Cumhuriyet döneminde Aksaray’dan birçok kişi milletvekili, Medeni Berk, Mehmet Altınsoy, Sadi Somuncuoğlu bakan, İzzet Gener, Ali Rıza Alaboyun ve Cenap Aşçı’da geçici bakan oldular. Hiç biri Aksaray halkının tamamını tanıyıp sevip saymayı, partililerinin dışında da insanların olduğunu da düşünmedikleri için, Aksaray siyasetçisi olamadılar. Bizim Aksaray, bizim Aksaraylı diyemediler. Biz hepimiz Aksaraylıyız ve Aksaray’ız dedirtemediler.

 Aksaray’da siyaset yapanlar yeteri kadar Aksaray’ı ve halkını tanıma zahmetine katlanamıyorlar. Tanımak için bir gayret sarf etmiyorlar. Tabi olarakta küçük grupların dışındaki halk kitlesi de bunları benimsemiyor. Aksaraylının ihtiyacını değilde Aklına geleni veya liderinin söylediklerini tekrarlayarak particilik yapıyorlar.

Particilik yapabilmek için önce siyaseti bilmenin şart olduğunu da bilmiyorlar. Siyaset, insanla bütün varlıkların ve tabiatın mevcudu yani hayatın doğal akışıdır. Doğal akışı öğrenmeden, bilmeden particiliğin yapılamayacağını da bilmiyorlar.

Gelişi güzel harekette bulunarak, liderini ve benzerlerini taklit ederek, siyaset veya particilik yaptığını zannediyorlar. Van’da, Edirne’de, Adana’da, Rize’de geçerli olan bazı sözlerin Aksaray’ın şehirlisini, kasabalısını, köylüsünü hiç ilgilendirmediğini de bilmiyorlar.

Bir anımızı nakledelim, rahmetli Sadi Somuncuoğlu milletvekili adaylığında Altınkaya’nın ileri gelenlerinden Omar Ağanın evine ikindinden sonra ekibiyle uğruyor laf uzadıkça uzuyor, gün batarken Omar ağanın anası geline kıza sesleniyor. Yavrum bunlar şimdi giderler bize lazım olan, sığır geldi ahıra, tavuklar kümese girdi mi, ahırın ve kümesin kapısını kapattınız mı? Diye sesleniyor çünkü köylü için seçilenden evvel kendi geçimlerinin önemi anlatılıyor.

Değirmene eşeklerle buğdayını götüren köylünün derdi, değirmen boğaz almadan, değirmenin suyu kesilmeden, eşşekleri çalınmadan ununu öğütüp, evine unu getirmektir. Dürüst değirmencinin derdide değirmene gelen suyun kesilmemesi ve değirmenin boğaz almamasıdır. (boğaz alma: unu öğüten değirmen taşının, öğüttüğü unu oluktan tekneye akıtmayarak taşın etrafına almasıdır.)   

Aksaray siyasetçisi olabilmek için, İl Merkezinin, 48 mahallesinin isimlerini, hangi mevkide olduklarını ve muhtarlarını,  Bedir Muhtar Kabristanlığı, Bayram Tepesi etrafındaki, Ervah Kabristanlığı ile Kurtuluş Mahallesinin, Doğusundaki tepeler ve sel yatağı dereler de yaşayan aileleri ve okula giden çocukları bilmiyorsanız. Bunlara samimi olarak önem vermiyorsanız, halleriyle halleşmiyorsanız Aksaray siyasetçisi olamazsınız.

Ortaköy İlçesinde, Hacı Ala Paşa’yı, Ahmet Yaşar’ı Halil İbrahim Baştuğ’u, Davut Ceylan’ı, Recep Yeşilöz’ü, rahmetli Mahmut Ütük ve Fuat Görgülü ’yü, susuz kalan Akpınar’ı, Mahvedilmiş Ilıpınarı bilmiyorsanız Ortaköy’ü tanımış sayılamazsınız.

 Eskil İlçesinin adının nereden geldiğini öğrenmemişseniz, neden sadece 12 köyü olduğunu merak bile etmemişseniz, kaç yaylasının ve mezrasının olduğunu, ticaretinin büyük kısmını halen Konya ile yaptığını düşünmüyorsanız, Tuz Gölü’nün Eskil için ne ifade ettiğini

Görememişseniz, Eskil İlçesine yön veren mevcut belediye başkanı Necati Belgemen’i, eski başkan Şerafettin Meral’i, Memiş Hoca’yı (Memiş Korkmaz’ı), eski başkan Niyazi Akçay’ı tanımamışsanız Eskil’i tanıyan Aksaray siyasetçisi sayılamazsınız.

Gülağaç İlçesinde, Cavit Koca’yı, Orhan Uzun’u, 9 köyünü özellikle Saratlı Kasabasını ve Yeraltı şehrini gezmemişseniz Kara Hoca’yı, (Muharrem Kaplan’ı) Dermanı tanımamışsanız, Gülağaç İlçesini tanıyan siyasetçi olmuş sayılmazsınız. Sarıyahşi İlçesinde başkanlar başkanı Seyit Gökçeyi, Tahir Görkemi, Kızılırmak sahillerindeki sorunları, alış verişlerini Şerefli Koçhisar’la yaptıklarını, sadece resmi işleri için Aksaray’a geldiklerini merak etmiyorsanız,

Sarıyahşi İlçesini tanımış sayılmazsınız. Ağaçören İlçesinin cevizini, Aksaray merkezine, yolu olmadığı için sebze ve meyvesini getiremeyen Peçenek köylerini, İlçe yapan rahmetli Salih Ağayı bilmiyorsanız, Ağaçören ilçesini tanıyor olamazsınız.

Aksaray’ın meşhur  ‘’Taş Kesti’’ sinin nerede olduğunu ve hikâyesini, Kılıç Arslan Tepesi’nden sonraki tarlaların, Aksaray’ın eski üzüm bağlarının olduğu yerleri, meşhur ‘’Kırk Kızlar’’ hikâyesini, Kırk Kızların nerede olduğunu ve hikâyesini bilmiyor, merak bile etmiyorsanız, gönül ve ruhunuzda Aksaray sevdasını, taşıyor olamazsınız.

 Henüz yeteri kadar tanıtamadığımız Eğri Minaremizin tarihini ve neden ZİNCİRLE BAĞLI olduğunu biliyor musunuz? Nedenini düşündünüz mü?

Adı üstünde, mektep görevi için yapılmış Zinciriye ve Bedriye Medreselerimiz var. Bu medreseler şimdi ne maksatla kullanılıyor biliyor musunuz? Biliyorsanız doğru buluyormusunuz? Bilmiyorsanız neden merak etmiyorsunuz?

Sofular Mahallesi girişindeki Selçuklu Hamamının eski halini ve Restorasyon yapıldıktan sonraki durumunu ve hangi faaliyet yapıldığını biliyor musunuz? Bu birinci derece tarihi eser için bir düşünceniz var mı? Hemen yanında akan Uluırmağımız için geçmişte belediye başkanları bazı projeler uyguladılar, hiç biri tutmadı. Sizin bir düşünceniz ve öneriniz var mı?

Hasandağı ’nın zirvesinde bir mezar ve katedral olduğunu ve bunların bir hikâyeleri olduğunu biliyor musunuz? Yine Hasandağı denilince dağ sporlarının tamamının, yamaç paraşütü ve

Balon sporunun rahatça yapılabileceğini biliyor musunuz? 500 çeşit çiçek olduğunu dolaysıyla burada ki arıların dünyanın en güzel balını ürettiğini biliyor musunuz?

Size baş eğmeyene, sizi tenkit edene, hatta aleyhinizde konuşana kin bağlıyor, fırsatı elinize geçince intikam almaya çalışıyor, eziyorsanız siz olgunlaşmamız birisisiniz. Sizde particilik ve siyaset yapacak bir kumaş yok. Dolaysıyla başka iş yaparsanız daha faydalı işler yapar vede mutlu olursunuz.

RAMAZAN BAYRAMINIZI EN İÇTEN DİLEKLERİMLE KUTLUYOR, NİCE BAYRAMLAR VE ESENLİKLER DİLİYORUM.

   Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.

  


2.05.2022 07:30:00

Rasim Gül

AKSARAY SİYASETÇİSİ OLMAK, KOLAY DEĞİL

AKSARAY SİYASETÇİSİ OLMAK, KOLAY DEĞİL