Açıldığı günden beri bazı doktorun kişisel çabası inkâr edilemez. Ancak kurumsal manada araştırma yapılarak herhangi bir hastalığa teşhis konduğunu duymadık. Başka illere hasta sevk eden, Aksaray Üniversitesi Araştırma Hastanesinin, Devlet Hastanesinden farkı ne?
Bir hekimin rektör olarak atandığını öğrenince hayli sevinmiştim. Ama sevincim uzun sürmedi. Rektörün hekim olması dengeleri iyileştirme yerine daha da bozdu. Randevu alma bir mesele, günlerce uğraşarak veya bir yolunu bularak randevuyu aldınız, girmenizle çıkmanız, iki dakikayı geçmiyor. Birçok hekimde zaten yüzünüze bakmıyor.
Kan, idrar vs. tahlili, röntgen, emar, tomoğrafi, ultrason olmak üzer birkaçını istiyor. Hepsinde sıra var ama, özellikle ultrasona 3-6 sıra veriliyor. Bekleme durumunuz müsait değilse ‘’Özel Hastanenin’’ yolunu tutuyorsunuz. Bunun ücreti de her ay değişiyor. Bu ücreti ödeyemeyecek olanlar çaresiz 3-6 ayı bekliyor. Temmuz-Ağustos ayları yurt dışındaki hemşerilerimizin izin ayları olduğu için hastanenin yükü daha artacağından şimdiden tedbir alınması daha iyi olacaktır.
Ertesi gün sonucu öğrenmeye gelmeniz söyleniyor. Ertesi gün sonuç almaya gittiğinizde sıra almadıysanız hâkim sizi kabul etmiyor ve sonucu söylemiyor. Buda nereden çıktı demeniz asla mümkün değil. Paşa, paşa gidip sıra alma, sırasına giriyorsunuz. Alırsanız bir oh çekiyorsunuz, beceremezseniz etraftan yardım talep ediyorsunuz. Sıra fişinizi alınca bir oh çekiyorsunuz. Sonuç almaya hekime girdiğinizde, elinize reçeteyi tutuşturuyor. Herhangi bir soru sorma imkânınız genelde yok. Sorsanız da zaten ne dediğini pek anlamıyorsunuz.
‘’ …Deve eti yiyelim, imanımız tazelensin diyorduk, deve etini yediydik eski imandan da olduk.’’ Şeklinde bir hikâye var. Hekim rektörün durumu buna benziyor. Bu çapraşık ve karmaşık durumdan, hastayı, hekimleri, rektörü, görevlileri kurtarma, Vali ve Cengiz Vekilin olaya el koymasına bakıyor. El komadan kasıt, siyaseti sokmadan aksaklıkları tespit etmekten ibaret.
Bir başka acı gerçekte, acilin ve Yoğun Bakımların perişanlığı. Her ikisinde de insandan adım atamıyorsunuz. Özellikle yoğun bakım kapılarında bu kadar insan neden var. Hasta ziyaretine bir kişi alınıyorsa bu kadar kalabalığa ne gerek var. Enfeksiyondan korunma bu kalabalık ortamda asla mümkün değil.
Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.