Türkiye, zengin olma hırsıyla değil, yaşatma aşkına gönül verecek, sabırlı,  azimli, lakin gösterişsiz, dürüst, ahlaklı ve adaletten yana olan aynı zamanda, bilime, demokrasiye, laikliğe, halkımızın birliğine inanan, parti bağnazlığında boğulmayacak ideale sahip bir nesil istiyor.

Türkiye, topraklarında yaşayanların, olmasa olmazı ‘’Milli Birlik’’ ten yana olup, karşı olanlara asla fırsat vermemek, bilime, hür düşünceye, ulusal ve uluslararası çapta, sanat, Edebiyat ve bilim adamlarını takip eden ve anlayan uluslararasında ülkesini, inanç dünyasını ifade edebilen, dünyanın neresinde olursa olsun, başı dik nesiller istiyor.

 Bu çivisi çıkmış dünyadan, ülkesini ve milletini koruma güç ve bilincine sahip, çağı anlayan ve geçmişle gelecek arasında köprü olabilecek, kötümser olmayan, çevreye ve insanlığa mutluluk aşılamaya bıkmadan, usanmadan, kızmadan, küsmeden gayret eden, Cihan Şümul nesilleri istiyor.

Yüzyıllardır siyasiler, nesilleri malzeme yaptılar. Siyasilerin ellerini çekme zamanı çoktan geldi, geçti bile. Nesillerini çağa uygun ve idealist olarak yetiştiremeyen, ülkelerden hiçbiri teknolojiyi ve fikir özgürlüğünü yakalayamadı, bağımsız olamadı. Türkiye Cumhuriyetinin, tek istediği, ‘’Fikri Hür, Vicdanı Hür İrfanı Hür’ ’nesiller yetişmesi.

Ülke toprağına, bayrağına, devletine bağlılığını ispat eden, hukuk ve adalet açısından birlikte hareket edebilmenin şuuruyla yetişen, bağımsızlığın, demokrasinin ve hür düşüncenin ön ve tek şart olduğunu kabullenen, hedefin iç çatışma değil, küresel güç olma olduğunu inanan ve bunun için çalışan nesiller istiyor.

Arap-İslam âlemi düştüğü çukurdan bir türlü çıkamıyor. Hür ve demokratik sistemle idareye kavuşarak dünyada saygınlığını sağlayamıyor. Daha berbatı süper devletlerden birinin kuyruğu olmadan ayakta duramıyor. Sömürülmekten ve baskılardan kurtulup kendi milli rotalarını çizemiyorlar. Dolaysıyla yetiştirdikleri nesillerde kuyruk olarak yaşamayı kabulleniyor.

Son elli yılda Arap-İslam Birliği kurmak isteyen az sayıdaki Arap liderler başarıya ulaşacak hale gelirken alaşağı edildiler. Mısır’da Nasır, Endonezya’da Sukarno, İran’da Musaddak- Şah, Libya’da Kaddafi, Irak’ta Saddam acı örneklerdir. Türkiye’nin başına 1945 ten bu yana Türkiye büyüyen, gelişen bir ülke olduğu için 77 yıldır başına gelmedik kalmadı.

Menderes asıldı, Demirel 6 defa indirildi, 7. defa getirildi, Ecevit, 1974 ve 1977’de iki defa kazandı ikisinde de başına çorap örüldü, başbakanlık elinde alındı. Üçüncü defa getirildi hükumeti seçim istedi, seçilemedi, gitti. Özal öldürülerek yok edildi, Erbakan ‘ın kazandığı başbakanlık elinden alındı, başbakanlık Çiller’e verilmedi.

Bütün bunlara rağmen Türkiye büyüdü, gelişti, sanayileşti, kendine yeter hale geldi. Aynı şer güçleri 15 Temmuz 2016’ da meşru hükumeti devirmeye kalktılar. Bir avuç kahraman asker ve sivil vatandaş hain darbe mensuplarına ve bağlı oldukları güçlere ders vererek seçilmiş hükumetine ve devletine sahip çıktı.

Buradan çıkarılacak ders, Türkiye devletinin güçlenmesini istemeyenlerin kimler olduğunu işe particilik karıştırılmadan başımıza gelenler nesillere anlatılarak iç ve dış, şer güçlerine karşı uyanık ve birlik içinde olamaları sağlanabilmeli. Devletin varlığı, milletin özgürlüğü particiliğe kurban edilmemelidir.

Bu liderler çizmeyi aşınca, getirenlerin çevirdiği dolap ve askeri müdahale sonunda kendi halkları bunları yok ettiler. Bu liderler, büyük düşündüler ama kendilerinin daha büyük olduğu saçmalığından kurtularak, milli sistemlerini kurup, emanet edecekleri nesiller yetiştirmediler. Netice de kendi belalarını da buldular ama ülkeleride harap oldu.

Devleti, hükumeti, muhalefeti, sivil toplum örgütlerini, iş âlemini, dernekleri, vakıfları ve sendikaları yönetenler, ülkenin emanet edileceği nesilleri, mal, meta gibi kullanmaktan vaz geçilmesi gerekiyor

Önce Türk Devletler Birliğini sonrada Türk- İslam Birliğini kurabilecek ve insanlığa hizmet edilebilecek güçlü nesiller yetiştirmekten daha büyük ve kutsal bir hizmetin olamayacağı kabul edilmelidir. Bunun içinde başta iç kavgayı sonlandırıp, bilime, ehliyet ve liyakata önem vermenin en büyük hizmet olduğunda birleşilmeli ve bölmekten vaz geçilmelidir.

  Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.


29.07.2022 05:22:00

Rasim Gül

TÜRKİYE, NASİL BİR NESİL İSTİYOR?

TÜRKİYE, NASİL BİR NESİL İSTİYOR?