Franz Kafka'nın babası Herman'a yazdığı mektuplardır. Yazılan bu mektuplar kurgu değil. Edebi bir değer için yazmamıştır. Sadece babası ile ilgili düşündüklerini, Baba-oğul çatışmasını, hislerini mektuplar aracılığıyla babasına söylemek istemiştir. Franz Kafkayla babasın Herman'ın baba-oğul ilişkisi nasıl bir şeyse Kafka babama mektup diyemiyor, babaya mektup diyor. Yazdığı mektupların bir bölümünde aralarındaki ilişkiyi satırlara şu yazısıyla dökmüş. “ Her durumda biz seninle çok farklıydık ve bu farklılıklarımız yüzünden öylesine teklikeliydik ki, ağır gelişen bir çocuk olan benim ve senin gibi gelişimini tamamlamış bir adamın birbirlerine ileride nasıl davranacaklarını biri önceden hesaplamak isterse senin beni benden geriye hiçbir şey kalmayacak şekilde ayaklarının altına alıp ezebileceğini var sayabilirdi. Bu gerçekleşmedi, canlıların ne yapacakları öngörülemiyor, ama bundan da kötüsü oldu belki. Bu konuda senin suçlu olduğuna zerre kadar inanmadım. Üzerimde kaçınılmaz bir şekilde etkili oldun, ancak bu etkiye yenik düşmeni özellikle geliştirdiğim bir hainliğe yormaktan vazgeçmelisin. Ürkek bir çocuktum, buna karşın bütün çoçuklar gibi biraz da inatçıydım mutlaka, annem de şımartmıştı beni kuşkusuz ancak çok güç idare edilen bir çocuk olduğuma inanmıyorum; sıcak bir sözcüğün, usulca elimden tutulmasının, tatlı bir bakışın herşeyi sağlayamayacağı inanmıyorum. Bu arada özünde iyi kalpli ve yumuşak bir insansın, ancak her çocuk iyiliği bulana kadar arama kararlılığına ve cesaretine sahip değildir. Bir çocuğa kendi mizacın doğrultusunda, yani güç, gürültü ve öfkeyle yaklaşabiliyordun ve bütün bunlar senin işine geliyordu çünkü beni güçlü ve yürekli bir çocuk olarak yetiştirmek istiyordun.” Günümüzde de buna benzer ilişkiler vardır fakat kim bunu böyle hislerle yazıya dökebilir. Kafka yazdığı eserlerin sadece birkaçını yayınlanmıştır. Diğer yazdığı eserler ölümümden sonra yakın dostu Max Brod tarafından yayınlanmıştır. Kafka eserlerinin yayınlanmasını değil yakılmasını söylemişti. Kafka'ya göre yazmak bir ihtiyaçtır ama yazdıklarını yayınlamak ruhun tüm çıplaklığını sergilemek demekti ve o buna karşıydı. Bu yazdığı mektupları babasına vermesi için annesine vermişti, annesi ise tekrar Kafka'ya verdi. Mektup ilk kez 1956 yılında yayımlandı. Hermann kafka ise 1931 yılında öldü. Babası her zaman Kafka'nın yazmasına karşı çıktı ve yazdıklarını okumayı reddetti. Bu mektuptan haberi var mıydı varsa da okudu mu? Orası meçhul. Babasıyla karakterleri birbirine zıt olsa da babasına ihtiyacı olduğunu mektubunda yazmıştır. “ Baba beni kimsenin ellerine muhtaç etme. Sen olmasan da bileyim varlığının beni koruduğunu. Beni buna inandır. Beni hata yapmaktan azad et, çünkü sen var ettin beni, sen ne kadar varsan bende o kadar varım.” Hiçbir edebi kaygı gütmeden sadece hislerini bir kağıda dökerek anlatmış ve hedef kitlesine sadece babasını koymuştu. Babası için yazdığı bu mektubu babası hariç tüm dünya bu mektubu okudu.