AÇGÖZLÜLÜK: Doymazlık, tamahkârlık. NEFRET: Bir kimseye, bir guruba, bir şeye karşı duyulan çok olumsuz duygu, tiksinme,

CEHALET: Bilmezlik, Bilgisizlik, Deneyimsizlik, Toyluk. Cehalet üçe ayrılıyor: 1- Bilmeyen, ama bilmediğini bilen; ÖĞRENME imkânı var. 2- Bilmeyen; ama bilmediğini de bilmeyen; bilmediğinin bilincine ermedikçe ÖĞRENME imkânı yoktur. 3- Bilmeyen, bilmediğini de bilmeyen ama en doğru bildiğini iddia eden, ÖĞRENME imkânı olmayan. Katmerli cahil.

Ülkemizde ‘’Cehalet en büyük düşmanımızdır’’ diyenler sadece kendi çıkarları için toplumu cehaletten kurtarma yerine cehalete ve nefrete itmektedirler. Cehaletin en büyük nedeni okuma yazma eksikliği, yüksek tahsil değildir, ‘’ Fikir Hürriyeti’ ’nin olmayışıdır. Türk Âlemi 300 yıldır fikir hürriyeti için mücadele etmektedir. Aldığı yol bir arpa boyudur. İslam âleminde ise değil fikir hürriyeti, hiçbir hürriyet sökonusu değildir, olma ihtimali de hiç yoktur.

Ülkemizde, yaygın hale gelen cemaat, tarikat ve benzeri kuruluşlarda fikir hürriyeti zaten söz konusu olamıyor. İşin garibi, demokrasinin gereği, milleti temsil için kurulan güya fikirlerin serbestçe ifade edileceği, ortak akıl ve bilimin gösterdiği yolda yürüyecek siyasi partiler, cemaat ve tarikatlardan daha geridedir. Ülkemizde, Özgürlük, fikir hürriyeti, gelir dağılımında eşitsizlik, adalet dersen komünistsin; Türklük, soy-sop, örf-adet, gelenek, hukuk dersen faşistsin. Bu iki taraf devlet adına ezilip saf dışı edildi. Dünyadan habersiz kula kulluk eden avene söz sahibi. Bunlar halkı üç zehirden kurtaracak öyle mi?

Açgözlülük, nefret ve cehalet insanlığın başladığı tarihten bu yana mevcuttur. Dünya’da yer alan 200 devletin sadece en fazla 20’si toplumunu bu üç felaketten korumayı başarmıştır. Maalesef Türkiye bu 20’nin içinde yoktur. Her okuyucumuz tarih yazan ÇAĞ değiştiren, Türklerin 20’nin içinde neden olamadığını düşünüp bir karar vermelidir. Dahada önemlisi, bilmediğini öğrenme, bilmediğini bilme ve bilmediğini de bilmeyen vatandaş olmaktan kurtulmalıdır.

1.Aç Gözlülük, 2. Nefret, 3. Cehalet denen, üç zehirden kurtaran toplumların içinde Türkiye’nin olmayışı ne acı. Bunun nedenlerinin bilimsel cevabı mutlaka bulunarak gereği yapılmalıdır. Gördüğümüz, yaşadığımız, okuduğumuz ve dinlediğimiz kadarıyla hiçbir devirde yönetenler, kendi toplumunu ve başaran toplumu yeteri kadar anlayamamış ve önemsememiştir.

İnsanlık tarihinde, kitaplı kitapsız sayısı net tespit edilemeyen birçok peygamber gelmiştir. Zamanlarında insanlık için haylı gayret sarfetmişler, toplumlarında muvaffakta olmuşlar. Peygamberler zamanında kısmen düzelen toplumlar, daha sonra idareye gelen, hanlar, hakanlar, şahlar, padişahlar, krallar, kraliçeler, İmparatorlar, başbakanlar, cumhurbaşkanları istisnalar hariç önce kendileri; aç gözlülük, nefret ve cehaleti tercih ederek yönettikleri toplumu da arkalarından sürüklemişlerdir.

Yazının icat edilip tarih yazılmaya başladığından bu yana geçen on binlerce yıl içinde en canlı örnek, Türklerle Ortadoğu tarihidir. Sayısız devlet ve birçok imparatorluk kuran, Türklerin tarihi iniş ve çıkışlarla doludur. Bilime, adalete, insan haklarına önem verdikleri zamanlarda, çıkış; aç gözlülüğe, nefrete ve cehalete önem verdiklerinde de iniş olmuştur.

Ortadoğu tarihi ise, peygamber döneminin dışında bir türlü istikrara kavuşamamıştır. Binlerce yıldır istikrarı, bilimi, adaleti yakalayamamış, kuvvetlinin zayıfı ezdiği vede sömürülen bölge olmaktan kurtulamamıştır. 2023 yılında da Amerike ve İngiltere’nin vede kısmen Rusya’nın sömürgesidirler. Sömürge olmaktan şikâyetçi de değiller. Çünkü Ortadoğu’yu yönetenler hiçbir zaman halkına inananlar tarafından yönetilmemiştir. Bütün yöneticileri Amerika ve İngiltere tarafından ayarlanmıştır

Tarih yazan, çağ değiştiren Yüce Türk Halkı, önce kendi aç gözlülükten, nefretten ve cehaletten kurtulmak için çaba göstermelidir. Şayet kurtulursa, açgözlülüğü, nefreti ve cehaleti siyasi sermaye yapan siyasetçilerin arkasından gitmeyi bıraktığı zaman kurtuluş başlamış sayılır. 100 yıllık Cumhuriyet döneminde haylı yol alınmıştır ama yetmiyor.

Bizim inancımız, Türk Devletinin, kanunları A dan, Z ye değişmeli, en az 300 yıldır başımıza gelenleri bilmeyenler, güvenlikten, eğitimden, inançtan ve ülkenin milletler camiasında yerinden sorumlu yerlere katiyyen atanmamalıdır. Özellikle, Genel Kurmay Başkanı, MİT Müsteşarı, Milli Eğitim Bakanı, Diyanet İşleri Başkanı ve büyükelçi olarak atanırken dikkat edilmeli ki 3 zehirden kurtuluş ışığı yanabilsin.                                      

   HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.

                                                                                                                                                                      

 


13.03.2023 06:25:00

Rasim Gül

ACI ÇEKMEMİZE NEDEN, ÜÇ ZEHİR

ACI ÇEKMEMİZE NEDEN, ÜÇ ZEHİR