Yazımın başlığını okuyunca hemen birilerine methiye yazacağımı düşünmeyin. Elbette güzel işler varsa onuda yazacağız, eksiklikler varsa onu da yazacağız. Ama ben de emekli eski bir Belediye çalışanı olarak o günlerle şimdiki durumu kıyasladığımızda Aksaray Belediyesinin nereden nereye geldiğini görme imkanı buldum.

Cuma günü Bediüzzaman caddesinde belediyenin kaldırımdan sonra yol asfaltlama için alt yapı kazısını izledim. Çalışan araçlara baktım her birisi sanki sıfır kilometre modern araçlar. Asfaltın sökülmesini bir günde tamamladılar.

Bu caddeye neden takıldığımı soracak olursanız, caddenin Bediüzzaman caddesi olarak isminin değişmesinin mimarı bendim. Belediyeye isim değişikliği teklifini verip meclise gelmesini sağlayan da bendim. Tabi o zaman bazı meclis üyeleri sıcak bakmamıştı. Ama onlarla ikili ilişkilerimizin iyi olması sonucu yaptığımız kulis sonrası meclisten geçti. Tabi dönemin Belediye Başkanı Sayın Ahmet Er’inde emeklerini unutmamak lazım.

Bu cadde ilk dönemlerde pavyon, birahane ve sarhoşların cirit atıp, akşam namazından sonra insanların geçemediği bir yerdi. Merkez camisinin bulunduğu bina komple berduş yatağı idi. Dolayısı ile mal sahipleri burada malım var diyemezlerdi.

Ali Zeki hocamdan Allah bin kere razı olsun tek başına burada mücadele ederek şu andaki haline getirdi. Burasını devlet bile temizleyemiyordu. Hikayesi çok geniş, ama Ali Zeki hocam temizleyerek cami haline getirerek Diyanetin idaresine vermiştir.

Her ne ise konu bu caddeden açıldığı için bu kadar yazmak istedim. Şimdi bu caddemiz bu güzel temizlik sonrası şehrin en önemli caddesi haline geldiği için önemsiyorum. Zaman zaman buradaki Belediye çalışmalarını özellikle izliyorum.

Çalışmalar uzun sürse de umuyorum çok güzel olacaktır. Burada çalışan araçları görünce keşke bizim dönemimizde de bu araçlar olsa idi demeden kendimi alamadım. Geçtiğimiz günlerde Sayın Evren Dinçer’de bu araç filosuna 5 hizmet aracı daha eklemiştir.

Ben bir dönem Trafik Zabıta müdürlüğü görevi de yaptım. Bir tane Wosvagen bağış minibüsümüz vardı. Bu aracı bizimle beraber İmar müdürlüğü, o zaman tahsilat müdürlüğü ve hatta Fen işleri müdürlüğü birlikte kullanırdı, kim bulursa o alır götürürdü.

Başkanın makam aracının dışında eski fiat bir otomobilden başka araç yoktu. Onuda genellikle fen işleri müdürleri kullanırdı. Asfalt makinası yoktu, asfalt ise yola serilir, greyderle düzenlenip fi tarihinden kalma bir silindirle çiğnenirdi.

Sayın Ahmet Er’in yurt dışı ziyaretinde asfalt makinası getirmişti. O araç ikinci el olduğu için sık sık arıza yapar, tamir edecek usta olmaz Ankara büyük şehirden usta getirilip tamiratı yapılırdı. Garaj amirliğinde doğru dürüst yeni kamyon yok hep BMC eski araçlar kullanılırdı.

İtfaiye ise ayrı bir muamma idi, burası sürgün yeri yaşlı insanlar sürgün edilirdi. Araçlar ise tamamen eski fiat kamyonlardı. Kimse doğru dürüst malzeme almaz, yırtık hortumlarla yangına gidilirdi. Araçlar sürgün edilen personel gibi tamamen yaşlı idi.

Cenaze aracı, yıkama gibi işler yapılmazdı. Sonradan bir yıkama ve bağışla bir taşıma aracı alınmıştı. Sonra benim müdürlüğümde mezbelelik yeri kendi gayretlerim ile morg yaparak hizmete sokmuştuk. Yani nereye baksanız doğru dürüst hizmet araçları yoktu.

Şimdi bakıyorum, geçen dönem müdüründen tutun, şeflere kadar altlarına özel araçlar verildi. Son dönemlerde güzel araçlar alındığını görmekteyiz. Kişi taşıma yerine, hizmet yapma düşüncesi alınan hizmet araçlarından dolayı Sayın Dinçer’i tebrik ediyorum.

Hemde gereksiz Belediye önünde yığıntı yapan araçların çekilmesi fevkalade güzel oldu. İsraflar bertaraf edilmiştir. Yani dün ile bu günü kıyaslayınca bunca güzel araçların bulunduğu yerde kimse mazeret üretemez.


26.06.2020 23:31:00

Erdogan Kaya

Belediye araçları göz kamaştırıyor