Türk ve Müslüman çocuğa ilk öğreteceğimiz nedir dendiğinde elbette birçok madde sıralanabilir. Cumhuriyetimizin ilanından bu yana kurulan hükümetler, çocuklarımıza öğreteceğimizi yüzlerce değiştirdi. Ama neyi nasıl öğreteceğimiz bulunamadı. Hükümet ve bakan değiştiğinde değiştirmeye devam ediyoruz.

Çocuklarımıza öğreteceğimiz 1. Sırada: Milli Dilimiz, Milli Edebiyatımız ve Milli Tarihimizdir. Uygulanan eğitime baktığımızda, bunları göremiyoruz. Anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lisede bu değerlerin öğretilmesi gerekiyor.

Çocuğun hafızasında yer edecek şekilde öğretmek ortadan kalkalı en az 50- 60 yıl oldu. Halbuki bakanlığımızın adı ‘’Millî Eğitim Bakanlığı’’. İşin garibi ortada, Milli Dilimiz, Milli Edebiyatımız ve Milli Tarihimizin, eğitim ve öğretimi yok. Liseyi bitirmiş bir çocuğun konuştuğu Türkçe, sokak Türkçesinden daha ileri gitmiyor. Yüksek okullarda ‘’dilin’’ zaten önemi yok, kitap okuma, gerçek Türk tarihini merak etme ve öğrenme isteği zaten yok.

İslamın esasları ve davranış bilgisi anlamına gelen vede inanç, ibadet, (günlük yaşayış) ve ahlak konularını kapsayan, İlmihal gibi din dersler verilmiyor. Verilmeye çalışılanlar da siyasi görüşlerini vermeye çalıştıkları için toplumun tamamını kapsamıyor. Sonuçta ayırımcılığa yol açıyor, Milli Birliğin tesisine mâni oluyor.

Müsbet ilimlere, gerçek manada yüzyıllardır gerçek önem verilmedi. Cumhuriyetin ilk yıllarında müsbet ilimlere karşı özendirici hamleler yapıldığı için biraz canlandı. 1938’de İkinci Dünya Harbi başlayıp 1945’te bitene kadar geçen 6 yılda halk ilimin değil ekmeğin derdine düştü.

1946’dan itibaren çok partili sisteme geçince, yöneticiler iktidar kavgasından başlarını kaldırıp ilim konusuna gelemediler. Güney Kore’den 1950’lerde kişi başına düşen Milli Gelir de daha iyiydik. 2024 yılı itibariyle Güney Kore de kişi başına düşen Milli Gelir 47.027 dolar, Türkiye’de ise 13.110 dolar.

Türkiye’de nesiller için amaç Türklük, İslamlık ve Çağdaşlık olmalıdır. Ne yazık ki her geçen yıl toplumu millet yapan bu üç ana unsur değer kaybetmeye devam ediyor. Ülkedeki çeşitli gruplar Çağdaşlık, İslam ve Türklüğü vuruşturmaya devam ediyor. Siyasetçiler de ya taraf oluyor ya da tarafsızmış gibi yaparak daha kötüsünü yapıyor.

Halkı ve devleti daha güçlü yapacak ilim, çağdaşlık ve inanç birbirini desteklemiyor da vuruşturuluyorsa, o millet kansere yakalanmış hastaya benzer. Kanser erken teşhis edilirse iyileşme için bir umut var. 2 ve 3.  safhaya geçmişse bu hasta iflak olmaz. Hiç vakit geçirmeden birlik yapılarak, toplum sağlığına kavuşturulmalıdır.

 HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.


3.08.2024 08:11:00

Rasim Gül

ÇOCUKLARIMIZA, İLK ÖĞRETECEĞİMİZ

ÇOCUKLARIMIZA, İLK ÖĞRETECEĞİMİZ