Ak Parti’nin 19 yıllık iktidarında, madem Türkiye çağ atladı, ekonomisini büyüttü, mademki teknolojide süper devletlerle yarışacak duruma geldi, öyleyse sinirlenmeye, birilerine çatmaya ne gerek var?

İçeride muhalefet parti liderlerine, dışarıda Azerbaycan ve Pakistan hariç gerektiğinde bütün ülke liderlerine neden çatıyor? Bu durumlara harp desek değil, Teknoloji ve uzay yarışı desek değil, dış siyaset desek hiç değil.

Dahası, devlet kurumlarına hâkim olma durumu da tamamlandı. Genelkurmay başkanı bizzat kendilerine bağlı, kuvvet komutanları, Milli Savunma Bakanına bağlı, illerde alay komutanları valilere bağlı. Valiler kendilerine bağlı.

Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Sayıştay üyelerinin tamamını Cumhurbaşkanı olarak atıyor. Ülkedeki bütün üniversitelerin rektörlerini de kendileri atıyorlar. Rektör atanma özelliklerinden birçoğu da kaldırıldı, Prof. Bulamama gibi bir durumda yok.

Eski deyimle iktidar oldu ama muktedir olamadı durumu da yok. Hem iktidar, hemde muktedir. Halkın Erdoğan’a vereceği hiçbir şey yok, çünkü hepsini verdi.

Şu an Cumhurbaşkanına verilen yetkilerin, Türk tarihinde hatta dünya tarihinde bir tane örneği yok. 2002’den, 2010-2013’lere kadar bu yetkiler yoktu, hatırı sayılır engellerde vardı. Erdoğan’ın şahsına verilen destek, %60-70’ di.

2002’den, 2010- 2013’lere kadar, Parlamento, asker, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Sayıştay, Rektörler ve büyükelçiler, valiler ve Alay komutanlarının birçoğunu kendileri atamamıştı ama halk desteği mükemmeldi.

2021 yılında üstte adı geçen devletin bütün kurumları, Erdoğan’ın emrinde ve ne derse yapılıyor, aksi bir durum söz konusu değil. Erdoğan’ın halk desteği % 40-45’i geçmiyor. Asıl sorun burada, bu sorunu ne halkta nede muhalefette aramak yanlış. Cumhurbaşkanı kendinde ve ekibinde aramalıdır.

Ülkenin bütün büyükelçileri ve konsolosları, ataşelerinin tamamı değişti. Dış politikada umulan gelişme sağlanamadı. Demek ki atamalarda isabetsizlik var. Demek ki bizim adam felsefesi ile işler beklenen şekilde yürümüyor.

Erdoğan ve ekibi önce dünya ve sonrada muhalefetle atışmayı bırakır uzlaşmayı sağlarsa, önce Türkiye sonrada partisi rahata erer. İstanbul Yenikapı Mitinginde bu yapılarak şom ağızlar kapatılmıştı. Yine yapılırsa Dünya’daki bütün yöneticilerde kıçının üstüne oturur.

İsmet İnönü, Celal Bayar- Adnan Menderes, Bülent Ecevit, Turgut Özal ve Necmettin Erbakan inatlaşma ve birbiri ile çekişmeyle, önce kendilerini yordular, ülkede de birliği sağlayamadılar ve gittiler.

Önce milletin birliği, beraberliği, geçimi ve geleceğe güvenle bakması önemlidir. Devletin millete, milletin devlete sahip çıkması önemlidir. Ülkede asıl olan önce lider değil TÜRK HALKIDIR.

Türk Halkı, çalışkandır, hırslıdır, inançlıdır, devletine bağlıdır. Yeter ki halk siyasi çekişmelerle bölünmesin, canından bezdirilmesin. En canlı örneği, 27 Mayıs 1960, 12 Eylül 1980 ihtilalleri ve 15 Temmuz 2015 kalkışmasıdır.

Bu üç kara tarih, bütün okullarda nesillerin ders alması için okutulmalıdır. Tabi ki önce bu günün idarecileri bu üç olaydan ders almışlarsa.

Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.


6.03.2021 10:41:00

Rasim Gül

CUMHURBAŞKANI NEDEN BU KADAR SİNİRLİ?

CUMHURBAŞKANI NEDEN BU KADAR SİNİRLİ?