CEVAP” ULAN BANA BAK BEN DEVLET MEMURUYUM BENİM DÜĞMEMİ KOPARTMAK 6 AYDAN BAŞLAR” TEHDİDİYLE KARŞILAŞIR!!!
Yani resmiyette milletin hizmetkarı olan kamu kurum kuruluşlarında çalışan eskiden bakandan sonraki en yetkili kişi olan şimdilerde ise bakan yardımcılığı unvanı verilen müsteşardan Genel Müdüre ,Müdürden Memura ve Odacıya(Müstahdem/Hademe) vatandaş tıpkı sağlıkçıların sürekli zırhlanmasıyla vatandaşı ise korumasız bırakan uygulamada olduğu gibi bir resmi kurumda haksızlığa uğrayan milletimizin ferdi haklı bile olsa gereğinde hizmetkarı olan atanmışa sertleşemez, hakkını aramakta biraz ısrar etse hemen “Ulan ben Devlet Memuruyum ,Benim Düğmemi kopartmak 6 aydan başlar.” tehdidiyle karşılaşır.
MEMUR SUÇ İŞLESE BİLE AMİRİNDEN İZNİ ÇIKMAZ İSE SORUŞTURMA AÇILAMAZ!, DOLAYISYA YARGILANAMAZ VE SUÇLU İSE YARGILANAMADIĞINDAN MAHKEME HAK ETTİĞİ CEZAYI VEREMEZ
Suç işleyen bir memuru şikayet etse bile Kurum amiri soruşturma açılmasına veya dava açılmasına izin vermez ise suçluda olsa bu memur yargılanamaz.
Cumhuriyetimizin 102. yılında tüm atanmış ve seçilmişlerle vatanın asıl sahibi olan milletimizin hak ve sorumluluklarının en kalın çizgileriyle belirleyen ve bunları hakkaniyet kurallarına göre garanti altına alan bir anayasamızın yürürlüğe girmesi için herkesin üstüne düşeni yaparak Cumhuriyetimizin Sözde Cumhuriyet olmaktan çıkartılarak Özde Cumhuriyet vasfına kavuşturulmasını sağlamaları dileğiyle.
Salı günü milletçe kutladığımız Cumhuriyetimizin 101. yılını tekrar canı gönülden kutluyorum.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.