Geçen hafta içi Kanal 42 Televizyonunda bir programa katılan eski Milletvekilimiz ve Enerji Bakanı Sayın Ali Rıza Alaboyun’un açıklaması sol medya guruplarında bazı sözleri cımbızlanarak yayınlayıp bulanık suda balık avlamaya çalışmışlardır. Tabi bu arada benim Alaboyun’a yakın olmam nedeni ile, “ senin adam neler söylüyor” diye bu cımbızlı yerleri bana gönderenler oldu. Konuyla ilgili olarak Sayın Ali Rıza Alaboyun ile görüştüm. Bana konuşmanın tamamını göndererek dinleme imkanı buldum. Düşmanlık değil, yanlışları anlatıp dinletmedikleri için öz eleştiri yapmıştır. Partinin 2002 yılını arattığını söylüyor. Bende aynı şeyleri söylüyorum o zaman düşman mı oluyoruz?
Ali Rıza Beyin dinlediğim konuşmasını düşmanlık değil öz eleştiridir. Tabi cımbızlanmış olanı değil konuşmanın tamamının altına. Ben Alaboyun ile çıkarsız ve menfaatsiz bir dostluğum var. Şahsım dışında bazı garibanların işlerini iletmişimdir. İyi bir siyasetçi, kadir kıymet bilen, partilisine sahip çıkan ve lafını esirgemeyen bir siyasetçidir.
Aksaray da kime sorsanız Ak Parti döneminin ilk akla gelen Milletvekilidir. Nerede ise herkesin takdir edip sevdiği bir insandır. Organize sanayini bu hale gelmesinin mimarıdır. Siyaseti bilen ve siyaseti partilileri ile yaşayan bir kişidir. Kendisi benim çıkarsız kadim dostum ve her zaman yanında olduğum kişidir.
Ak Partiye muhalif kesimin kullandığı bölüm ise şu kısım, "Kendimi aldatılmış hissetmiyorum ama beklediğimiz gibi çıkmadı. Bugün başkanlık sistemi oylamaya çıksa mevcut durumu gördükten sonra evet oyu vermem” dedi.
Ali Rıza Alaboyun, oğlunun "Senin partine oy vermeyeceğim baba" dediğini açıklayarak şunları söyledi, “Türkiye'de güçten nemalanmak isteyen bir yapı var. Bu yapının içerisindeki yeni nesil bizim gibi 28 Şubat döneminde bedel ödememişler. Ya da 1980'li yıllarda sağ-sol olaylarında bedel ödememiş yeni bir nesil var. Bu nesli de biz AK Parti olarak çok iyi eğitemedik. Ya da bunlar arasından iyi seçim yapamadık” diyor.
Bunu niçin söylüyor, Ak Parti kuruluşunda çocuk olan gençlerle yeterli ilgilenmedi. Gençlere önem vermedi, onun için gençler ülkenin geçmişini bilmiyor. Nereden nereye geldiğinden haberi yok, bu konuda zayıf kaldık diyor. Kuruluşundan bu güne bu partide görev yapmış insanlar neredeler? Ya da gerçek partililere sahip çıkılıyor mu?
Tamamını dinlediğim konuşmada Ak Partinin güzel işler yaptığını ülkeye çağ atlattığını söylerken, eksiklerinde söylemiştir. Tabi cımbızlanarak söylediği sözler medyada kullanılmıştır. Aynı şekilde benim Mühendis oğlumda bana eleştiri yapıyor. Sen Ak Partinin her işini müdafaa ediyorsun diyor, haksız mı haksız değil.
Yanlışını da doğrusunda yazmıyorsun derken ben şu partiye oy vereceğim demiyor ama eleştirebiliyorlar. Demek ki, gençliğe Ak Parti yeterince sahip çıkamamıştır. Onun için son 6 aydır bu konuya eğilmek hatadan dönmek istemek değilmidir?
Bana da son günlerde yaptığım eleştiriler sonucu sitem edenler oluyor. Siyaset din değil, iman değil ki onunla amel edelim. Siyaseti bilmeyen tepeden atananlar atayanlara diyet ödeyip partililerine sahip çıkmasını bilmeyenlerin yanlışlarını mı savunalım. Yanlışlarını müdafaa, iyi işlerine methiye yazdık da bir gün teşekkür mü ettiler? Bizi kendilerine köle mi zan ediyorlar, kimse kimseye mecbur değil.
Kimse kimseye mecbur değil kardeşim, partiliyim diye günahına da sevabına da ortak olamam. Marifet ittifaka tabi, sen bunu yapabiliyor musun? Onun için hatadan dönmek fazilettir, düşmanlık değildir. Önce bunu siyasiler yapmalı, muhaliflerden korkup kapısını aşındırırken, bir gün olsun bizleri arayan oldu mu? Nasıl olsa ucuz kahramanız.
Geçen bir üniversite mezunu tanıdık genç diyor ki, “ ağabey hani yazıyordun makas girişinden giriş çıkış köprüsü yapılacak. Kentsel dönüşümde Hamidiye mahallesinde devrim şeklinde dönüşüm olacak diyordun ne oldu? Makastan verilen giriş bu ise niye beklediler bu zamana kadar? alt geçit kadar önemli olan köprünün üzerine bir yaya geçidi yapamadılar, Siyasette her söylenenleri gerçek zannetme” diyor.
Yeni nesil her şeyi bizden daha iyi görüyor, kimse kusura bakmasın. Ha vatan millet elbette bizim, uğruna canımızı veririz. Ama ülkede bir şeyler yanlış işliyor. Bunu düzeltin bunlar yanlış demek düşmanlık mı oluyor? Ali Rıza Beyin söyledikleri düşmanlık değil bir öz eleştiridir. Davanı satmak ayrı, yanlışlarını söylemek ayrıdır. Herkes korku içinde konuşamıyor, konuşanda düşman mı oluyor? Siz yüzünüze gülücükler atanlara bakmayın arkanızdan konuştuklarına bakın. Yine siz yarın denize düşseniz elinizden tutan bu eleştirenler olur, bunu bir tarafa yazın. gelecek yazımda neden bu duruma geldiğini ele alacağım.