Büyük usta; geride binlerce eser ve sevenlerini bırakarak Dokuz yıl önce bugün aramızdan  ayrıldı. O şimdi aramızda değil ama ülkemize kazandırdığı eserler inanıyorum ki; dünya durdukça yaşayacaktır.

Demirel iktidarı zamanında kendisine Devlet Sanatçısı unvanı verilmek istendiğinde; “Ben halkımın sanatçısıyım. Ayrıca seçilmeksizin herkes sanatçıdır” Demişti.

Nasıl yaşamasın; severek dinlediğimiz tüm türkülerin altında onun adı var. Onun türküleri bizleri hem ağlatır hem oynatır. Gönül Dağı´nı her dinlememde şahsen benim tüylerim diken, diken olur.

Her Türk erkeğinin içerisinde bir Zahide olduğunu Zahide türküsüyle bize O hatırlattı.  Onun türkülerinde herkes kendini bulur ve yaşar. Çünkü O tüm türkülerinde yaşanmışları dile getirmiştir.

Nurlar içerisinde yatsın; 2009 yılında Nevşehir- Avanos´ta gittiğim bir açık hava konserinde çevre il ve ilçelerden gelmiş genç ve yaşlı hayranlarına saatlerce okumuş ve onları hem ağlatmış hem de oynatmıştı.

Neşet Ertaş; müzik ustalığının yanında oldukça mütevazı ve merhametli bir kişiliğe de sahipti. Bunun en güzel kanıtı ve örneğini yine büyük üstatlarımızdan merhum Mahsuni Şerif bir televizyon programında şöyle anlatmıştı:

Mahsuni Şerif ve Neşet Ertaş Eskişehir´de bir konsere giderler. Konser sonunda organizatör Komünist diye saçma bir bahaneyle Mahsuni Şerif´in ücretini ödemez. Bunu gören Neşet Ertaş Mahsuni´ye dönerek: “Al gardaş bu benim paranın yarısı.” Der ve ücretini yarı yarıya paylaşır.

Her konser çıkışında aldığı ücreti kapıdaki bekçiden tutun da tüm emekçilerle paylaşıp evine dolmuşla dönen bir kişiliktir Neşet Ertaş.

Bu davranışı Neşet Ertaş´ın insanlığı ve kişiliği için yeter de artar bile. Şimdi bu örnek davranışı günümüzde kaç sanatçı yapar?

Ey büyük usta; bıraktığın eserler dünya durdukça gönüllerimizde ve dillerimizde yaşayacaktır. Sen ışıklar içerisinde rahat uyu.

Sevgi ve Saygılarımla

 


26.09.2021 09:59:00

Doç.Dr.İbrahim Baykan

Büyük Usta Neşet Ertaş’ın Anısına

Büyük Usta Neşet Ertaş’ın Anısına