Aksaraylıda ciddi bir eksiklik var ‘’İlmi Hür, Vicdanı Hür ve İrfanı Hür’’ olabilme. Bu durumun sosyolojik, psikolojik ve kültürel açıdan elbette araştırılması lazım. Buda bizim değil bilim adamlarının konusu. Gördüğüm kadarıyla öz güveni eksik. Biat kültüründen henüz vatandaşlık kültürüne geçememiş olunması. Haklarını bilme, koruma ve savunma melekesinin gelişmemesi nedeniyle birey olunamamasıdır.

Örnek vermek gerekirse; savcı-hâkim karşısında, güçlü karşısında, kendi devleti karşısında kendini savunamamasıdır. Bunun nedeni mektep medrese, eğitim değildir, bireye ÖZ güven verilmemesidir. Doğu halklarına öz güvenden ziyade BİAT kültürü verilmektedir. Cumhuriyette bu konuda maalesef başarılı olamadı. Aksaraylı kabuğunu kıramadı. 

Ağırlıklı olarak her şeyi kadere bağlamak ve Allah’a (haşa)fatura kesmek gibi İslam’da yeri olmayan bir yol izlemek. Bizce bunlar kendini ve çevresini aldatmaya yöneliktir. Meselenin özü, haklarını bilmemek ve koruma cesaretinin olmaması. Daha beteri gayri milli yolun izlenmesi gelmektedir. 

Haklarını bilmeyen ve koruma cesareti olmayan BİREY-İNSAN-VATANDAŞ, bürokrat ve siyasetçi için çok iyidir. Bürokrata ve siyasetçiye kendini teslim eder o da istediği gibi yönlendirir, yönetir, duruma göre her ağlayana bir meme, her mırıldanana da bir mavi boncuk vererek idare etmeye devam eder.

Ülkemizde ve özellikle Aksaraylı da bir partinin, gurubun, cemaatin-tarikatın, başında bulunduğu Sivil Toplum Örgütünün, vakfın şemsiyesi altına girmek. Buradaki amaç kendine menfaat sağlamak veya güvenliğini teminat altına alma düşüncesi, kınanacak bir şey yok. Ancak ‘’Şahsiyeti-Özü-Benliği’’ kayboluyor bunun ya farkında değil ya da bunlar zaten gelişmemiş. Dolaysıyla AKIL ve MANTIĞINI gerektiği kadar kullanmıyor veya kullanamıyor.

Bizim bu görüşlerimiz, ekmeğini zor kazanan, bağından-bahçesinden başını kaldıracak vakit bile bulamayan vede kimseyi aldatmayı, sömürmeyi düşünmeyen sade ve temiz insanlara değildir. Sözümüz, halkın idaresinde bulunmak isteyenlere ve bulunanlaradır.

Ülkede ve Aksaray’da izlenen ‘’Siyaset Sosyoloji’’ açısından en önemli yanlış IRK ve İNANÇ üzerinden particilik ve yöneticilik yapmakta ısrar edilmesidir. Halkın, inançlarını ve örfünü kullananların heybesi-torbası boş olanlar ve AKLINI, VİCDANINI ve BEYNİNİ kullanmayanlardır. Büyüklerimiz, ‘’BEYİNSİZE’’ bak derlerdi. Bunlar âlim değillerdi ama ariftiler. Bilim bu gün beynini hiç kullanmayan yığınla insan olduğunu açıklıyor.

Bilim adamı, Beyin Cerrahı, Düşünür, Edip, Şair, Güftekar, Muzikişinas, Teolog, Filozof Hattat Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın’a gazeteci soruyor; ‘’Hocam bilim adamları, insanların beyninin yüzde beşini kullanıyor’’ diyorlar, siz katılıyor musunuz sorusuna HAYİR KATILMIYORUM diyor. Devamla ‘’Peki hocam yüzde ikisini kullandığına katılıyor musunuz?’’ Sorusuna da ‘’Katılmıyorum diyor’’,’’ peki hocam kaçını kullanıyor?’’ sorusuna ise ‘’KULLANMIYOR’’ cevabını veriyor
İnsanla, bütün canlıların benzer tarafları; 1- Üreme, 2- Karnını doyurma, 3- Kendini koruma melekeleri mevcuttur. Bu üçünün olmaması düşünülemez. Biri eksik olursa o canlı yaşayamaz yok olur. İnsanı diğer bütün canlılardan ayıran özellikler; 1- Akletme, 2- Düşünme ve 3- İcat. Bunlar içinde beynin gelişmesi gerekiyor. Yani akletme, düşünme ve icatın alt yapısını oluşturması gerekiyor.

Ülkeyi idare eden siyasetin, insanları ezerken, adalete güveninde hemen hemen bittiği dönemlerde SİYASET PARADİĞMASI hızla değişmektedir. Yani yıllardır bilinen Sağcı-Solcu-Muhafazakâr-Milliyetçi-İnançlı-İnançsız vs. KALIPLARI artık insanları yönlendirememektedir. Bu paradiğmadan Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Turgut Özal, Necmettin Erbakan ve Tayyip Erdoğan ciddi şekilde fayda görmüşlerdir. Şu anda bir geçiş döneminin yaşanacağı ufukta belirdi.

Görülüyor ki birey gelerek, haklarını öğrenme ve isteme durumuna az da olsa gelmiş gibi gözüküyor. Bu da bir uyanışın bir dirilişin belirtileri ve habercisidir. Buradan TÜRK RÖNESANSININ doğmasını arkasından da TÜRK BİRLİĞNİN kurulmasını umut etmek artık hayal değildir. Turana giden yollar üzerindeki engellerin aşılmaya başlanmış olması, Dünya’da dördüncü gücün oluşmasının önünü açacak ve Amerika, Rusya, Çin ve Avrupa’ya karşı Türk Birliği oluşmaktadır.

Dünya’da ve Türkiye’de bütün bunlar olurken Aksaray’ın bu konularda ne kadar uyanıp, uyanmadığı bizim için hepsinden önemlidir. Aksaraylı; İlmi, İrfanı ve Vicdanı Hür nesiller yetiştirmek zorunda olduğunu görmeli ve yetiştirmelidir. Medeniyet ve Çağı ancak böyle yakalayabilir. Bunun içinde Şehirde birliğini kurma ve haklarını bilme zorundadır.
 Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.


18.12.2021 07:48:00

Rasim Gül

İLMİ HÜR, VİCDANI HÜR, İRFANI HÜR OLUNAMAZ MI?

İLMİ HÜR, VİCDANI HÜR, İRFANI HÜR OLUNAMAZ MI?