Osmanlıda dâhil olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti, her iktidarda kısa süreler hariç, 250-300 yıldır ALGI OPERASYONU ile yönetildi. Milletin başının belası Algı Operasyonu ise: 
Olup bitenin doğru anlaşılmasına müdahale etmek, kişinin serbestçe bilgi edinmesini engellemek ve serbestçe sonuç çıkarmasını önlemektir.

Gücü elinde bulunduranların amacına uygun anlamanın gerçekleşmesini sağlamak için halkı peşinde sürükleme ortamını sağlamaktır. Algı oluşturulurken GÜÇ sahipleri asıl sorunu- konuyu geri plana alır, sorunu ve konuyu kendi amaçları doğrultusuna çevirir.

Algıyla, inanç dünyasının, değer dünyasının, millet ve milli duyguların içi boşaltılır. Özellikle ÜLKEMİZDE en başta siyasetçi ve basın mensuplarının büyük kısmı her türlü değer üzerinde algı operasyonu yaparak halkımızı bir çıkmaza ve moral bozukluğuna ve kamplaşmaya götürür. Ne yazık ki son 250-300 yılımız hep böle geçmiştir.

Algı operasyonunu iyi becerenler hiçbir zaman bilim, ilim, din, örf-adet, gelenek ve TÖRE üzerinde samimi olarak durmamış tam tersine halkın bu değerlerden uzaklaşması için olanca şeytanlığını kullanmış, işin berbatı da başarmış ve başarmaya devam ediyor.

Aklı-selim halkımız, algılara değil gerçeklere değer verip gerçeklerin peşinden giderse kesinlikle kendisi kazanacaktır. Gerçekleri görmek için sadece aklını ve vicdanını çalıştırması yeterlidir. Dolaysıyla ona buna kuyruk ve maraba olmamak vede insanca yaşamak, neslinin de geleceğini korumak kendi elindedir.

Cumhuriyet tarihinde, algı operasyonu kullanılarak, 1960-1961-1962- 1980- 20216 tarihlerinde ihtilaller ve kalkışmalar yapılarak, Ülkenin huzuru, ekonomisi ve kardeşliğinin zedelenmesine yol açılarak Milli Birliğimizin sağlanması engellenmiştir. 

Bütün bunlar, halkın gözü önünde ve halkın görebileceği, akıl edebileceği, anlayacağı şekilde cereyan ediyor. Milli Birlik bozuluyor, halkımız bunlardan ders çıkaracak ferasete sahiptir dolaysıyla bunlara müsaade etmemelidir. Halkımız, hiçbir şeye taraf olarak değil objektif bakmalı ve fanatiklikten kaçınmalıdır. Çünkü fanatik akılını kullanmaz.

Yukarda saydığımız ve saymadığımız tarihlerde yapılan fitne fesat ve ihtilallere, Algı operasyonunun peşinden giderek, halkımızın bir kısmı yas tutmuş ne yazik ki bir kısmı da davul zurna çalmıştır. Yüz yıllar değil çok kısa bir zaman içinde halkın sevinenin de, davul-zurna çalanın da ciddi zarar gördüğü ortaya çıkmıştır.

Algı operasyonuna örnek pek çok ama aklımıza gelenler; 1960 yılında 10 yıllık iktidar olan Demokrat partinin ‘’gençleri kıyma makinesine verdi’’, 53 yıl sonra 2013 yılında ki Gezi Olayında, ‘’Gençler camide şarap içti’’gibi halkı tahrik etmek için hadiseyi tersyüz eden 
hainane algılar yaratılabilmesi ve başarılması bu ülke maalesef yaşamış ve yaşamaya devam ediyor. Yönetenler Algıyla yönetmekten vazgeçmezse bu halk daha çok çeker.

Dünya’da ‘’Algı Operasyonu’’ile olmazı başararak ülkesini ve Dünya’yı kana bulayanlar, haylı fazladır. Ancak en önemlilerini sayacak olursak; Almanya’da Adolf Hitler, Almanları kandırdı 2.ci Dünya Savaşına soktu, 60 milyon insan öldü. Çin’de Mao, Rusya’da Lenin ve Stalin, Çin ve Rus halklarını kandırdılar komünizmi Dünya’nın başına bela ettiler. Bunların DEVRİMLERİ için öldürdükleri Çin ve Rus’un hesabı bilinmiyor. Yani ALGI Operasyonu deyip geçmemek gerek. 
 

Siyasetçi, vakıfçı, cemaatçı, tarikatçı, dernekçi, bürokrat ve STK larımızı yönetenler şahsi çıkarları için GERÇEKLERİ saptırarak ALGI OPERASYONU ile yönetmelerini asil halkımız, görüp onay vermemelidir. Halkımız bu kuruluşların önüne seçim sandığı geldiğin de üzerine düşeni yapmasıdır. Bürokrata da tavır koyması yeterlidir.

Ülkemiz halkı, değerlerin en başında gelenin İNSAN olduğunu kabul etmelidir. Çünkü bütün değerler, Din, Milliyet, Ülke, Bayrak, Vatan, Egemenlik, Kültür, Töre, soy insan varlığının güvenliği, mutluluğu ve neslinin devamı içindir. İnsana saygı ve sevgi duymayan hiçbir kuruluş, insanın hayrına olamaz. Yönetimin fabrika ayarları yani, Yaratanın emirleri böyledir.

Tarihte yer alan ve günümüzde millet ve devlete hizmet için uğraş verenlerin tamamı bizimdir ve bu halkın evlatlarıdır. Başarılısı da, başarısızı da, delisi de, velisi de bizimdir. Kim ne derse desin bizim olmaya devam edecektir. Bunları kaldırmaya ve silmeye kimsenin gücü yetmez, bunun en gerçek şahidi TARİHTİR.
 Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.