Adam olmak bir gruba dahil, olmak değil, bir DURUŞA sahip olmaktır. Geri kalmış ve az gelişmiş toplumlarda, adamlık bir grubun içinde olmakla olur sanılıyor. Dolaysılar insanlar, adam sayılmak için bir gruba sorgulamadan, atlıyor. İnanın çoğu orayı da beceremiyor, perişan oluyor.

Adamlık, ait olduğun kültürüne, geleneklerine, tarihine ve dünyadaki diğer kültürlere, geleneklere de saygı ile ölçülür. Sana benzemeyenlere, senin gibi düşünmeyenlere ağız dolusu hakaret, küfür ve iftiralar yaparak hiç olmaz. Sen yaratana ve yaratılana isyan ediyor, yarattıklarını beğenmeyerek Firavunlaşıyor, Freni patlamış araba gibi giderek her şeyi yıkıyorsun.

Adam olmak, toplumda kurallara uyma, kendi ayakları üzerinde durma, kendi kararlarını kendi alabilmeyle başlar. Fert olarak ailesine, toplumda sorumluluklarını yerine getirme, iş, aile, arkadaş ve toplum içindeki görevleri yerine getirmek. Bunlar içinde, kişisel gelişim, empati, sabır ve özsaygı gerektiriyor. Aynı zamanda gelişme, büyüme ve olgunlaşma lazım.

Adam gibi hareket etmediğinde, kalkınmış, gelişmiş ve devlet olma bilincine varmış az sayıdaki ülkelerde, kamu otoritesi önüne çıkar ve gerekeni yapar. Türkiye’de ise milli kültüre, soya, inanca ve milli değerlere karşı çıkma hatta hakaret etme gittikçe gelişiyor. Akıbet hayrola.

Dünya nüfusunun yaklaşık 2 milyarını Türkler ve Müslümanlar teşkil ediyor. Bir gruba girenlerin oranı yüzde doksan dokuzun üzerinde. 2 milyarın yüzde biri ADAM gibi davransa 20 milyon ediyor ki çok büyük rakam. 2 milyarın içinde bu kadar olacağını sanmıyorum. Şayet olsa idi, Türk ve Müslümanların ahvali değişik olurdu. Sömürgelikten kurtulurdu.

Özellikle Türkiye’de, partiler, tarikat- cemaat, dernek, sendika ve vakıf üyelikleri bir gruba dahil olup adam sayılmak için paylaşılamıyor. Bunlar yetmiyorsa bir de bölgecilik, soy ayrımı ve mezhepçilik ilave ediliyor. Günümüzde ehliyet- liyakat ve asalet asla aranmıyor. Toplumda, bilimin de önemi ortadan epey kalktı. Hayatını bilime adayan insana zavallı gözüyle bakılıyor. Bunu okullarımızda ve kendi gayretiyle bir şey icat etmek için hayatını adamış ve varlığını tüketmiş insanlarımıza önem verilmeyişinden anlıyoruz.

Türkiye, 2024 itibariyle 208 Yüksek Öğretim Kurumu (devlet/ vakıf üniversitesi ve vakıf meslek yüksekokulu) ile dünya da üniversite sayısı bakımından 25. Sırada yer alıyor. Ama dünya da ilk yüze- iki yüze, giren üniversitemiz yok. Ortadoğu Teknik Üniversitesi 285’inci, İstanbul Teknik Üniversitesi 326.ıncı, Koç Üniversitesi 401’inci, Boğaziçi Üniversitesi 418’inci ve Bilkent Üniversitesi 477’ıncı sırada yer alıyor. Bu üniversitelerimizde az sayıda yetişen bilim insanlarının da yüzde doksan-doksan beşi yurt dışında bilimle uğraşıyor.

Halkımızda adam olacak çocuk belli olur diye bir söz vardı, bu söz unutuldu, bu çocuk iyi bir fakülte kazanıra döndü. Demek ki adam olma önemli değil, gidişat iyi bir koltuk kapma ve para kazanmaya döndü. Toplumda maneviyattan, milli değerlerden ziyade maddiyat öne çıktı. Her türlü kısıtlamadan ve yasal yükümlülükten uzak bir bireysel girişim olan, kapitalizm, inancı, milli değerleri ve adamlığı soysuzlaştırdı veya adeta satın aldı. Bir meta gibi kullanıyor.

   HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.

 

 

 

 


28.07.2024 10:24:00

Rasim Gül

ADAM OLMAK

ADAM OLMAK